*Bölüm Parçası:
Plain White T's-Hey There Delilah*Multimedya'da Claire var.
Perdenin aralığından süzülen güneş ışıklarının yüzüme vurarak, rahatsız etmesiyle ister istemez uyanmak zorunda kalmıştım.Her sabah yatağımın,geniş odamdaki tek ama duvar boyunca uzanan camın önünde olmasının dezavantajlarına uğruyordum.Yataktan ağır hareketlerle kalkar kalkmaz perdeyi çektim ve kendimi ışıksız ortamın keyfine bıraktım.
Boy aynadan,kolsuz tişört giydiğim için sergilenme modunda olan dövmelerimle kaplı vücudumda ve dağınık saçlarımda göz gezdirirken dün yaşadıklarım kesitler halinde beynimde canlanıyordu.
Styles,Claire,intikam,oyun,itiraf,Styles,Styles...
O lanet okulda karşılaştığımızdan beri hayatım onun etrafında dönüyordu sanki.Ve ben buna izin veriyordum.
Her ne kadar Zayn'in intikam teklifini kabul etsem de ayrıca kendi intikamımı da kendim almalıydım.Hala ne yapacağım konusunda ilham bekliyordum.Styles'ın bir hareketiyle ilhama boğulabileceğimi bildiğim için sadece olacakları uzaktan izlemeye çalışacaktım.Olayların merkezinde olduğum halde uzaktan izlemeyi düşünebilecek kadar da aptaldım tabi.
Aynaya bakarak düşünmeyi bıraktım ve banyoya doğru ilerledim.
Yüzümü kurulayıp siyah pantolonumun üzerine beyaz bir tişört geçirdikten sonra saçlarımı düzene soktum.Yatağın üstündeki telefonumu ve anahtarımı da aldıktan sonra saate aldırmadan,kafa dinleyebildiğim nadir yerlerden olan bara gitmek için merdivenleri indim.
Annemin arkadaşlarıyla kahvaltıya gittiğini bildiğim için,kahvaltı yapan kızlara ve artık bizden biri olan Dorota'ya gülümseyip evden çıktım.
Ben böyleydim.Ailemin yanında farklı, dışarıda farklı bir kişiliğe bürünüyordum.Kişilik sorunum falan yoktu.Sadece...Aileme en içten yüzümü göstermeye çalışıyordum.Onlar dışında kimsenin görmediği yüzümü...
Arabaya biner binmez radyoyu açtım ve kendimi Birdy'nin sesinin huzuruna kaptırdım.
•••
Ricky'nin,üzerinde WESTSIDE yazan barının önüne gelince sırıttım ve arabayı durdurup radyoyu kapattıktan sonra arabadan indim.Başta B&W olan barın ismini, üstün ikna çabalarımla WESTSIDE yapmıştık.İkna etme çabalarıma ödül almalıydım, cidden.
Erken saatlerde bile içecek kadar depresyonda olanlar dışında bar sakindi.Barın içinde ilerledikçe keskinleşen içki kokusu burnumu yakmaya başlarken kendimi Ricky'nin ofisine attım.
"Oo punk tommo! Seni buralarda görür müydük? Hem de bu saatte!"
Kapıdan içeri girer girmez Ricky'nin dün gece yine içkiyi kaçırdığını belli eden sesi, odayı doldurmuştu.Dönen, koltuk tipi sandalyesinde yayılmış, ayaklarını masanın üzerine uzatmıştı ve omzuna düşen saçları,at kuyruğu yaptığı için dağınılmıştı.
Karşısındaki koltuklardan birine oturup,ayaklarımı ortadaki küçük masaya uzattım.
"Biliyorsun babalık,kafamı dinlediğim tek yer senin mekanın," Sırıttım,
"hadi sen buna sevinirken ben de biraz takılayım buralarda."Yüzünü sırıtışı kaplarken,"Kafanla takılmana bak,izin veriyorum" dedi ve elindeki yarısından çoğu boş Jack Daniels'i kaldırdı.
Karşılık olarak göz devirip,"İznine ihtiyacım yok," dedim ve sırıtışı devraldım.