Altıncı Bölüm

127 5 1
                                    

Sabah kalktığımda Yaren'i yatağında görememiştim.  Beyaz geceliğim terden üstüme yapışmış bir şekilde salona doğru yürüdüm. Salondaki masada yok yoktu. Salatalıktan tut da pideye kadar her şey vardı. Önce Berna Teyze'nin hazırladığını düşünsem de tabağımın üstündeki notu farkettiğimde Yaren'in hazırladığını anladım. Notu elime aldığımda manikür yapmam gerektiğini farkettim. Tabi ellerime hiç bakım yapamıyordum bu aralar.... notu okumaya başladığımda terim yavaş yavaş kurumaya başlamıştı.

- En güzel ve en yakın arkadaşımiçin kahvaltı hazırladım... Biliyorum bana kızgınsın ama kör kütük sarhoştum. Şimdi ' Sarhoşsan nasıl hatırlıyorsun?' diyorsun biliyorum. Emir mesaj attı. Mesajı aynen aktarıyorum:

'' Dün gece sarhoştuk ve öpüştük. Merak etme pek bir şey olmadı ama arkadaşınla konuşman gerek.''

Yani seni seviyor bence. Çok özür dilerim.

bu kadar şeyi kendi gelip söyleseymiş keşke... Yazmak ile kolaya kaçmış ama muhtemelen bende öyle yapardım o yüzden bir şey diyemiyorum. Kendi kendime konuşurken Yaren elinde ekmeklerle içeri girdi. Yüzü kızarmış ve terlemişti, hiçbir şey söyleyemiyordu. Sonunda konuşmaya başladım:

- Yaren....

- Tamam bir şey söylemene gerek yok. Özür dilerim gerçekten çok çok özür dilerim.

- Tamam seni affettim ama sizi resmen bastım yani. Kendimi çok kötü hissetim , hem de sen benim en iyi arkadaşımsın.

- Tamam söz veriyorum bir dahakine daha dikkatli olucam. Özür olarak da sana Emir'i ayarlıyacağım.

bir şey diyememiştim. Aslında bir bakıma sevinmiştim. 

Kahvaltımızı ettikten sonra bikinimizi giyip üstüne dar kot şortumuzu geçirdik. Plaja gidicektik, tabi ki Emir de bizimle gelicekti. Onu beklerken Yaren'le konuşuyordum. Sonunda gelmişti. Lacivert mayosu ona çok yakışmıştı. güneş gözlükleri ise rayban'dı. Yolda yürüken bir evin önünde durduk. Bu pembe evin küçük bir balkonu ve bahçesi vardı. Yaklaşık 20 dakika sonra isyan etmeye başladım:

- Yaa kimi bekliyoruz bu kadar.. Gelemedi.

onlardan bir ses çıkmayınca birinin geldiğini anladım. Yavaş adımlarla Merve yürüyordu. Sarı saçları dalgalı, gözleri ise mavi ve yeşil arasıydı. Şapkası siyah ve kıyafeti de kot bir elbiseydi. Vücudu o kadar şekilliydi ki şansım kalmadığını anlamıştım- Emirden yana şansım kalmamıştı-

Merve gelir gelmez Emir'in yanağına bir öpücük kondurmuştu. Ben ise kös kös duruyordum. tanışma faslımızdan sonra plajın yolunu tutmuştuk. Biz yürürken Merve, Emir'in elini tutmak istiyordu ama Emir elini itiyordu. 

Plaja geldiğimizde Merve bir anda kaybolmuştu. Telefonuna bakan Emir'in yüzü komik görünüyordu. Biraz daha telefonuna baktıktan sonra Emir ayağı kalktı, lacivert mayosu bacağına yapışmıştı. Anladığım kadarıyla Merve'yi arıyordu. Bu fırsatı kaçıramazdım bu yüzden Emir'i takip etmeye başladım. Emir kayalıklara doğru gidiyordu. Ama Merve'nin orda olduğunu nerden biliyordu. Hiçbir şey söylememişti ki...

Biraz daha yürüdükten sonra Emir durdu. Yüzü hayalkırıklığına uğramış gibi görünüyordu. O kahverengi gözleriyle bir yere bakıyordu ama benim açım onu görmeye yetmiyordu. Biraz ileri gitmeye karar vermiştim ki sonunda neyin üzücü olduğunu gördüm. Merve bir çocukla öpüşüyordu!!!!! Hemde Emir'in önünde. Daha kötüsü ise Emir'i hala farketmemişti. Bir süre sonra dudaklarını ayırmışlardı. Merve mutlu görünüyordu. Tam yürüyordu ki Emir'i gördü. O mavi gözleri artık havalı görünmüyordu sadece acınası bir kıza benziyordu. Emir hızlı bir şekilde uzaklaşırken Merve de onun peşinden koşuyordu. Ama bence artık ilişkileri bitmişti. Buna üzülmem mi gerekiyordu, çünkü ben mutlu hissediyordum.

Beklenen YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin