Merabalaaaaar.Ben yine hayallerimi konuşturdum bu bölümde,yanlış olmasın her şey hayal falan çıkmayacak,hep yapmalarını hayal ettiğim şeyleri yaptılar da biraz :'') Ve bu arada,bölümü yazarken epey zorlandım,umarım beklediğinize değmiş bir bölüm olur...
*Bölüm parçası:
The Glitch Mob ft. Swan-Between Two Points*Multimedya'da Niall var.
"Ah!" dedim,inleyerek."Biraz yavaş ol."
Kapalı gözlerimi araladığımda,bir koltuğun üzerinde olduğumu anlamam geç olmamıştı.Bu kadar sert bir şekilde koltuğa atmasına gerek yoktu!
"Yavaş olmayı sevmem," dedi,sesindeki göndermeyi anlamamak imkansızdı ama umursamadım.
Göz kapaklarım eski haline dönerken tekrar uykuya dalmaya hazırlandığım sırada suratıma hafif bir tokat yedim ve irkilerek gözlerimi açtım.
"Hey!" dedi ve salondaki sehpanın üzerinden içinde buz parçaları olan su bulunan bardağı alıp önüme geçtikten sonra elinde salladı."Bana rüyanda beni gördüğünü söyleyip mışıl mışıl uyuyacağını sanıyorsan, yanılıyorsun."
"Sana rüyamda seni gördüğümü mü söyledim?" dedim,içinde hayret içeren kelimeleri yayarken.
Pekala,şimdi hatırlamıştım.Bu kadar çabuk yelkenleri suya indirdiğim için kendime küfürler savurmam gerekiyordu.
"Evet,ve sakın yalan söyledim gibi bahaneler kurmaya çalışma.Sarhoş insanların doğruları söylediğini benim kadar sen de biliyorsun."
Göz kırpmasına karşılık gözlerimi kıstım ve sen çok biliyorsun bakışımı atarak kafamı iki yana salladım.
Elindeki suyu tekrar sallayınca derin bir nefes verdim ve,"Bir şartım var," dedim,işaret parmağımı havada sallarken.
Aslında ortada buz gibi bir suyun tenime değmesi gibi bir ihtimal vardı ve bu durumda şart kabul edilemezdi ama şansımı denemekten zarar gelmezdi.
"Neymiş,"
İfadesiz surat ifadesine karşılık olarak şirin görünmeye çalıştım ve,"Bana biraz içki getir," derken inandırıcı olmak için baş parmağım ve işaret parmağımı birbirine yaklaştırıp aralarına kısa bir mesafe koyduktan sonra havaya kaldırdım.
Parmaklarıma baktıktan sonra sıkıntıyla nefes verip,"Bekle beni," dedi ve yanımdan ayrıldı.
Dilimi damağıma değdirip sesler çıkarırken koltuğa yayıldım.Tek istediğim bir yerde kıvrılıp uyumaktı.Bünyemi o kadar zayıf hissediyordum ki ayakta bile durabileceğimi sanmıyordum.Bir türlü tam olarak açılmayan gözlerimi tavana dikip uykuya dalmaya beklerken duyduğum ayak sesleriyle kafamı çevirmemle,karanlıkta bana doğru gelen silüeti farketmiştim.
"Al bakalım," dedi ve kadehin yarısını geçmeyecek şekilde doldurdu içkiyi.
"Biraz derken bu kadarından bahsetmemiştim," dedim,yüzümü buruşturarak havaya kaldırdığım kadehe bakarken.
"Ben bu kadarından bahsediyorum." dedi keskin bir tonda.
Kadehi kafama diktikten sonra eline verdim ve koltuğa uzandım.Uyumak istiyordum ama Styles'ın lanet olasıca istekleri yüzünden gözlerim şişmiş ve muhtemelen kızarmış haldeyken ağzımdan hiç ayrılmayan alkolik tat ile zombi gibiydim.
Elindekileri bırakınca,"Ben içkini verdim,sıra sende," dedi ve beni koltukta doğrultup bacaklarımın arasına,yere oturdu."Rüyanda beni gördüğünü söyledin,ne yapıyordum?"