Bölüm 12

339 18 11
                                    




12. Bölüm

Bi süre öyle durduktan sonra mirza beni eve bırakmıştı yorgunluğumu üzerimden atmak için ılık bir duşa girdim duştan sonra da biraz teyzemle oturup sohpet ettikten sonra saat 11 e gelirken odama gidip uyumuştum.

Sabah alarmın sesiyle uyandığımda bugün okula gideceğim aklıma gelince yüzümü buruşturdum. Kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra uyanmış ve kahvaltı hazırlamış teyzeme gülümseyerek baktım. Yavaş yavaş kendine geliyordu.

Bişeyler atıştırdıktan sonra köşede beni bekleyen mirza alya ve ömerin yanına gittim ve hep beraber okula geçtik. Ders dinleyecek hiç havam yoktu halbuki ama gitmek zorundaydım, malum devamsızlık...

Derste mirzanın beni dürtmesiyle başımı sıradan kaldırdım.

"Dün çok güzeldi, aynı ismin gibi, rüya gibiydi..."

Hafifçe gülümseyerek başımı öne eğdiğimde parmağıyla burnuma vurdu. "Kedi mi oldu birileri?" Dediği cümle beni daha da çok utandırırken ellerimi yanaklarıma koydum.

"Sussa mı acaba birileri?" Güldük.

Bize seslenen alyaya döndüğümde beni yanına çağırıyor olduğunu gördüm, tabiki de bu çok güzel bi kaçış yolu olabilirdi!

"Benden kaçamazsın Külkedisi..."

Cevap vermeden alyanın yanına geçtiğimde söylediği şeyleri dikkatle dinlemiştim.

"Hafta sonu ömerin Doğum günü ya napıcam kızım ben!"

Heyecanla söylemesine gülmüştüm. Çok seviyordu.

"Bi kafede Doğum günü kutlaması yap işte."

"Valla sağol rüya ya bende evde yaparız annem Ömer ben pastayı keseriz babamda bizi keser öyle gül gibi geçinir gideriz diye düşünmüştüm!"

Alyanın söylediği şeye gülmekten sıradan düşüyorduk ki bilin bakalım kimler geldiler? Tabikide Ömer ve Mirza!

Planımızın ortasına lak diye dalmışlardı.

"Kızlar biz birşey düşündük," gözlerimizden soru işaretleri fırlarken biraz girdi lafa "yarın okul çıkışı hep beraber lunaparka gidiyoruz!"

Alyayla birbirimize döndüğümüzde ikimizinde gözlerinde bu sefer soru işaretleri yerine kalp vardı.

Ellerimizi çarparak Ömer ve mirzaya döndük. Çocuk gibiydik? Belkide çocuktuk? Belkide mirzayı görmem beni çocukluğuma götürmüştü...

Bugünde sonunda bittikten sonra eve dönmüştüm. Teyzemle vakit geçirdikten sonra odama gittim ve mirzayla konuşmaya başladım.

"Uyudun mu?"

"Hayır. Sen?"

"Ben uyudum ve rüyadayım galiba, külkedisiyle yazışmamın başka bir açıklaması olduğunu sanmıyorum."

Parmaklarım gelen mesajın üstünde gezinirken bi anda alttaki mesaj yazma yerine kaymıştı.

"Demek öyle?"

Saniyeler içinde gelen "öyle rüya hanım." Yazısına gülümseyerek baktım.

"Anladım mirza bey."

"Uykun var mı?"

"Biraz, yorgunluktan."

"O zaman uyuyoruz iyi geceler kül kedisi, rüyanda beni gör..."

"Sende, mavi atlı prens..."

Çocukluğumda da hep mavi atlı prens derdim ona 'neden mavi?' Dediğinizi duyar gibiyim.

Çocukluk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin