Onuncu Bölüm

132 4 0
                                    

Komik koşuşundan sonra yavaş adınlarla yanıma geldi. yüzü üzgün görünüyordu ama benim için her şekilde tatlıydı.

- Yağmur, sanırım annem beni öldürücek.

- Ve farketmediğin bir şey söyliyim, telefonlarımız ordaydı.

- Al işte...

Birden panik olmuştu, tabi telefonsuz yapamazdı.

- Aslında ben telefonumu yanıma almıştım.

- Tabi sen telefonsuz yapamazsın, unutmuşum

Dedim sitemli bir şekilde ve ona arkamı döndüm. Sadece etrafa bakınıyordum, birkaç saniye sonra yanıma geldi ve karşıma geçti:

- Tamam Yağmur, telefonuma bakmıycam, sadece konuşucaz....

Tam suratım gülmüştü ki Emir'ün telefonuna mesaj geldi ve o da eline alıp baktı. Artık sinirime dokunmuştu ki bağırarak konuşmaya başladım:

- Emir, yeter. dedim ve telefonu elinden aldığım gibi yere fırlattım. İkimizde parçalara dağılmasını izlerken Emir sinirli görünüyordu.

- Sen n'apıyorsun? Şimdi tam anlamıyla kaybolduk. Seni bilmem ama ben yürüycem.

- Tabi, sen git. Beni de öptün için rahat etmiştir. Simge'ye git.

Dediğim anda durdu ve sakin bir tavırla " Öyle mi düşünüyorsun?" dedi. Söylediğime göre düşünüyordum herhalde... Sadece kafa sallamıştım ve o anda bana sarıldı ve "Bir gece kalabiliriz." diyip güldü. Demek onun için değerliydim.

Biraz dolandıktan sonra bir ağacın altına oturduk ben papatyalarla oynarken o da beni izliyordu. Konuşma zamanı gelmişti:

- Eeee, Simge kim?

- O gerçekten önemli mi? Şimdi sen varsın.

Bu söz beni o kadar mutlu etmişti ki ona sarıldım ama ipleri almışken bırakamazsım:

- Bilmiyorum yani, şu doğruluk mu, cesaret mi? oyununda ilk onu söyledin de , tanımak isterim.

Yüzü gülüyordu "Kıskandın mı?" dedi.

"Ne kıskanması ya, sadece biraz çevrem olmasını istiyorum."dedim ve gülmeye devam etti, tek fark benim de gülüyor olmamdı.

Gece yarısına kadar bana sarıldı. Bu çok hoşuma gidiyordu ama benim onun gibi ünvanım yoktu ki....

Gece yarısı olduğunda, uzaktan bir ışık gördük ve ikimizde ayağa kalktık. Bir araba geliyordu, bu İkizlerin arabasıydı.... Sonunda kurtulmuştuk. Aslında sinekler olmasaydı, daha güzel olabilirdi.

Araba yanımızda durmuştu. Yaren indiği gibi bana sarıldı ve konuştu:

- Sonunda sizi bulduk. Aslında çok merak etmedim sizi. Çünkü yanında Emir var...

Herkesin yüzü gülmüştü. O sırada Barış yanıma geldi ve benimle özel olarak konuşmak istediğini söyledi, Emir biraz rahatsız olmuştu ama daha tam anlamıyla beraber değildim sonuçta. Biraz uzaklaştıktan sonra Barış konuştu:

- İyi misin Yağmur? Seni çok merak ettim.

- İyiyim sağol ama diğerlerinin yanında bana bu soruyu soranilirdin.

Biraz utangaç görünüyordu, bir sorunu olduğunu anlamıştım

- Aslında ben sana farklı bir şey söyliycektim.

- Söyle....

- Şey, bu gün siz kaybolduktan sonra kendimi kötü hissettim.Çünkü size bir şey olabilirdi, hani bilirsin.

- Merak etmene gerek yok, Emir vardı sonuçta...

- Bende öyle düşünüyordum ama sizi bulduktan sonra korkumun neden kaynaklandığını anladım.

- Biraz daha açık olur musun??

- Yani demek istediğim şey şu, aslında sen kayıpsın diye korkmadım, sen Emir'lesin diye korktum.

- Neden ki? Emir iyi biri sonuçta, değil mi?

- Tabi iyi biri ama ben.. seni kıskandım sanırım. Sanırım senden hoşlanıyorum Yağmur ve sadece benim yanımda olmanı istiyorum, başkasının değil....

Çok şaşırmıştım. Tatlı diye nitelendirdiğim Barış benden mi hoşlanıyordu yani? Çok şirindi..... Onun kalbini nasıl kıracaktım?

- Şeyyy, Barış..

- Bir şey deme, zaten yarın plaja geliyorsun di mi?

- Evet gelicem....

- Orda konuşuruz

Dedikten sonra bana baktı ve yürümeye başladı. Şok olmuştum.... Ayaklarım yürüyordu ama beynim durmuştu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beklenen YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin