Lunapark

463K 11.3K 837
                                    


"Anne ya! Bana ne, sen bul bir şeyler, Cem ve İrem'e çaktırmadan çıkmam lazım anne. Kısmetim beni bekliyor anne. Cilt bakımına falan gitti de."

Annem ofladı. Yarım saattir Cem ve İrem'e çaktırmadan lunaparka gitmek için çabalıyordum. Öğrenirlerse biterdim. "Olmaz kızım, beni karıştırma. Zaten şu Cem son zamanlarda iyice psikopatlaştı, gizliden biriyle buluştuğunu duyarsa yaşatmaz seni."

Dudak büzdüm. "Hee ben evlatlığım zaten, alıp başımı gideceğim o olacak." Annem bıkkın bir tavırla bana döndü. "Hayır, dedim Azra."
Surat astım. "Bir sabah kalktığında beni bulamazsan bil ki kendimi bahçedeki büyük ağaca asmışım demektir. Ya da-"

"Tamam kızım tamam seninle uğraşılmaz. Ben gidiyorum zaten, arkadaşlarla Vampir Akademisi'nin filmine gideceğiz..." Tam gidecekken tekrar döndü. "Ha unutmadan dünürlerin çocuğu Poyraz'ı gezdirecekmişsin bugün. Geldi haylaz aşağıda."
Vampir Akademisi mi? Bu yaşına gelmiş gidip onu mu izleyecek? Bugün de soğuttun kendinden be anne...

"Tamam anne, sen Cem ve İrem'i gönder geliyorum."
Annem çıkınca hızlı bir şekilde hazırlandım, vanslarımı ayaklarıma geçirirken, telefonumu arka cebime koydum. Aşağıya indiğimde annem ile Bebe Poyraz oturmuş, Müge Anlı izliyorlardı.
Bebe Poyraz beni görünce kalktı ve koşarak bana doğru geldi. Eğilip ona kucak açtım. Bana sıkıca sarıldı. Çok şekerdi. Sarı kıvırcık saçları ve Edward Cullen'i kıskandıracak beyazlıkta ten rengi vardı. Onu kucağıma alıp dışarıya çıktım. Tam o sırada odun Poyraz geldi. Bana ters bir bakış atarken Bebe Poyraz'ı arkaya oturttum ve emmiyet kemerini taktım. Biraz bol geliyordu ama kurallara uymak lazım. Ben öne geçerken Poyraz arka tarafa dönmüş Bebe Poyraz'a rakip kovboy edasıyla bakıyordu.
Kolunu dürttüm. "Bakma çocuğa öyle."
Bana döndü. "Çocuk deme şuna, sinirlerim bozuluyor." Bebe Poyraz kolumu dürttü. "Azra."

"Efendim bebeğim."
Poyraz bana ters ters bakarken Bebe Poyraz konuştu.
"Azra bu abi kim, arkadaşın mı? Beni tanıştır." "Tamam," dedim gülerek ve bize korkunç bakışlar atan Poyraz'ı işaret ettim.

"Bu abi, arkadaşım."
Bebe Poyraz'ı gösterdim. "Bu kıvırcık da Bebe poyraz."

Bebe Poyraz ofladı. "Banane, hani sevgili olacaktık?" Poyraz sinirlendi. "Ulan bebe, sus bak zaten memnun değilim şu an."

"Poyraz," diye uyardım onu. Bana bakıp yola odaklandı. "Elin bebesini savun sen küçük hanım, duymuyor musun ne dediğini?"

Kahkaha attım. "Senin çocukluğun işte, Poyraz." Sinirlendi. "Yok ya ben bu kadar abaza değilimdir." Diyorsun, bakışımı atıp susmasını sağladım. Lunaparka geldiğimizde Poyraz birden eğilip dudaklarıma minik bir öpücük kondurup geri çekildi. Ben ona şaşkınlıkla bakarken Bebe Poyraz'ı kucağımdan alıp sırıtmaya başladı.
"O benim sevgilim ve seninle evlenemez."
Küçük Poyraz ağlamaya başladı. Ne yapacağımı bile- miyordum. Odun resmen küçücük çocuğun yanında öpmüştü beni. "Seninle sonra görüşeceğiz, Ersenli Odun," dedim sinirle.

Güldü. "Görüşelim güzelim." Bıkkın bir tavırla yanına yetiştim. Küçük Poyraz'ı o taşıyordu ve çocuğun kulağına bir şeyler söylüyordu.
Kolunu dürttüm. "Ne söylüyorsun çocuğa?"
Güldü. "Senin, benim olduğunu açıklıyordum abaza Bebe Poyraz'a." Bebe Poyraz çırpındı. "Atlı karıncaya binelim, Azra."

"Tamam bebeğim," diyerek yanağını sulu bir şekilde öptüm. Poyraz bana ters bir bakış attı.
"Ben de istiyorum." Güldüm. "Yok sana öpücük, Ersenli Odun." Sırıttı ve kulağıma doğru eğildi. "Tamam olmasın, kampta fazlasıyla alacağım zaten."
Cıkcıkladım. "Pis sapık, hayvan. Olmayacak öyle bir
şey, sapık mıdır nedir?" Kahkaha attı. "Sadece sana karşı sapığım."

YAZ AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin