Kına-11

11.7K 355 11
                                    

Gene her zamanki sessizlikte arabada giderken sessizliği bozan Baranın telefonu olmuştu.
-efendim
-.....
-Yarım saate geliyorum . Diyerek kapatmıştı, sanırım işle alakalı bir konuydu.
Beni konağa bırakarak gitmişti. Yorgunluk duşu almak en iyisiydi.
Sıcak bir duştan sonra kapıda elinde kahve fincanlarıyla beliren bir Sena vardı.
-Bir kahve dedikodusu yaparız demi
-ahahah yapmaz mıyız gel tabi diyerek koltuğa çağırdım.
-Ee anlat bakalım bugün arabada ne konuştunuz
-Hiç bir şey
-Yalancı en yakın arkadaşına da anlatmayacak mısın? Diyip suratıma baktı Şaka sen ciddi misin ahahahah siz bişey konuşmadınız mı yani
-konuşmadık dedim ya
-Sena ben nasıl alışacağım bu hayata daralıyorum artık her şey saçma geliyor ortadan kaybolmak istiyorum ama kapıdan bile çıkamam napıcam ben
-Walla ultra yakışıklı kocanla evlencen çocuk yapıcan.. Şaka yapıyorum umutsuzluk kraliçesi bence her şeyi keyfini çıkarmaya bak yaşlı bir insanda olabilirdi evleneceğin ağa hem her şeyi istediğin gibi al gez zaten evlilik oyunu gibi bir şey dört beş aya boşanırsınız
-Ordan oturup konuşması kolay tabi hanfendi..
Gene gece yarısına kadar çenemiz durmamış her şeyi konuşmuştuk. İçim biraz da olsa rahatlamıştı Sena haklıydı .

Kahvaltıda kimse sesini çıkarmadan sessizce kahvaltısını ediyordu . Bugün abimgil konağa gelip babamın elini öpecek artık gitmeyeceklerdi. Bugün halledilecek birkaç iş vardı. Sena ve  abimin eşi dilanla beraber çıkacaktık. Kahvaltı masasından yarım saate herkes hazır olsun diyerek kalmıştım. Rahat bir şeyler giyecektim zaten kız kıza takılacaktık. Düz beyaz bir thsırt giyerek altına diz boyunda karışık desenli uçları baklava deseninde kesilmiş bir etek giymiştim çok severek almıştım. Saçımı bir fularla toplayarak ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı giyinmiştim . Avluda  kızlarında hazır olduğunu gördüm.
-Fffftişşt diyerek ıstık çalan dilan gaza getiriyordu havalı havalı inmiştim avluya. Kapıdaki görevlilerden arabayı getirmelerini istemiştim kendim kullanacaktım. Araba geldikten sonra dilan ön koltuğu Sena'ya kaptırmıştı.
.... Çarşıdaki işi bitirmiş birer yorgunluk kahvesi bile içmiştik. Arabaya binip otoparktan çıkacakken Baran'ın arabasıyla burun buruna gelmiştik. Her zaman olduğu gibi yine sinirli bir şekilde gözlerime bakıyordu. Ne o geri çekiliyordu nede ben en sonunda kornaya bastım hızlı bir şekilde geri geri çıkıp geçmemi bekliyordu. Hiç bir şey yapmadan önünden geçtim kızlardan ses gelmiyordu. Eve sürmeye başladım arkamda takip ediyordu. Hızlı sürmeyi severdim şuanda o modumdaydım. Nihayet konağa gelmiştik, bagajdaki eşyaları konağın kapısında bekleyen adamlara vererek tam kapıya yürüyordum ki arkamdan yağmur diye seslenen bir adet Baran'ı duymam uzun sürmedi.
-Efendim diyerek dönmüştüm arkamı
-Nerden geliyorsunuz
-Alışveriş yaptık eksikler vardı onları aldık bir şey mi oldu?
-Benim niye haberim yok bundan
-Unutmuşum diyip kurtulmayı planlıyordum ama kolay yırtamayacağım kesindi.
-Neyse yakında böyle bir sorun olmayacağı için bu konuyu uzatmayacağım, bir daha da o arabayı öyle kullanma diyerek arabasına binmişti bile..
Ne saçamlıyordu yine..

Günler su gibi geçip gidiyordu. Şaka gibiydi yarın kınam vardı sonraki gün ise düğünüm. Komik bir durum gibi gözüksede korkunç bi olaydı. Hayatım avucumun içinden kayıp gidiyordu resmen. Bu arada konağa abimgilde taşınmıştı, delalle yüz yüze geldiğimizde başını eğip gidiyordu bende her ne kadar onların aşklarını savundam da istemsiz öfke vardı içimde. Baranla dini nikahımız kıyılmıştı. Resmî olmasada karısıydım artık değişik bir duyguydu. Bu durumdan mutlu değildim ama nefrette yoktu içimde.

Ve o gün gelip çatmıştı. Akşama sanki başkasının kınası var gibi saf saf dolaşıyordum ortada.  Sena Mert'i karşılamaya gitmişti bende o arada duşa girmiştim. Kına konakta olacaktı. Duştan çıktığım anda Dilan odaya dalmıştı resmen.
-Gelin hanım kuaförünüz geldi diyip dalgaya alıyordu.
-Dilan bilseydim bu kadar mutlu olacagını daha önce zorla evlenirdim dedim asık suratlı
-Seninde cadı gibi görümcen olsun sende evlenmesini beklersin diyip kaşlarını çatmıştı. Haydi geliyorsun yoksam prenses kızımı süsleyecem halasından önce evlenecek
Dilan herşeyden önce en iyi arkadaştı. Enerjisiyle her ortamı yumuşatma özelliği vardı.
Saçlarımı yaptırırken Senagil gelmişti. Mert'i iki yıldır tanıyordum ve en yakın arkadaşlarımdan biriydi.  Sena Merti konaktaki bir odaya yerleştirmişti ve saç yaptırmak için sıra bekliyorlardı şuan. Hava kararmaya başlamıştı misafirler yavaş yavaş geliyorlardı. Dilan ve annem kapıda misafirleri karşılıyor . Sena'yla bende makyajımızı yaptırıyorduk. Saçlarımı dalgalı dalgalı yaptırmış. Makyajım ise gölgeli idi . Sena saçlarını dağınık topuz yaptırmış açık mavi kısa dantelden elbise gitinmişti. Dilan topuz yaptırıp uzun mavi siyah renklerde işlemeli bir elbise giyinmişti. Ben ise yaka kısımları ve inen üst tarafı altın sarısı alt kısmı düz renk bir abiye giyinmiştim. Mert'i abimgille beraber göndermiştik. Misafirler gelmeye başlamıştı. Baran'ın ablası hazırlanırken gelmiş övgülerini söyleyip gitmişti iyi kalpli birisiydi. Annesini görmemiştim. Şimdi odadan çıkıp hoşgeldiniz faslına geçme vaktiydi. Müzik çalmaya başlamıştı odadan çıktığım anda terasta genç kızların halay çektiğini görmüştüm bile. Merdivenlerden inerken herkesin kafası bana dönmüş zılgıtlar çekilmeye başlanmıştı. Önce Baran'ın annesi ve babaannesinin yanına gidip ellerini öpmüştüm
-Maşallah güzel gelinim pek bi güzel olmuşsun diyen Berivan hanıma gülümseyip sonunda Sena'nın yanına oturmuştum. Dilan gelenleri tanıtıyordu tek tek. Kalabalıkları pek sevmezdim zaten kimileri kendi aralarında konuşuyor kimileri halay sekiyordu. Mutfağa inip su almalıydım en azından bu ortamdan biraz uzaklaşırdım. Merdivenlerden inerken konağın kapısında bekleyen Baran'ı görmüştüm onunda beni görmesi fazla uzun sürmemişti. Direk gözlerime bakıyordu, şaşırmış gibiydi. Yanında ise abimgil Mert ve arkadaşı Dizdar vardı.  Gözlerimi çekerek mutfağa ilerlemeye başlamıştım. Sena biraz haklıydı galiba manken gibiydi üzerine giydiği beyaz gömlek kaslarına yapıştı adeta. Dolaptan suyu alarak bardak aramaya başlamıştım. Dolapta üst rafta iki tane vardı tam alıcaktım ki arkamda omuzlarıma sırtıma birisi değerek bardağı almıştı. Refleks olarak arkamı birden dönünce Baran'la burun buruna gelmiştik ve benim kalbim korkudan mı heyecandan mı bu kadar delicesine atıyordu bilmiyorum. Tezgahla Baran'ın arasında sıkışıp kalmıştım göğsüm bir inip bir çıkıyordu.
-Napıyosun sen ya diyerek sertçe çıkışmıştım.
-Bilmem napıyormuşum diyip pis pis sırıtıyordu. Hala aynı pozisyonda duruyorduk.
-Niye arkamdan sessizce geliyorsun sapık gibi ayrıca çekil biri gelicek yanlış anlayacak
-Sapık mı diyerek kahkaha atmıştı resmen ilk defa gülerek görüyordum onu hemde bu kadar yakından gülmek cidden çok yakışıyordu ona ama o suratsız duruyordu hep.
Hala aynı pozisyonda duruyorduk
-Ayrıca gören görsün nikahlı karımsın kim ne diye bilir demişti.
Kalbim atacak gibi çarpıyordu. Kendini bana yaslayarak kulağıma eğilerek
-Kızlarda heyecanlandırıcı özelliğim var ama sen bayılacaksın doktor diyip geri çekilmişti.
-Korkuttugun için olabilir mi diyerek sıyrılmaya çalışmıştım işin içinden . Bardağa su doldurup içiyordum ki Baran'ın gözleri üzerimde kapıya yaslanmış bakıyordu.
-Hiç mi su içen insan görmedin diye kaşımın tekini kaldırıp dik dik bakıyordum
-Yoo gördüm ama senin gibisini görmedim
Ne demeye çalışmıştı anlamamıştım ama sorarsam alay ederdi.
-Sen niye yukarda değilsin diye sormuştu
-Sıkıldım fazla bunaltıcı bir ortam diyerek dolabı kapatmıştım. Haklıydı yukarda olmam gerekti kapıya doğru yürümüştüm ama yol vermiyordu.
-Çekilde geçeyim demiştim. Gözlerimin içine sanki en dibini görecekmiş gibi baktıktan sonra çekilmişti. Bir değişiklik vardı Baran'da içki fln mı içmişti anlamadım. Sena'yla Dilan beni arıyorlardı. Dilan:
- nerdesin kızım sen kınan yakılacak sen yoksun ortada hadi üzerini değiştirelim diyerek kına elbisesini giymeme yardım etmişlerdi.
Kına yakılırken fazla ağlamamıştım. Berivan hanım yine iki kolumuda altına boğmuştu. Herkes tebrik edip dağılıyordu. Ayaklarım ayakta durmaktan çok ağrıyordu. Hemen bir duşa ihtiyacım vardı,sonra ise güzel bir uykuya.
Sabahın ilk ışıklarıyla gözümü açtım yatağın üzerinde oturup düşünmeye başlamıştım . Bugün tahmin bile edemeyeceğim bir hayata başlıyordum. Sahi ne olacaktı bundan sonra ??
Kuaför gelmişti ve hazırlanmaya başlamıştık. İçinde değişik bir duygu vardı.
Saçımı maşa yaptırıp toplatmıştım. Makyajımı gölgeli yaptırdıktan sonra on kilo olan gelinliği giyinmiştim. Cidden güzeldi beğendiğim kadar vardı .  Odamın kapısı tıklanıp içeriye Azad abim girmişti,
sadece birbirimize bakıyorduk ikimizde konuşmuyorduk. Hemen yanına gidip boynuna sarılmıştım içim bırakma abi diye yalvarıyordu adeta ama bunu diyemezdim mutluymuş gibi gözükmem lazımdı annemi üzenezdim. İlk defa abimin gözlerinin dolduğuna şahit oluyordum ayrıldıktan sonra kuşağımı bagladı ve sadece
-Her ne yaparsan ben senin arkandayım diyerek kuşaklamıştı beni.
Odadan çıktıktan sonda bir damla gözümden süzülüverdi. Korna sesleri duyulmaya başlanmıştı. Salona inip herkesle tek tek kuçaklaşıp sarılmıştım ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum. Ve sonunda konağın kapısı açılmış içeriye Baran ve Dicle gelmişlerdi. Babam alnımdan öpüp duvağımı kapatmıştı. Koluna girip merdivenleri inmiştim Baran'ın koluna girip kapıdan çıkmıştım o an göğsüme bir şey oturmuştu sanki . Konak'tan çıkarken aklımda sadece bu hayallerle gelmeyişim geçiyordu

MARDİN MASALI🔱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin