Bölüm şarkıları;
Craig David - Seven Days
Jessie J - Magnetic
Eminem Ft. Rihanna - The MonsterTARKIN BERAT
"Tarkın Bey," diyerek, korku dolu gözleriyle karşımda dikilen Selim'e hafif bir sinirle baktım. "Az önce," cümlesini devam ettirmesi için beklerken, geçen her saniyenin sinirlerime dokunduğunu hissediyordum. Fakat, Selim; bunun farkında değilmiş gibi, inatla susuyordu.
"Konuşsana!"
Gür ve sert ses tonum duvarlara çarpıp, kulaklarıma ulaştığında; ses tonumun etkisiyle, mırıldanır gibi konuşmaya başlayan Selim'in sesi, hiçte tatmin edici değildi.
"Efendim, bir kaç dakika önce aldığımız habere göre; Beyza ve Ceren'in Kocaeli'ndeki eve giden yolda kaza yaptığını öğrendik... kimliğinin tespit edilemediği biri tarafından yapıldığını düşünüyoruz."
'Ceren'in; Kocaeli'ndeki eve giden yolda kaza yaptığını öğrendik.'
"Ceren ve Beyza'nın bulunduğu araba kaza mı yaptı?!" derken; kaşlarımı çatmış, sesimi olabildiğince sakin bir tonda tutmaya çalışmıştım.
"Ihm, evet... fakat iyiler. Yani öyle tahmin ediyoruz."
'Tahmin ediyoruz.' ?!
"Bana; kazanın detaylarını, araçta bulunan her kişinin sağlık durumunu anlat. Fakat, önceliği bu olayı neden yarım yamalak anlattığını söyle."
Sesim, biraz önceki sakinlikten eser arandırmıyordu. Daha emir verici, daha sert ve daha sinirli çıkıyordu, çünkü.
"Tarkın Bey," Hafifçe yutkundu; sanki söylecekleri karşında vereceğim tepkiden tırsar gibiydi. "Beyza ve Ceren; kaza haberi bize ulaştığında gönderdiğimiz yardım ekibinin söylediğine göre aracın içinde değilmiş. Bunun dışın---"
"Ağzına ederim, sizin! Ne demek değilmiş lan?! CEREN; ARABANIN İÇİNDE DEĞİLSE, NERESİNDE ?!"
"Efendim, bizde bilmiyoruz. Biraz sakinle--"
Dirseklerimi, çalışma masama dayadım, sandalyemi masaya daha çok yakınlaştırdım ve avuç içlerimi, anlıma yasladım. Karşımdaki her hangi birinin konuşma yetisini kaybetmesini sağlayacak derecede soğuk bir şekilde, "Çık, dışarı." demeyi unutmadım, tabii.
Bir kaç saniye içinde kapanan oda kapısının sesi hafif bir yankı oluştururken, derince 'of'ladım.
"Kim benimle oynuyor?" Diye, mırıldandım.
"Eskiden korkulan herifken, birden bire nasıl bu duruma düştüm?" diyerek, yakınmaya devam ederken; aklıma Beril'in dedikleri geldi.
Cidden, dediği şeyi yapacak mıydı? Bir işin cıvkını çıkarmakta üstüne yoktu. Kabul etmeliyim, ki; Beril'in gözünde zengin ve ukala piçin tekiydim. Ama şuan düşünmem gereken en son şeydi, Beril'in gözündeki değerim. Çünkü O'nun salak saçma oyunları yerine, gerçek hayatta olan bitenlerle ilgilenmeliydim.
Öncelikle Ceren'i bulmalıydım. Gerisi kolaydı; bu lanet ötesi, olanlar hakkında bir haber olduğum olayı çıkaran kişiyi bulup, öldürmek benim için bebek oyuncağıydı. Ceren'e bir zarar gelirse, ne yapardım bilemiyorum.
Bundan bir kaç hafta öncesine kadar, Ceren yerine Beril'in benzer pozisyonda düşüncelerimde yer edindiğini hatırlamak; sinirlerimin alt üst olmasına sebep oluyordu. Beril kimdi ki, kendi kanımdan birinin yer aldığı düşüncede kendisi yer alacaktı; şimdi? Gözümde ki değeri bir fahişeden farksızken, kalbimdeki değeri hep aynı kalacaktı, eminim... hep O'na aşık olacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✗ 20 Saniye ✗
Teen FictionSevgi duygusu ile harmanlanmış bir hissin içinde boğulacağını sanan genç bir kız... Beril Türkmen. Bu hissin alışığı olmadığı her halinden belli genç bir adam... Tarkın Berat. Duygularını gizleme. Hissettiklerinden pişmanlık duyma ve hayatını doyas...