| 3.Bölüm

2.1K 133 8
                                    

| 3. Bölüm

 

Tarkın Berat

 

Gaz mı veriyordu, bu kız ? Amacı neydi ? Normal bir insan yalvarırken, Beril neden bana emir veriyordu ? Canına mı susamıştı ? Babasını hiç mi düşünmüyordu ? Veya annesini ? Her şeyi geçtim, kendisini de mi önemsemiyordu ?

Ve daha milyonlarca cevapsız soru beynimi işgal ederken, kaşlarımı çattım. Silahı geri çektim. Bu hareketim yüzümden Beril'in silahı tutan eli, havada kaldı. Arkasını dönüp, benimle yüz yüze geldi ve çenesini aşağıya indirdi. Bir itaatkâr gibi...

"Öldürmeyecek misin beni ?"

"Ne yaptığını sanıyorsun ?"

Aynı anda konuşmamızı pek umursamadım ve sorumu cevaplamasını bekledim. Derin bir nefes aldı, ardından gözlerini, gözlerime odakladı.

"Cezamı çekmeye... eğer cezam ölüm değilse, bir an önce cezamı ver ve beni bırak."

Emirler, emirler, emirler...

Bu kız kendini ne sanıyordu ? Sanırım ailede tek çocuk olmanın dezavantajı olan şımarıklık ve ailenin zenginliği sayesinde ruhta oluşan hükümdarlık, Beril'de haddi hesabı yoktu. Sakin olmaya çalıştım ama bu kız beni deli ediyordu... sınırlarını zorluyordu.

"Seni bağışlayacaktım fakat sen kaşındın. Sana son bir şans... cezanı kendi ellerinle mi vereceksin, yoksa ben mi vereceğim ? Bu şansa bağlı olacak."

'Of'ladı... Beril. Dediklerime. Karşı. Sadece. 'OF'LADI.

"AMACIN NE ?!"

Ani kükreyişim sonucunda, aniden yere düşen bir eşya gibi yerinde zıpladı. Umursamadım... bedeninin titrerken bile bu kadar masum görünmesinin etkisinde kalmamaya çalışarak sesimi az öncekine göre daha kısık tonda kullandım.

"Bu bir oyun değil, lanet olası. Bu gerçek... hissedebileceğin acıdan, görebileceğin zavallı insanlardan daha gerçek. Burası benim dünyam, Beril. Cehennemden de beter bir yer... eğer buraya geldiysen; ya cezanı çekersin, ya da..."

Lanet olsun ! Binlerce, milyonlarca, trilyonlarca kez lanet olsun. Nasıl unuturdum ? Başkalarının yüzüne gerçekleri vururken, asıl gerçekliği nasıl göremezdim ? Bu kızın ruhunda katıksız nefret ve çeşitli işkenceleri, zevk alarak yapabilecek bir yapı olduğunun nasıl farkına varamazdım ?

"Ya da ?"

Baygın bakışlarının altındaki endişeyi görebiliyordum fakat az önceki düşüncelerimden sonra Beril'e ne ceza verecektim, ne de ailesinin yanına gönderecektim... Beril'i umursamamayı olumlu bularak, kapının önünde dikildiğine emin olduğum adamlarıma seslendim.

"Beril'i odasına götürebilirsiniz..."

 

***

 

Kabusumun en beter kısmındayken, odamın kapısı aniden açıldı ve benim kabusumdan ayrılmamı sağladı. Karanlıkta uyumayı sevdiğim için odama giren kişinin kim olduğunu bilmiyordum. Yine de, çoktan yastığımın altındaki silahı elime almıştım... gece lambamı yakmak için elimi attığımda, elim bir bedene çarptı. Kaşlarım çatılırken, silahı çarptığım bedene doğru tutmaya başladım.

"Benim... korkuyorum."

Beril'in sesi kulaklarıma dolduğunda, sinirlendiğimi hissettim. Ne korkusundan bahsediyordu bu kız ? Beni niye rahatsız ediyordu ?!

"Korkunla yüzleş."

Hala karanlıktaydık ve silah, Beril'e doğru hizadaydı. Bu sefer daha dikkatli olmaya çalışarak gece lambasını yakmayı denedim. Bir kaç saniye içinde odada cılız bir ışık, etrafı hafifte olsa aydınlatmıştı. Beril'in yüzünü görebiliyordum... ve anlında toplanmış ter tanelerini.

"Y-yapayorum."

Kaşlarım, gözlerimle birleşmek istercesine çatılmak için kendini zorlarken, derin bir nefes aldım. Bu kız tam bir baş belasıydı...

"Ne yapıyorsun ? Neyden korkuyorsun ki ?"

" Senden."

Dudaklarından çıkan tek kelime, egomu o kadar çok tatmin etmişti ki boş yere sırıttım. Bu kız hem baş belası, hem de küçük bir çocuk gibiydi...

"Bunu nasıl yeneceksin, Beril ?"

"B-bilmiyorum..."

Elimdeki silaha baktım ve öğlen aldığım karardan önce, Beril'e tanıdığım şansı şuan gerçekleştirmeyi düşündüm. Ciddi ciddi neden yapmıyordum ki ? Korkusu devam edebilirdi ama en azından güvenirdi, bana.

Yatağımda doğruldum ve Beril'in kolunu tutup, yatağımın kenarına oturması için çekiştirdim. Oturduğunda elimdeki silahın içinde bir kurşun kalmasını sağladım. Fakat sonradan Beril'in ölme gibi bir olasılığı göz önüne alamayacağımı düşündüm ve Beril'e belli etmeden son kurşunu da çıkardım. Şuan silahın içi boştu fakat Beril bilmiyordu.

"Ne yapacaksın onunla ?"

Yüzüme en çekici tebessümü -ki bu alaycı tebessümüm oluyor- yerleştirdim. Beril'in titremesini sağlayacak bir bakış attım ve silahı Beril'e uzattım. Titreyen elleri ile silahı aldığında, hafifçe yutkunarak, yapması gerektiğini anlatmaya başladım.

"Hatırlarsan, hala cezanı çekmedin. Bu da beni rahatsız etmeye başladı... şimdi, elinde tuttuğun silahın içinde tek bir kurşun var. Senden, silahı kendine doğru çevirip, kalbinin üstüne koyarak vurmanı istiyorum. Vurulsan da vurulmasan da cezanı çektin sayacağım..."

Titreyen elleri ile tuttuğu silahı, kalbine doğru hizaladı. Gözlerinden istemsizce aktığı belli olan göz yaşlarını silmeden, son olduğunu düşündüğü bakışı attı, bana. Bugüne dek sadece kan pompaladığını inandığım kalbim, bu bakışın ardından ağrımaya başladı. Neden böyle oluyordu ? Kahverenginin en koyu tonu gözlerini yumdu ve yutkunarak, silahın tetiğini çekti.

Odamın duvarlarında yankı yapan tok ses, bedenimi titretti. Kaşlarım çatılırken, Beril'in hıçkırıkları kulaklarımda çınlamaya başlamıştı, bile...

"Ölmedim..."

"Ölmedin..." diyerek tekrar ettim, O'nu.

Kirpiklerini titreterek açtığı göz kapaklarının ardında saklı cenneti andıran gözleri, beni delercesine bakıyordu, sanki. O kadar derin bakıyordu ki, bir an benliğimi kaybediyorum sandım.

"Şimdi ne olacak ?"

Titreyerek sorduğu soruya karşılık, hiç yapmayacağım bir şey yaptım. Düşünmeden hareket ettim ve Beril'i kolundan tuttuğum gibi yanıma yatırdım. Şaşkınlıktan açılmış, yaşlarla dolu gözlerine karşılık alayla sırıttım. Kaşlarını çattı ve arkasını dönüp, yataktan kalkmaya çalıştı. Tekrar kolundan tuttum ve yatağa geri yatırdım. Yanına uzandığımda hala titrediğini fark ettim. Dayanamayarak kendime doğru çektim, Beril'i. Beline doladığım kolum, kalkmaya yeltenmesini engelledi. Derin bir nefes aldım ve bir daha böyle bir şey yapmayacağıma karar verdim.

"İyi geceler, Beril."

 

"Lanet olsun."

 

 

♣ Merhabaaa :) Bölüm geç geldi farkındayım  :( Ama size çok güzeeel *bana göre* bir bölümle geldiiim :D Umarım beğenirsiniz :) Bir dahaki bölüm ne zaman gelir bilmiyorum ama en geç Cumartesi yayınlarım sanırım *-* Neyse sizleri seviyorum ve yorumlarınız - votelarınız için teşekkür ediyorum ♥

Yorum ve vote yapmayı unutmayın ! :) ♥

✗ 20 Saniye ✗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin