Daha geçen bölümde yeni bi başlangıç hakkında konuşuyorduk diyeceğinizi biliyorum fakat üzgünüm. Siz suçlu değilsiniz açıkçası ben kendimi suçluyorum. Akıcı bir konu yapmasını beceremiyorum ve tıkanıp kaldığımda da saçmalıyorum. Hikaye sizi sıkıyor ve ne beğeniyor ne de yorum yapıyorsunuz.Bir süre kafamı toplayıp düşünmeye ihtiyacım var akıcı ve gerçekten güzel bir konuyla dönüş yapmaya ihtiyacım var.
ÇocuklukAşkım tayfası çok üzgünüm...
RüyMir aşkı çok ama çok üzgünüm...Affedin... Böylesi sanırım daha iyi...
16. Bölüm
Aynanın karşısında kendini inceliyordu rüya hayatını düşünüyordu, geçmişini ve geleceğini. Her şeyi düşünüyordu... Mirzayla oluşunu, ona yine karşı koyamamış oluşunu, ona bağlanmış oluşunu... Her şey o kadar farklı geliyordu ki ona. Yaklaşık 2 ayda tüm hayatı değişmişti annesi varken artık yoktu, izmirdeyken artık istanbuldaydı, mirza yokken artık vardı, hemde tam kalbinin ortasında... O vardı ve tamamlanıyordu onunla birlikte tamamlanıyordu... Gözleri gözlerini, elleri ellerini istiyordu, ötesi yoktu... Bunu kendine ilk başlarda itiraf edemese de artık ediyordu çünkü birşeyler netleşmişti artık. Ellerini elbisenin üstünde gezdirirken bi elini alıp saçına götürdü başına taktığı papatyalı taçı hiç bir zaman yanından ayırmamıştı...
FlashBack
Minik elleri kaldırım taşıyla buluşurken mirzaya döndü.
"Mirza" mirza ona baktığında konuşmasını sürdürdü. "Biliyor musun ben en çok papatyaları severim."
Mirza ona boş boş bakarken ekledi. "Nereden çıktı şimdi?"
Omuz silkti. "Sen ne anlarsın!"
Mirza şaşkınlığını gizleyemeyerek yaptığı tavıra karşı donup kaldı. "Noluyor rüya?"
"Papatyanın neyi ifade ettiğini gerçekten bilmiyor musun?"
"Bilsem nolur ki? Nerden çıktı şimdi bu?"
"Bilseydin ne demek istediğimi anlardın geri zekâlı!" Yeniden omuz silkerek oturduğu kaldırım taşından kalktı. "Ben eve gidiyorum!"
Mirza hemen ayaklanarak rüyayı kolundan tutarak kendine çevirdi. "Ne olduğunu anlatmayacak mısın?"
"Sana demek istediğim başka birşey vardı papatyaları seviyor oluşumu söylemek için bir sebebim vardı, bilmiyorsanda git öğren ayrıca, gerçi öğrensen ne olur ki öküz her zaman öküz her yerde öküz!"
Rüya kolunu kurtararak eve girdiğinde mirza gidip annesiyle konuşmaya karar vermişti. Eve girdiğinde annesine bağırışından anlamıştı annesi bir şeyler olduğunu.
"Anne!"
"Efendim mirza?"
Annesi yanına geldiğinde kolundan tutup annesini koltuğa oturtmuş ve karşısına geçip sormak istediği şeyi sormuştu.
"Anne papatyaları anlatır mısın bana?"
Annesi şaşırmış ve gülüşünü içinde tutamamıştı. "Neden soruyorsunuz bunu küçük bey?"
"Anne ya, soruma soruyla karşılık verme. İhtiyacım var soruyorum işte."
"Peki peki," o sıcak tebessümüyle konuşmasına devam etti annesi. "Papatya birini sevmeyi anlatır oğlum, saf ve temiz bir şekilde masumca sevmeyi... Kırmaktan korkmayı hatta korktuğun için dokunmaya bile kıyamamayı... Tam kendini yalnız hissederken yolun kenarında gördüğün bir papatya sayesinde yalnız hissetmezsin ve çok farklı bakarsın ona, kadınlar bu şekilde sevilmeyi isterler..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Biraz geç oldu rahatsız ettiysem kusura bakma ama öğrenince yazmadan edemedim. Buraya geliyormuşsun, hemde temelli? Çok mutlu oldum. Gelince Görüşürüz değil mi? Galiba fazlasıyla özledim.. Mirza." Onu cevap vermeyip kırmak istemiyor ama cevap vers...