Berdel -4

17K 460 2
                                    

YAĞMUR KARACA🎀
Çiftliğe gelmiştik, azad abim bir hışımla inmişti arabadan bende arka koltuktaki getirdiğim eşyaları elime alıp inmiştim. Kapıyı açan berat abimdi açtığı anda yakasına yapışan kişi kimdi diye söylememe gerek yok sanırım berat abimi evden dışarı çekmiş bana da  eve girmemi söylemişti. Korkmuyordum çünkü berat abime zarar verecek en son kişi azad abimdi. Oda çıkan olayların sinirini çıkaracaktı. Eve girdiğimde salonda ağlayan biri vardı. Esmer tenli kapkara gözleri olan bir kızdı. Çok güzeldi simsiyah imrenilesi saçları vardı. Çekinerek bakıyordu bana içten bir gülümseme gönderip
- merhaba ben beratın kardeşi yağmur diye kendimi tanıttım benden çekinmene gerek yok diyerek ekledim
- bende Delal, berat senden bahsetmişti biliyorum diye fısıldadı
O an kapı açıldı Berat  abim gelmişti. Fazla birşeyi yoktu gene ucuz atlatmıştı, sadece sağ göz altındaki kızarıklık iyi bir yumruk yediğinin kanıtıydı. Hemen boynuna sımsıkı sarılıp yaşanılan yalan olmasını beklemiştim, ama öyle olmuyordu tabikide..
Akşama kadar oradaydık ,Delal iyi kızdı baya muhabbet etmiştik birbirlerine aşık oldukları gözlerinin parıldamasından anlaşılır cinstendi. Çalan telefonla dikkatimi Azad abime verdim. Tamam baba diyerek kapatmıştı telefonu. Hadi kalkın ağalar toplanmış gidiyoruz demişti. İlk defa kalbim bu kadar sıkışıyordu ne olacaktı şimdi iki kişiyi ölüme mi götürüyorduk geldiğimiz arabayla. Düşünemiyordum beynim işlevini yapmıyordu sanki çıt çıkmıyordu arabada. Sonunda gelmiştik sâhi sonunda mıydı bu kasvetli yolculuğun sonu ne olacaktı. Ayaklarım benden bağımsızdı sanki hızlı hızlı arabadan inip konağa girmiştim . Mutfak kapısında bekleyen dilanında benden farkı yoktu herkes içinde bir bombayla yaşıyordu bugün. Annem ruh gibiydi dilanın beti benzi atmıştı. Terasta konuşulanlar azda olsa duyuluyordu.
Ağalardan biri konuşmaya başlamıştı,
-Töreleri herkes bilir , bu mesele Aslanların adına leke getirir. Yapılmasını gerekeni Baran gerçekleştirmesi gerekir. Hüküm verilmiştir...
İnsan hayatını bitirmek  bu kadar kolay mıydı? Gözümdeki yaşlar ardı ardına akıyordu. Bu olamazdı abimi kimse öldüremezdi derken ağalardan biri laf arasına girip
-Reşo ağa töreleri herkes bilir elbet ama bir yol daha  vardır dedi
Neydi o yol allahım şükürler olsun diye sevinç çığlıkları atıyordum adeta
Ama attığım sevinç çığlıklarının beni boğacagını bilmiyordum.  
-  Nedir o yol hüso ağa ?
- Berdeldir!  kan akmayacak düğün dernek kurulacak berdel olacak demişti.
- Yusuf ağa kızın birer acı kahve yapsın mevzu kapansın dedi tanınmadık bir ses
Duyduklarım karşısında donup kalmıştım, olamazdı olmamalıydı...
Dilan yanıma gelerek sarılmış ağlıyordu , tepki vermiyor sadece  mutfak duvarında asılı olan bakırdan tepsiye bakıyordum. Annemin ağlayış içimi daha çok acıtırken biran önce yaşadığım kabustan uyanmak istiyordum.
Esma'nın yaptığı kahveleri hızlıca çıkarıp sert yüz ifadesiyle dağıtmıştım.
Sabah konağa gelen adının Baran olduğunu duyduğum kişi ise kahveleri çıkarırken konaktan sinirle gitmişti. Kahveden sonra herkes dağılmıştı.
...
Kimseyle konuşmadan odama çıkmıştım. Nasıl olacaktı şimdi, abim o ateşten kurtulmuştu ama kurtulurken de beni diri diri oraya atmıştı. Peki berdel olmasaydı nolurdu o zaman hiç kurtulma ihtimalleri yoktu, sağlıklı düşenemiyordum beynim durmuştu adeta. Sessiz odada beynimin içindeki düşünceler kavga ederken birden tulumun cebindeki telefondan bildirim sesi geldi. Elime aldığımda ise Sena nın deliye döndüğünü anlamam zor olmamıştı. 24 cevapsız çağrı bir o kadarsa mesaj vardı. Yorgun koştururmacalı bir gün geçirdiğime dair bir mesaj atıp yatağın başındaki komidine bırakmıştım. Resmen kabus yaşıyordum. Aklımda onlarca soru vardı düşünmemeye çalışsamda aklımdan çıkmıyor, kafam ağrımaya başlıyordu. En iyisi bir soguk duş alıp bedenimi rahatlatmaktı.
...
Duştan çıktıktan sonra üzerime sporcu atletim ve taytımı giyerek saçlarımı tepeden  ev topuzu yapmıştım. Hala aklımdaki sorular hangisini düşünmem gerektiği için savaş veriyorlardı. Ben kendimle savaş verirken komidinin üzerine bıraktığım telefon çalmaya başlamıştı. Gece gece beni kim arardı ?tabikide deli avukatımız, attığım mesajdan tatmin olmamıştı. Diye düşünürken telefonda yabancı bir numara görmem fazla sürmemişti. Kimdi bu gece gece kim arardı beni , en iyisi açmamaktı. Neyseki susmuştu derken tekrar aramaya başlamıştı. İyice meraklanmıştım açmakla açmamak arasında gidip gelirken birden yeşil tarafı ekranda kaydırarak telefonu kuşağıma götürdüm.
-Alo demiştim tereddütle
-Alo diye sert bir erkek sesi geliyordu telefonun diğer ucundan
-Kimsiniz diye soru verdim bir anda zaten başımda bir sürü dert vardı bide telefon sapıgını çekemezdim
-Benim Baran senle konuşmam gerek ,evin arkasında bekliyorum mutfak kapısından çık.
Diye emir bile vermişti. Niye gelmişti buşimdi çıkmayacaktım tabikide gece gece bilmediğim tanımadığım bir insanla ne konuşabilirdim ki
-Çıkamam ne konuşacaksan telefondan söyle diye sertçe konuşmuştum
- Sana çıkar mısın diye sormadım çık dedim zaten konuşacaklarım var yüz yüze keyfimden çağırmıyorum diyerek kapatmıştı
Gidip konuşmam gerekiyordu belkide off ne yapacağımı bilmiyordum. En iyisi çıkmaktı üzerime kapşonumu alıp spor ayakkabılarımı giyerken telefonuma mesaj gelmişti. 'Gelicek misin yoksa ben gelip konakdakileri uyandırayım mı ?' Hemen 'geliyorum' diye hızlıca mesaj atmıştım. Dediğini yapacak biriydi sanırım görünüşü öyleydi. Hızlıca çıkmıştım odadan hemen mutfak kapısından sokağa çıkmıştım o an sokağın başındaki bir arabanın farlarını açış kapadığını gördüm. Arabaya doğru yaklaştıkça içimdeki kişinin yüzü gözükmeye başlamıştı. Kapıyı sertçe açıp arabanın içine oturmuş. İnadına da kapıyı sertçe asılmıştım.
-Ne konuşacaksan çabuk konuş gidip dinlenmek istiyorum diye yüzüne kafamı çevirmiştim ki bir adet sinirli sinirli gözümün içine bakan birini görmeyi istemememiştim. Kemikli bir yüzü vardı, ona yakışmış kirli sakalları ve simsiyah gözler. Birden  bir şey demeden arabayı çalıştırıp son sürat sürmeye başlamıştı. Ne olduğunu anlamadan napıyorsun diye bağırmıştım
-Merak etme kaçırmıyorum seni konuşacağız sonra seni getirip bırakacağım diye tıslamıştı dişlerinin arasından..
Bir tepeye gelmiştik . Ani bir şekilde el frenini çekerek arabayı durdurmuştu.
Arabadan inmişti bende arkasından indim.
-Bir ,bana sesini yükseltmeyeceksin diye bağırmıştı. Ne diyordu bu ya
-O zaman sende bana bağırmayacaksın diye çemkirmiştim bende
Sakinleşmek ister gibi elini alnına koyup ovalamaya başlamıştı. Manzarası mükemmel bir tepeydi burası,  nerdeyse heryeri görebiliyordum burdan ışıl ışıl parlıyordu sokaklar ama genede kapkaraydı etraf .
-Seninle bir anlaşma yapacağız
-Ne anlaşması neden söz ediyorsun sen diye çıkışmıştım hemen
-Bak berdeli kabul edeceksin itiraz edip bir saçmalık yapmayacaksın
-Nasıl bu kadar kolay söyleyebiliyorsun senin için hava hoş tabi benim hayatım mahvolacak işim hayallerim diye bağırmıştım
-Tek senin mi hayatın var ha tek sen mi istemiyorsun evlenmeyi bende meraklısı değilim emin ol , Eğer bir saçmaladık yapacak olursan herkesin hayatını mahvedersin bilmiş ol , diye hiddetle konuşmuştu
-Biran önce bitecek bu saçmalık , şimdi bin şu arabaya
Bu muydu yani sadece bağırarak bir şeyleri halledebileceğini zannediyordu, hızlıca arabaya binip beni konağa bırakmasını  bekledim..Sokak başında beni bırakıp eve girinceye kadar beklemişti, sonra ise arabayla hızlıca gitmişti ,arabanın sesi ıssız sokakta iki katı duyulmuştu.
Sessizce kimseye yakalanmadan odama çıkmış ve ağrıdan dolayı patlamak üzere olan kafam için bir adet ağrın kesici içip uyumuştum.
...

MARDİN MASALI🔱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin