7. Bölüm"Rüya! Rüya buraya gel! Konuşucaz dedim!"
Gülerek mirzaya dönmek yerine yürümeye devam ettim. O delirdikçe mutlu oluyordum. Şizofren miydim neydim?! Kendi kendime gülerken Mirza'nın bir daha seslenmesiyle gülüşüm kesildi. Sinirlenmişti, ama benim hala gülesim geliyordu! Tut şu ağzını rüya tut!
"Efendim?" Dedim anlamazlıktan gelerek.
Mirza bana 'ciddi misin?' der gibi bakarken gülesim geliyordu ve her an kaçıracakmış gibi hissediyordum. Kafamı başka yöne çevirerek dudaklarımı büzdüm. Gülme rüya! Gülme kızım!
"Efendim mi?" Bi anda patlamıştım. Mirza'nın yüz ifadesine gülmemek mümkün değildi. Utanıyordum. Aferin rüya! Çocuk burda sinirli ciddi sen gelmiş suratına kahkaha atıyorsun!
"Ee... şey... pardon ya! Aklıma bi anda komik bişey geldi de kusura bakma. Konu neydi?"
Öyle bakma Mirza! Araba farına maruz kalmış tavşan gibi bakma suratıma! Gülesim geliyor! Tutamıyorum kendimi hep böyle ciddi ortamlarda! Hay ben bu huyumun!'Sıçtın kızım sıçtın! Sıvama bari! Tut kendini!'
İç sesime hak vererek ciddileştim ve mirzaya bakmaya devam ettim. Bişiyler demesini bekliyordum ama demiyordu. Galiba dışardan tam olarak 'raporlu' bir deli olarak görünüyordum!
"O çocuğun yanına oturmalar filan? Hayırdır? Nerden geldi birden bu samimiyet!"
Heh işte şimdi elime düştünüz mirza bey! Allahım şu an resmen kıskanılmaktan zevk alan bir şizofrene benziyordum! Hatta benzemiyordum tamda öyleydim!
"Zaten bizde insanlarla tanışmak için yanına oturup samimi oluyoruz hep mirzacığım. Ayrıca o çocuk dediğin kişinin bi adı var Burak!"
Mirza yüzüme şokla bakarken içimden havalı havalı müzikler geçiyordu. Neredeyse birazdan kırmızı halı serdirecek ve burada saçlarımı sallaya sallaya yürüyecektim!
"Neyse mirzacığım hoşçakal derse girince görüşürüz benim şimdi o 'yanında oturduğum' çocuğun yanına gitmem lazım. Beni çağırdı da arkadaşlarıyla tanıştıracakmış. Ahah ne kadar da samimiler değil mi?!"
Kolumu omzuna çarpıp yanından havalı havalı geçmiştim. Arkama baktığımda mirza hala orada öylece duruyordu.
'Çok fenasın kızım!'
İç sesime göz devirdikten sonra alyayı arayıp nerede olduklarını sordum. Tabi ki alyaların yanına gidiyordum mirzaya söylediğim şey tamamen yalandı! Benim o çocuğun yanında ne işim var!
Alyaların kantinde olduğunu öğrendiğimde oraya doğru ilerliyordum ki karşıma pat diye kim çıktı bilin bakalım. Burak!
"Rüya!"
Duymamış gibi yaparak kaçmayı ve onun pes etmesini umuyordum ama çocuk inat! İnat! Ben duymamazlıktan geldikçe daha çok bağırıyordu ve neredeyse herkes bize bakmıştı! Ah, rezalet!
"Efendim?"
Dönüp cevap vermek zorundaydım çünkü bu çocuğun yılışık yılışık 'rüya!' Diye bağırışları Mirza'nın kulağına giderse işte o zaman büyük olay olabilirdi!
"Bende seni arıyordum! Nereye gidiyorsun?"
"Bizimkilerin yanına gidiyorum. Gel istersen sende?"
"Olur. Ama bi sorun olmasın arkadaşların açısından?"
Tabiki olur! Olmaz olur mu?! Mirza! felaket olur! Ya bizimkiler beni öldürücek!
"Yok ya sanmam..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Biraz geç oldu rahatsız ettiysem kusura bakma ama öğrenince yazmadan edemedim. Buraya geliyormuşsun, hemde temelli? Çok mutlu oldum. Gelince Görüşürüz değil mi? Galiba fazlasıyla özledim.. Mirza." Onu cevap vermeyip kırmak istemiyor ama cevap vers...