| 14. Bölüm - 2.SEZON

916 71 36
                                    

Bölüm şarkıları;

Alex and Sierra - Scarecrow

Little Nikki - YoYo

Bastille ft. Gabriella Aplin - Dreams

The Civil Wars - Devil's Backbone

#GazzedeKatliamVar!

TARKIN BERAT

"Beril," dedim ve aklım karışmış bir şekilde O'na baktım. "Ne planından bahsediyorsun?"

"Babamın odasında incelediğim dosyalar annem ile ilgili değildi... babamın; Berat Holding ile anlaşma yapmadan önce belirli bir ün kazanmak adına yaptıklarını barındıran bir dosyaydı."

Yüzümde nasıl bir ifade oluştuysa Beril konuşmasını yarılayıp; bu halime kahkaha atmaya başladı. Gözlerinin kenarında oluşan kırışıklıklar ve kısılan göz bebeklerini görmenin; içimde yarattığı his kendini belli etmiş ve benim nefes alma yetimi kaybetmemi sağlamıştı, kısa bir an.

Bir kaç saniye süren kahkahası kesildiğinde kendime gelebilmiştim, sonunda.

Dediklerini hatırladığımda; aklımda cevabını bilmediğim sorular yer edinmişti, bile.

"O zaman... neden seni kaçırmama sebebiyet verdin? Yani, neden seni kaçırdığım da kaçma girişinde bulunmadın? Bunları anlatmadın?"

Derin bir nefes alarak, bıkkın bakışlarla bana bakmaya başladı. Cevap vereceği sırada; kapının tıklatılmasıyla, sustu.

O'na bir bakış atıp, 'gir' iznini verdikten sonra kapı aralandı.

"Tarkın Bey biz çıkıyoruz..."

Beyza'nın yanında heyecanlı olduğunu belirtir şekilde zıplayıp, hoplayan Ceren'e tebessüm edip, kafamı salladım. Kapı geri kazandığında, bakışlarımı Beril'e çevirmiştim fakat görmeyi beklediğim son şey Beril'in sinirli bakışlarıydı.

Yerinden hışımla kalkıp,masaya kalçasını dayayarak; kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakmaya başlaması şaşkınlığımda seviye atlamama sebep oldu.

"Bu Beyza kim, Allah aşkına?! Mısra'dan sonra Beyza mı geldi?" Diye, sinirle soluduğunda; şaşkınlığım hat safaya ulaşmıştı, bile.

Beril, beni; gün içinde iki kere kıskanmıştı! Her ne kadar iritaf etmesede; kıskandığını anlamamak salaklık olurdu, her halde...

"Şey... aslında O, Ceren'in bakıcısı."

Açıklamam yeterli gelmemiş olacak ki, pozisyonunu bozmadan durmaya devam etti. Sonunda dayanamayarak; kaşlarımı kaldırarak O'na baktığımda, ağzındaki baklayı çıkardı.

"Bakıcı bile olsa... gülümseme!"

Şaşkınlığım doruk noktasına deyinliğinde, hafifçe yutkundum.

Beril'in kolunu tutup, kendime doğru çektiğimde; dengesini kaybedip, kucağıma düşmüştü. Yüzlerimizin yakınlığını umursamayıp; konuştum.

"Anlaşılan birileri beni kıskanmış..."

Alay dolu sırıtışım; uzun zaman sonra yüzümde yer edinirken, Beril,  yakınlığımızdan etkilenmiş olacak ki nefes nefese kalmıştı.

Bu durumda kendimi tutmam olanaksız olduğu için, yavaşça dudaklarımızı birleştirdim.

Ellerimi yüzüne götürüp, kafasını çekmemesi veya çevirmemesi için engel olmuştum. O da; bir elini saçlarıma daldırmış, diğer elini enseme koymuştu.

Nefessiz kaldığımız da dudaklarımızı ayırmak zorunda kaldım. Beril'in yüzüme vuran titrek nefesleri eşliğinde nefes nefese kalmam; bir an her şeyi unutmamı sağladı.

"Bir oyun oynamalıyız..."

Bir kaç saniye içinde kendimizi toparlamış fakat Beril'i kucağımdan kaldırmamıştım.

"Neden?" Diye sorarak; aklımdaki sorulara bir giriş yaptım.

"Çünkü babam her şeyi hak ediyor ve biz hariç kimsenin bundan haberi yok."

Derin bir nefes aldım... bu işlemin; aklımı başıma toplamamda yararı olur sanmıştım fakat  Beril'in kokusu burnumdan içeri yol aldığında, içimde tarafsiz bir rahatlama oluşmuştu. O'nun kokusu; kimsenin yapamadığını yapabiliyordu...

"Peki, Murat?"

İçimdeki rahatlamanın, dışa sinirli bir halde çıkması akıl karıştırıcıydı. Beril de yüz ifademle, ses tonumun zıtlığını anlamış olacak ki; bir an şaşırdı.

"Aslında O'nun bir suçu var mı bilmiyorum ama oyunun büyük bir çoğunluğu O'nun üstünden olacak..."

Yemin ederim ki; Murat'ın da suçu olduğunu kanıtlayacağım... tabii varsa.

İçimdeki rahatlama yok olup, saf öfke yer alınca; ne yapacağımı sapıttım. Fakat kendimi toparlamam kısa bir müddet sürdü.

"Böyle dediğine göre plan hazır?"

Beril'in bakışlarını kaçırıp, başını olumlu anlamda sallaması; bu işin kolay olacağını belirtir nitelikteydi.

Sırıtarak, Beril'in çenesini tuttum ve yüzüme bakması için kendime çevirdim.

Sonunda bana baktığında, yüzümdeki sırıtışın genişlemesine sebep olan soruyu sordum.

"Oyunun kurallarını; bana anlatmak istiyor misin?"

Merhabalar... Biliyorum; bölüm kısa. Fakat bugünlük böyle olmak zorunda. En kısa zamanda daha uzun bir bölümle geleceğim ^-^

Aklımdaki final kurgusunu değiştirecek bir soru; Ceren'in hikayesini okumak ister misiniz? Yani ikinci kitap olsun mu?

Bu aralar yorumların düştüğünü fark ettim ve biraz moral bozukluğu yaşadım... yine de bu bölüm; eski halimize döneceğimiz konusunda bana umut veriyor. Çünkü bazı sırlar ortaya çıktı... fikirlerinizi bekliyorum.  ♥

Yorum ve Vote yapmayı unutmayın :) Sizleri sefiyorum ♥

✗ 20 Saniye ✗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin