Ev Arkadaşım-1

36.6K 637 7
                                    

Öncelikle kendimi tanıtayım adım Yağmur Karaca. 25 yaşında doktordum. Mardin'den üniversite okumak için İstanbul'a gelmiştim. 8 senedir İstanbul'dayım. Ufakcık kutu gibi ama bize saray gibi gelen rengarenk bir evimiz var . Ev arkadaşım Sena'yla İstanbul'a ilk geldiğimde mecburen kalmak zorunda olduğum yurt odasında tanışmıştık. Her sıkı dostun başından geçtiği gibi bizimde birbirimize gıcık olma dönemimiz olmuştu meğer bu bizim sıkı dostluğumuzun sağlam bir temeliymiş. Sena hukuk oyurdu bitireli 2 sene olmuştu. Birbirimizden  hiçbir şey  saklamazdık belkide bizi iyi bir dost yapan yönümüz buydu. Sena'nın da hayat hikayesi benimki kadar macera doluydu. Babası o küçükken vefat etmiş. Annesi uzun bir zaman sonra evlenmiş ve senayı tek başına yalnız yaşayan yaşlı babaannesinin yanına bırakıp gitmiş, öylece o günden sonra asla annesiyle görüşmemiş görmek istememiş. Lise sona giderken ise babaannesinin vefatı ile tamamıyla hayatta tek başına kalmış. Kısacası çocukluğunu dolu dolu yaşayamamış hem okumuş hemde bazı kafelerde garsonluk yapmış. Ben mi ben ise okumaya karşı çıkan kişilere savaşmakla geçirmiştim çocukluğumu. Mardin gibi biryerde kızların okutulması çok da alışagelmiş bir konu değildi çünkü... Babam destek vermeseydi belkide şu an benim yaşımdaki okumamış kızların olduğu durumda evli çoluk çocuk sahibi bir kadın olabilirdim. Ama arkamda duran bir ağa vardı. Herkesin korktuğu sözünün dinlendiği Kaya aşiretinin ağası... Üniversite hayatım lise yıllarım kadar zorlu geçmemişti. Çünkü burda özgür bir kuştum. Ama eskiye nazaran biraz genişlemiş düşüncelerden oluşan kafesime geri dönme vakti yaklaşmıştı, okul bitmişti..
Günümüz..
Son ses müzik sesi geliyordu. Ruhum uyanmıştı ama gözlerim inat ederek açılmak istemiyordu. Biraz sinirli biraz mızmızlanarak gözümü açtım. Yatağımın yan tarafında duran şifonyerin üzerindeki saate baktığımda ise sinirim iki katına çıkmıştı. Saat 09.00'du hızlı bir şekilde odamdan çıkıp salonda kitap rafının altındaki laptopun sesini kapatmıştım. Mutfak kapısında duran Sena'ya  sinirli bir bakış atıp hızlı adımlarla kendimi hala sıcak olan yatağıma atmıştım. Beş dakika bile geçmeden kapıdan seslenen ev arkadaşınızın olması bazen cidden bi felaketti.. Birileri gene sol tarafından kalkmış sanırım diye benle dalga geçiyordu kendince.
-Her sabah son ses müzik açıp uykumu bölme hakkını kimin verdiğini söyler misin? Diye söylenmiştim.
- Kendimi bu göreve tayin etmiş bulunuyorum diyerek dalga geçmeye devam ediyordu.
Hadi kalk hazırlan kahvaltı hazırladım bıktım ha bıktım..
diyerek kahkaha atıp beni taklit etmeye başlamıştı şimdide.
Dediği gibi yapıp kalkıp sabah rutin olan şeyleri yaptıktan sonra mutfağa gidip, kahvaltı masasına oturmuştum. Gene o meşhur omletinden yapmıştı bu kız harika yemek yapıyordu dostum. Sena gene her cumartesi sabahı olduğu gibi kahvaltı masasında mertle yaptıkları planları anlatmaya başlamıştı. İnsan neden her hafta sonu sinemaya giderdi?? Bu soruyu düşünürken bir yandan tabağımdaki omleti bitirmeye çalışıyordum. Ve Sena hala konuşuyordu kız susmuyordu adeta.. Mert Sena'nın iki yıldır sevgilisiydi. İyi bi çocuktu kardeşim olmuştu oda bu zaman içinde. Senayı seviyor ve ciddi düşünüyordu, fazla efendi bir tipti.. Zil çalıyordu Sena boşalan bardağına çay koymak için kalkmıştı ben bakarım diyerek kapıya doğru ilerledi. Kapıdan Yağmur sana kargo var diye sesleniyordu. Oflayarak kalktım kesin annem gene bişeyler yollamıştı. Kapıya gittiğimde doğru tahminde bulunduğumu anladım, annem gene kendi elleriyle yaptığı salçalardan reçellerden yollamıştı. Kargodan eşyaları teslim alıp yerleştirmeye başlamıştı bile Sena. Aslında iki gün sonra mardine gidip sürpriz yapmayı düşünüyordum, ama annem benden önce yapmıştı süprizini, yemek önemliydi sonuçta . Telefonumu alarak annemi aramaya başlamıştım, ikinci çalışında telefonu açan annemin sesini dahi ne kadar özlediğimi fark ettim. Kendimi toparlayarak
- Alo nasılsınız hanımağam
- Biz iyiyiz yağmur hanım dalga geçtiğinize göre sizde iyisiniz inşallah diyerek sertleştirmişti sözünü kızmıştı sanırım
- iyiyim aney çok özlemişim sizi kargonu aldım şimdi hepsi şahane gözüküyor demeye kalmadan
-kargo göndermesem hiç hatırlayıp özleyeceğin yok diyerek sitemde bulunmuştu
- en kısa sürede geleceğim hanımagam sen merak etme babamgilinde ellerinden öperim selam et diyerek kapatmıştım telefonu yoksa daha çok laf yiyecektim.
Uçak biletimi salı gününe almıştım daha üç günüm vardı , Sena mutfağı toplamış eline kitabını almış salona geçmişti. Hava bahar havasıydı üzerimi değiştirip eşofman takımımı giyerek sahile doğru yürümeye karar vermiştim. Siteden çıkarak mis gibi havanın tadını çıkarmaya bakmalıydım biran önce..

MARDİN MASALI🔱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin