Tek Kelime

476K 11.9K 504
                                    

Poyraz'ın bir yüzüne daha tanık oluyordum ve bu hali kesinlikle ürkütücüydü. Yutkunarak konuştum.
"Poyraz ben onu fark etmemiştim bile, neredeyse düşecekken beni tuttu." Salaklığımın sınırı yoktu, konuştukça batıyordum. Kolunu sinirle ağaca dayadı. "Bir de üzerine mi düştün?" Bu tavırları can sıkıcıydı ve sinirlenme sırası bendeydi. Ona gözlerimi kısarak baktım.
"Bu ya da herhangi bir şey seni ilgilendirmiyor. Üzgünüm ama biz çıkmıyoruz."

Poyraz lafı yedi ve havalarda olan egosu inişe geçti. Alayla gülüp devam ettim. "Daha açıklayıcı oldu mu Poyraz?"

Alayla gülme sırası ona gelmişti. "Benden hoşlanıyorsun Atalı Küçük."

"Ne sarsılmaz egon var senin öyle?"
"Pekâlâ," diyerek beni malca düşüncelerimden kurtardı. Ben ise tek kaşımı kaldırıp ona bakınca devam etti. "Sana karışmayacağım ama o geceki halini kimseye söylememi istemezsin değil mi? Hani şu acizce intihara kalkışıp benim seni kurtardığım gece."

"Yılan!" diye bağırdım. Poyraz'a dedim sandınız değil mi? Poyraz'ın tehditini bile düşünemiyordum. Koluna yapışarak arkasına geçtim.

"Ne, hani nerede?"
Bize doğru sürünen siyah yılanı gösterdim. Elimi tuttu. "Niye duruyorsak! Koş, koş!"Koşmaya başladık. Sonunda durduğumuzda nefesimi düzenlemeye çalışarak konuştum.

"Sen az önce beni tehdit mi ettin Odun?"
Güldü. "Hayır, uyardım. Hatırladın mı, söyleme di- yordun ve ben de karşılığında benimle dışarıya çıkmanı istedim. O isteğimi geri alsak ve benimle çıkmanı istesem, sevgilim olur musun Azra?"

***
Sevgilim olur musun Azra? Beynim bu sözlerle dolarken hiçbir şey hissedemiyordum. Bunu beklemiyordum. Poyraz afalladığımı görünce keyifli yüz ifadesiyle beni izledi. Donmuş bir halde duru- yordum. Donma duygum yerini yavaş yavaş şaşkınlık ve mutluluğa bıraktı ve derin bir nefes aldım. Poyraz sevgi- lim olmak istiyordu. Sanki nikâhımdaymış gibi evet diye bağırmak istedim. Sonra da ayağına basardım. Beynime dank eden düşüncelerle alaycı bir şekilde sırıttım.
Ben Selen kızı Azra Gezgin, bilmem ne oğlu Poyraz Ersen'i süründürmeye ant içiyorum.

Evet, Poyraz'ı kesinlikle süründürecektim. Ormandaki yılan gibi olacaktı. "Cevabını bekliyorum, Atalı Küçük." Güldüm. "Susmak en büyük cevaptır Ersenli Odun."
Yüzünü şaşkın bir ifade alsa da konuştu. "Tek kelimeyle evet mi hayır mı, tek kelime?"

Al ya bu da Survivor'daki Mert gibi tek cevap istiyor. Her ne kadar indir elini, kolunu, tek kelimene başlatma, Turabistim ben demek istesem de sustum.
Poyraz kollarını kavuşturdu ve bir cevap bekler gibi yüzümü inceledi. Verebileceğim en uygun cevabı ararken Cem'in sert sesini duymamla buz kesildim.
"Seni ikinci kez bu çocuğun yanında görüyorum Azra." Pekâlâ, Poyraz ile aşk yaşasaydık bile bunun yasak aşk olacağı belliydi. Aşk-ı Memnu yepyeni kurgusu, yepyeni kadrosuyla...​Allah beni kahretmesin töre başkanı tipli kankam Cem'e kan davalısı olduğum Poyraz ile yakalanmışım haberim yok.

"Cem... Şey... Ben telefonumu kumsalda unutmuşum Poyraz da sağ olsun getirmiş." Cem yememiş gibi bakınca sömürge yeteneğimi uyguladım.
"Telefonum kaybolsaydı ben ne yapardım Cem! Başımı hangi kayalara vururdum Cem! Wattpad'e nasıl girerdim Cem!"

Cem bana korkmuş bir ifadeyle bakınca Poyraz'a dön- düm. "Allah senden razı olsun Poyraz. Allah seni çocuklarına bağışlasın. Sen telefonumu bulmasan, ben ne yapardım bilmem Wattpad'e bir gün girmesem, Patch'in yüzünü görmesem ne yapardım bilmem."

Poyraz bana sanki uzaylıymış gibi baksa da Cem alışıktı. Al işte ya durumu toparlamak isterken soğuttum kendimden. Cem bana kaş göz ifadesiyle, 'yemedim cadı ama sana yediricem,' bakışı atıyorken, Poyraz ise 'Patch kim, Azra, Patch kim' bakışlarıyla beni öldürüyordu. Cem,
Poyraz'a sinirli bir bakış atıp bana döndü. "Hadi yemeğe gidelim." Bakışlarımı Poyraz'dan ayırmadan "Olur," diye mırıldandım. Sonra da Cem'i memnun etmek adına Poyraz'a döndüm.

"Poyraz senin Sevinç adında bir arkadaşın varmış, ne tatlı o kız ya, tanışmak isterim."
Tabii ki Cem'e, Sevinç'i ayarlamak için söylüyordum. Cem'in biraz kafası dağılırsa beni rahat bırakabilirdi. Za- ten ben Sevinç'in adını kullanınca gözleri parlamıştı. Poyraz anlamaz bakışlarla bize baktı. Sevinç ile arası ben ve Cem gibiydi sanırım. Cem kendine gelip Poyraz'a yine ölümcül bir bakış attı ve kolumu çekiştirdi. "Hadi Azra." Poyraz'a onu süründüreceğimi bildiren bir cevap vermeliydim. Cem sayesinde düşünmek için vaktim olacaktı. Poyraz'ı geride bırakarak yemekhaneye doğru yürüdük. Cem bana öfkeyle baktı.

"Git üstüne bir şey giy, delirtme beni."
"Ahh ben onu unutmuşum Cemo, sen git, ben geliyorum." O gidince hemen odama girdim. Kısa bir duş alıp yarım kollu koyu mavi bir tişörtle dizimin altına gelen siyah bir tayt giydim. Taytın kenarları fosforluydu. Buradan çıkıp spora gidecekmişim gibi bir imaj çizmiştim. Hazır olduktan sonra yemek binasına ilerledim ve tam gireceğim sırada biri çıktığı için kaslı bir vücuda tosladım. Kafamı kaldırmamla Oktay ile karşılaştım.
"Önüne baksana be kas yığını."

Karşımda sinirli bakışlarla duran Oktay bir şeye sinirlenmişe benziyordu. Cevap vermeden omzuma sertçe vu- rup gitti. Ve o an masada oturan Poyraz ile göz göze geldim. Onaylamayarak kafasını iki yana salladı. Ne lan bu kor- ku filmi gibi! Her köşeden bir yaratık çıkıyor. Cıklayarak İrem ve Cem'in olduğu masaya ilerledim. Ve Cem'in yemek tepsisini alarak yemeğe yumuldum. Bana kırmızı görmüş boğa gibi baktıktan sonra yemek almaya gitti.

İrem bana döndü. "Nerelerdesin sen?"

"Dost kazığı yedim İrem... Voleybol, hatırladın mı?"
Ben haklı olduğum için sustu ve cevap vermedi. Tam o sırada Poyraz ayağa kalktı ve bana kaş göz işaretiyle dışarıyı gösterdikten sonra çıktı.

"İrem, ben tuvalete gidiyorum," diyerek kalktığımda İrem kusuyormuş gibi sesler çıkardı. Dışarı çıkıp yemek binasının arka tarafına doğru yürüdüm.
Poyraz kollarını kavuşturmuş ve duvara yaslanmış, çar- pık çarpık sırıtıyordu. Yanına gidip gülümsedim. "Cevabını bekliyorum," dedi sabırsızca.
Gülerek cebimdeki kâğıdı çıkardım ve Poyraz'ın eline verdim. Son bir saattir bu cevaba hazırlanıyordum.

Kâğıtta ise 100-96=4 yazıyordu.

Poyraz anlamamış gibi bakınca keyifle güldükten sonra açıkladım. "Sana çok yüz verdim Poyraz, 96 sını geri alıyorum, şimdi etrafımda dört dön bakalım."

YAZ AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin