*Bölüm parçası:
Green Day- Boulevard Of Broken Dreams*Multimedya'daki afişe bakın derim:)
Yüzündeki ifade patlamak üzere olan bir bombayı andırıyordu.Göz bebekleri büyümüş bir halde üzerimdeydi ve öyle keskin bakışları vardı ki....Tahmin ettiğimden daha fazlasıydı bunlar.
Gözlerini üzerime sabitlemişken,annem durumu anlamış olacak ki,"Anladım.Ben de Dorota ile yemek yapacaktım, siz keyfinize bakın çocuklar." dedi.
Ne keyif ama...
Annem mutfağa gitmek için salondan ayrılınca bir şey farkettim; bu odayı ısıtan tek şey annemin varlığıymış.
Ürperdiğimi hissederken ayağa kalktım.Bir anlık,sessizliği bozmak istedim ve hiç düşünmeden isteğimi gerçekleştirdim.
"Hep sen mi intikam alacaktın ha?"
Dediğim şeyi kafamdan kontrol ettikten sonra memnuniyetle ona döndüm.Yavaşça ayağa kalktı ve cama doğru, yani camın önündeki bana doğru yürümeye başladı.Bir yandan da dilini şıklatıyordu.
"Aferin sana,iyi bir intikam alma şekliydi.Çevremdeki kimse bunu bilmiyordu,kendini özel hissedip mutlu olabilirsin."
Bir insan ancak bu kadar kendini beğenebilirdi.
"Özel hissetmek mi? Kendini ne sanıyorsun?"
Daha da yaklaştı.
Sert bir şekilde,"Sence? Senin için neyim Tomlinson?" deyip gözlerini gözlerime dikti.
Sorduğu soru karşısında afallamıştım.Aslında o bakışlar karşısında afalladım desek daha doğru olurdu.Gözleri baştan aşağı üzerimde gezinirken cevap vermemi mi bekliyordu?
Kollarını önünde birleştirdi ve devam etti."Ah hadi ama.Anladım,senin için çok değerliyim ama biraz kelimelere dökmeyi deneyemez misin? O kadar zor olmamalı bebeğim."
Ah! Ego sorunları olduğuna artık emindim.
Bebeğimmiş! Bir insan bu kadar güzel bebeğim-Ah! Siktir.
"Senden nefret ediyorum." diyerek tısladım.
Bu yeterli olmalıydı,yani umarım öyle olurdu.
Belimden tutup, beni camın yanındaki duvara yasladı.Sırıttıktan sonra,"Bildiğin gibi,nefret ve aşk arasında ince bir çizgi vardır.İşte o çizgide dengede durmaya bak Tomlinson.Yoksa çok acı çekersin." dedi.
Hah! Ne aşkı ne çizgisi..Tanrı aşkına!
Homurdanarak,"Bitti mi felsefe yapman?" dedim.
Elini üzerimden çektikten sonra beline yerleştirdi ve çatık kaşlarla bana baktı.
"Felsefe değil,sana hayatının dersini verdim az önce."
Bu hareketlerinin hepsini intikam planımın 2.aşamasında ödetmek için sabırsızlanıyordum.
Bu sefer kollarını önünde birleştiren ben oldum ve aklımı kurcalayan soruyu sordum.
"Peki ya sen...Sen benden nefret etmiyor musun? Ediyorsun.Aynı şey senin içinde geçerli o zaman."
Gözleri yeri bulurken,"Evet, tabi, ediyorum.Ama ben-"
Kulağına doğru yaklaştım ve sözünü keserek,"O zaman dikkat et de o çizgiden düşme." dedim kısık ve derinden gelen bir sesle.
Ondan daha kısa olduğum için zorlanmıştım.
