Bölüm 15

278 15 31
                                    





Bu bölümü hep yanımda olan, beni ve RüyMir aşkını seven pile16 'ye ithaf ediyorum.


15. Bölüm

Sabah büyük bir heyecanla kalkarken dünü düşündüm. Çok güzel bir gün geçirmiştik. Rüya gibiydi... Bugünde öyle olacak gibi duruyordu çünkü çocukluğuma dönüşümün ilk gününde gerçekten çocukluğumu hatırlatacak şeyleri yaşayacak ve pamuklu pembe şeker ormanını ziyaret edecektik.

Yarın ise Alyanın ömere hazırladığı o sürpriz Doğum günü partisi olacaktı. Ona hediye olarak güzel gösterişli bir saat almıştı.

İlk başta hep beraber bi kumsala gidicektik ve oturacaktık şişe çevirmece oynarken bi anda alya kalkacak ve arabaya gideceğini telefonunu arabada unuttuğunu söyleyecekti o sıra bende hırkamı almak için gidecektim mirza da bizi yalnız bırakmamak için geleceğini söylediğinde ömere beklemesini söyleyecektik o sıra Mirza eline pastayı alacaktı alya da balonlarla birlikte hediyesini ben ise bu olanları videoya çekecektim.

Alya çok şahşahlı bir şey istememişti kendi aramızda bişey olmasını ve özel olmasını istemişti ve ortaya böyle bir plan çıkmıştı.

Mirza beni saat 8 gibi alacaktı ve pamuklu pembe şeker ormanına sonunda gidecektik! Heyecanım düşüncelerimi bölerken ayağa kalkıp ılık bir duşa girdim çıktığımda saçlarımı kurutup ne giyeceğimi ayarladıktan sonra teyzemin yanına gitmiştim. Kahvaltı ettikten sonra teyzemin yanaklarından öperek geri odaya dönmüştüm.

Saat 1 e doğru gelirken alyayı arayarak telefonu kulağıma yerleştirdim.

"Ne var rüya"

Oldukça uykulu olan sesine gülmeden edememiştim. Sesim duyulmasın diye alt dudağımı dişlemiştim.

"Kızım hala uyuyor musun?"

Alya nefesini seslice dışarı verirken sesindeki sinir tınısıyla konuşmaya başladı.

"1. Si saat sabahın 10 u 2. Si gece saat 12 den 3 e kadar aralıksız konuştuğumuz için uykusuzum 3. Sü bu enerji nerden geliyor lan!"

"Sence?!"

Sinirle söylendiğimde alya durumu anlamış olacak ki direk sesini düzeltmişti.

"Hee o şeyi diyosun," durumu anladığını sanmıştım! "Neyi diyosun lan anlamadım?"

Sinirle nefesimi dışarı bırakırken bağırmıştım.

"Uyu alya!" Telefonu suratına kapadığımda kendimi daha fazla sinire strese sokmak istemiyordum.

Telefonu sertçe komodinin üstüne tam koyarken telefonumun çalmasıyla yeniden elime alıp açmıştım.

"Efendim mirza" sesimin heyecandan ve gülümsemekten kısık çıkmasını umursamamıştım.

"Ne yapıyorsun güzellik?"

"İyiyim de bizim randevumuz saat 8 de diye hatırlıyordum?"

Gülümsediğini ses tonundan anlayabiliyordum.

"Bence öyle değildi rüya hanım 2 saate kapınızdayım haberiniz olsun."

"Nasıl isterseniz mirza bey."

Sesli gülerken telefonu kapatmıştık. Ben mirzaylayken her zaman böyle sürprizlere hazır olmalıydım, eskisi gibi...

FlashBack

Çalan zil ile birlikte ufak ayaklarını yataktan sallandırmıştı rüya, bu saatte kimdi ki? Gerçi saat çokta geç değildi 11 e geliyordu fakat bu saatte gelebilecek kimeyi tanımıyordu.

Çocukluk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin