Acaba o numara kimdi? Ve Batın beni nereye götürüyordu?
Vardığımız yer, korunaklı görünen bir villanın bahçesiydi. Batın'ın aracı gibi son model Mercedes ve Porsche araçlar yan yana park etmişti. Arabadan inerken bir an sendeledim. Bu sırada Batın, evden çıkan kızlara sarılmakla meşguldü. Mide bulantısı hissederek yüzümü ekşittim. Elimdeki telefonu kurcaladım. Batın, önden yürüyüp bana göz kırparak kızlarla konuşmaya devam etti.
+90 530...: Gitmemeyi seçebilirsin
+90 530...: Ona ne kadar aşağılık olduğunu da söyleyebilirsin
+90 530...:İkisini de tercih ederim
+90 530...:Ve gittin, o araca bindin
+90 530...:Üzülmek de kaderimde var
+90 530...:Neden yazmıyorsun, seni zaten umursamıyor.
+90 530...:Bunu söylediğim için kızdın mı? Özür dilerim Hazen.
Hazen: Hayır.
+90 530...:Neden şimdi yazdın?
Hazen: Neden bana yazıyorsun?
+90 530...:Neden yazmayayım?
Hazen: Bana soruyla karşılık verme. İlk yazan sensin. Benden ne istiyorsun? Onu anlatmakla başlayabilirsin.
Cevap vermedi. Tam da düşündüğüm gibiydi. Benimle uğraşan birileri vardı. Kim olduğunu öğrenecektim, o zamana kadar da engellemeyi düşünmüyordum.
Ve eve giriş yaptım. Ev partileri. Asla sevmediğim bir diğer Batın'ın favori aktivitesiydi. Batın'ı kızların arasında kaybettiğinde kendime bir içecek almak için mutfağa yöneldim. Şu an evde Netflix'te saçmasapan bir film açmak ya da wattpade girmek için neler vermezdim.
İçecek köşesinde alkolsüz bir şeyler ararken yanıma yaklaşan birini fark etmemle irkildim. En az Batın kadar yakışıklıydı. Beni gördüğünde gülümsedi ve beni baştan aşağı süzdü.
"Tanışmıyoruz sanırım. Ben Oğuz. Evime hoş geldin," dedi ellerini uzatarak. Gülümsedim. Bir parça da olsa rahatlamıştım.
"Merhaba. Hazen ben."
Küçük bir kahkaha attığında ben de elime aldığım bardaktaki içeceğimi yudumluyordum. Komik olan ne diye sormak istemiştim. Ancak o benden önce davrandı.
"Meşhur Hazen sensin demek. Batın bahsetmişti. Yeni sevgilisisin."
Gözlerim devirmeden duramadım.
"Aynen bir yıldır beraberiz," dedim alayla gülerek. Sanırım bunu gerçek algılamıştı, gözleri büyüdü şaşkınlıkla. Gülmemi bastırmak için dudaklarımı sıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZEN | Texting
Short StoryGözlerimiz, ruhumuzu arayanların bakışlarını fark etmediğinde, mesajlar sessizce gelir ve dünyamızı değiştirir. O mesaj gelmişti, benim için. Her şey o gün başladı. Güneş, Ankara'nın solgun yüzünü yavaşça aydınlatırken, şehir yavaş yavaş uyanıyordu...