Bölüm 14

11.2K 368 4
                                    

Sessiz geçen akşam yemeğinden sonra Baranın annesi ve babası bir ahbablarına  oturmaya gitmişlerdi. Anne ve baba diye seslenmek zor geliyordu biraz , alışamamıştım. Bizde terasta Dicle'yle beraber okulla ilgili konuşuyorduk. Dicle kara kaşlı kara gözlü güzel bir kızdı, liseye gidiyordu daha önünde uzuuunn bir hayat vardı.

-Yenge senle fazla zaman geçiremedik biraz kendinden bahsetsene mesela ben en çok müzik dinlemeyi severim sonraaa alışveriş yapmayı çok severim , dans etmeyi çok severimmm

-Ben en çok kitap okumaktan zevk alırım hatta ufak çaplı kütüphanem vardı İstanbul'da. Ee Dicle anlat bakalım okul nasıl, arkadaş çevren nasıl, dersler nasıl..... derken

-Kötüdür kesin yenge elinden telefon düşmüyor ki hanfendinin diyerek Fırat gelmişti.

-Kendinle karıştırıyorsun galiba abi geçen gün mesajlaşacam diye merdivenlerden düşecek ben değildim. Dua etki o gün melek kardeşin gene sana yardım etti.

- Yenge duydun mu kendine melek dedi, senden olsa olsa cadı olur Dicle...                       diyerek Dicle'nin saçlarını karıştırmaya başladı. Onları gülerek izliyordum, devamlı birbirleriyle ugraşıyorlardı...... 
Dicle'nin espirileri Fırat'ın lafları derken kahkahalarla gülüyorduk ki
-Allah neşenizi bozmasın diyerek merdivenlerden çıktı.
Sedirde boş olan yanıma oturdu. Sonra ise Fırat'la beraber işle alakalı konuşmaya başladılar. Bizde Dicle'yle bardakları toplayıp mutfağa inmiştik. Dicle ordan iyi geceler diyerek odasına çıkmıştı. Bende mutfağı toplayıp artık uyumak için kapanan göz kapaklarıma uyarak odaya adımlamaya başladım. Baran çoktan odaya gelmiş yatağa yatmıştı bile sessizce banyoya gidip pijamalarımı giyinmiş saçımı topuz yapmıştım. Yatakta yatmazsam belim sabaha ikiye ayrılırdı. Sessiz şekilde kanepedeki yastığı alıp aramıza koyarak yatağa yatmıştım ama hiç rahat değildim 
-Rahat dur uykumu kaçırıyorsun ayrıca şu yastığıda sırtımdan çek
-Napıyım belim agrıyor rahatsız oluyorsan birazda sen yat koltukta
-Sen hiç susmaz mısın uykum var sessiz ol diyip örtüyü üstüne çekmişti. Adam uyurken bile sinir edebiliyordu.
Sabah gözlerimi kolumun agrısıyla açmıştım. Sanki dayak yemişim gibi derken kolumun üzerinde bin tonluk Baranın kolu vardı. Yavaşça kolunu tutup yatağa bırakacakken refleks olarak kolunu çevirip kolumu asılmıştı. Ve şuanda bulunduğumuz durum hiç iyi değildi. Baranın üzerine düşmüştüm ve baranın kolları sırtımda, burun burunaydık. Gözlerimin içinde sanki birşey arar gibi dikkatle bakıyordu. Gözleri kahverenginin en koyu tonuydu. Uzaktan siyah gibi görünsede kopkoyu bi kahverengiydi kemikli bir yüz orantılı bir burunu vardı. Ne kadar o pozisyonda kaldık bilmiyorum ama rahatsız bir şekilde kımıldanıp kalkmaya çalışmıştım. Ama sırtımdaki elleri sayesinde göğsüne yapışmıştım.
-Ne yaptığını zannediyorsun Baran
Sadece yüzüme bakıyordu.
-Baran uyanamadın galiba bırak bi beni kahvaltıya geç kalıcaz
-Kalalım
-Saçmalama yanlış anlıyacaklar kalk hadi
Ellerini sırtımdan çekmiş bende hızla üstünden kalkmıştım.
-Nereye kadar kaçacaksın Yağmur
-Böyle bir şey olmayacak Baran gözler üzerimizden uzaklaşsın bir çıkış yolu bulacağız ömür boyu böyle devam edemeyiz.
- Bizi anca ölüm ayırır artık bunu sende biliyorsun iki kişinin hayatına karşılık hayatlarımızdan  vazgeçtik sadece sen mi zorla evlendirildin ha sadece senin mi hayatın mahvoldu şu saçma sapan fikirlerinden vazgeç. Yakında bizden bebek haberi bekleyecekler o zaman ne demeyi düşünüyorsun konuşsana
diye bağırmıştı. Sadece dinliyordum sinirden boynundaki damarları çıkmıştı.
-Şimdide söylesene bunları düşündün mü hiç sadece kendini düşünüyorsun bebek haberini ne kadar erteliycen 1 yıl 2 yıl söylesene daha yeni bağıran Yağmura noldu .
Lanet olsun ki sonuna kadar haklıydı hiç bir şey demeden kıyafetlerimi alarak banyoya girmiştim. Kısa süre sonra kapının çarpılma sesi geldi, altıma çiçekli şifon etek giydim üzerime düz bir tişört giyip saçlarıma fular bağlayarak kahvaltıya indim. Berivan annegil kahvaltıda yoktu, Dicle ile Fırat birbirleriyle uğraşıp durmuşlardı. Baran bir şey demeden masadan kalkmıştı, umursamaz davranarak kahvaltıya devam etmiştim. Dicle okula, Fırat'ta şirkete gitmişti. Kimse kalmamıştı konakta, kahvaltıda bugün yapacağım şeyleri aklıma not etmiştim.

MARDİN MASALI🔱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin