HELLÖ! Ben geldim. İlham geldi de kaçmadan yazayım dedim kcmdknsksmaksnx
"Kimsiniz?"
Duyduğum cevapla birlikte donup kalmıştım. Daha bir kaç saat önce birlikteydik ve beni hatırlamıyordu?... Siktir. Sanırım kriz anlarından birisiydi bu. Psikoloğu ile konuştuğumda bana bu gibi durumların arada bir olabileceğinden bahsetmişti. Ne yapmam gerekiyordu? Daha önce hiç kriz geçiren birisi görmemiştim veya kriz falan geçirmemiştim. Keşke doktorundan öğrenseydim.
Ben böyle düşüncelerimle boğuşurken Luhan koşarak bara girdi. Peşinden gidemedim çünkü algılayamamıştım. (Kendimi gördüm aq ben de böyleyim xknsosmaobs)
Bir kaç dakika sonra ben de kapıdaki adamları umursamadan içeriye girmiştim. Neden salak gibi orada kalmıştım ki? Peşinden gitmeliydim.
Ya başına bir şey geldiyse?Her yere bakmıştım son olarak üst kata çıkmaya karar verdim. Orada olacağını pek sanmıyordum ama çünkü bu katta olanlar genellikle işi ilerletmiş ve geceyi burada geçirecek olan kişilerdi... Önceden hep buralarda olduğum için iyi biliyordum. Düşünüyorum da önceden tam bir pezevenkmişim. Üst katın merdivenlerini çıkarken adımlarım birinin arkadan belime sarılmasıyla son buldu. Normalde olsa sinirlenir ve o kişinin ağzına sıçardım fakat burnuma dolan - şu iğrenç barın kokusunu bile bastıran- ilahi kokuyla bana sarılan kişinin benim minik geyiğim olduğumu anladım ve arkamı dönüp sıkıca sarılıp, dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Şimdilik nasıl olduğunu sormayacaktım çünkü biliyordum kötü hissediyordu bu yüzden o sakinleşince konuşacaktım onunla.
Luhan'ı kucağıma alıp bardan arabaya kadar taşıdım. Onu yerine yerleştirdikten sonra ben de sürücü koltuğuna geçip eve sürmeye başladım. Yolculuk boyunca hiç konuşmadık hatta bu sessizlik evin içinde de yarım saat falan sürmüştü.
"Sehun-ah uykum geldi. Uyuyalım mı beraber?"
"Pekala,uyuyalım. Fakat uyandığımızda her şeyi anlatacaksın küçük geyik söz mü?"
"Söz, Hun."
"O zamaann hadi bebeğim uyku vakti~"
Luhan'da gülerek beni onaylamış koşarak yatak odamıza doğru koşmaya başlamıştı aklım her ne kadar farklı şeylere kaysa da kendimi tuttum çünkü şimdi zamanı değildi. Belki konuştuktan sonra?...
"Ne konuştuktan sonra?"
Siktir. Sanırım son kısmı sesli düşünmüştüm...
"Şey ya şey... Hiç... Hiçbir şey ehehe."
Saçmalamıştım. Her neyse umarım fazla irdelemez.
"Tamam, neyse o zaman. Hadi uyuyalım artık Sehun-ah."
"İyi geceler sevgilim. Kovalasın seni ponylerr~"
--Bilmem kaç saat sonra sabah vakti--
Tatlı uykuma odanın içinde çalan yüksek tonlu zil sesi sayesinde arkada çalan samanyolu fon müziği ile gözyaşları eşliğinde veda ettim. Yanımdaki Luhan hala uyuyordu ve o lanet zil sesi de onun telefonundan geliyordu. Uyanmasını istemediğimden telefonu hızlıca elime aldım ve odadan çıktım. Ekranda yazan 'Destroyer' yazısı ile kaşlarımı çattım. Kimdi bu tanrı aşkına? Ve Luhan neden onu destroyer olarak kaydetmişti? Kapanma ihtimaline karşılık düşüncelerimden sıyrılıp hızlıca yanıtladım aramayı.
"Uh, selam masum kardeşim . Nasılsın bakalım?"
"Kardeşim derken? Kimdiniz? "
"Sen şu listemin en başında olan ama en sona işini halledeceğim Oh Sehun olmalısın. Sıranın sana gelmesini zevkle bekliyor olacağım dostum... Gerçi aptal kardeşim senin için her ne kadar dirense de kafama ve listeme kazıdım senin adını bir kere... Biz görüşene kadar kendine iyi bak. "
" Ha? "
"Diyorum ki devir kötü kolla götü. Ah, bu arada bir kaç saat sonra mesaj atacağım. O mesajı Luhan'a göstermemeni tavsiye ederim. Lanet olsun bu kadar düşünceli bir insan olmak zor... Her neyse işlerim var tutma beni by~"
"Bir daki-"
Telefonu suratıma kapatmıştı resmen. Şizofren olduğunu düşünüyordum aksi takdirde bu ani ruh değişimlerinin veya psikopat sözcüklerinin başka açıklaması olamazdı. Luhan'ın böyle birisiyle ne işi olurdu ki? Bir de Luhan'a kardeşim diyordu sürekli ama onun bir kardeşi yoktu. Bunların hepsini Luhan'a sormalıydım. Çıldıracağım kim bu aptal?!? Ses tonu... Tanıdık geliyordu... Ah bilmiyorum cidden.
"Sehun?"
"Luhan? Uyandın mı?"
"Evet de sen kiminle konuşuyordun? Benim telefonum?"
"Bilmiyorum destroyer yazıyordu. Sana kardeşim dedi ve bazı şeyler hakkında saçmaladı. Tanrı aşkına kim bu psikopat Luhan?"
"Ş-şey o benim... Arkadaşım ya evet arkadaşım. Bazı sorunları var küçükken geçirdiği sorunlardan dolayı evet böyle ehe."
"Ne zamandan beri böyle arkadaşlar edinir oldun sen?"
"Amerika'da tanıştık işte Sehun. Hadi acıktım ben ya öleceğim açlıktan bir şeyler yiyelim."
Gizlediği şeyler vardı. Anlamıştım. Fakat eğer bana anlatmadıysa ya çok özeldir ya da gerçekten öğrenmemi istemediğinden. Bu yüzden pek üstüne gitmedim eğer onu biraz bile tanıdıysam bir süre sonra gelip bana anlatırdı zaten. Onu zorlamam sadece benden uzaklaşmasına sebep olurdu.
Beraber mutfağa geçtik ve kahvaltıyı hazırlayıp yedikten sonra koltukta beraber oturmuş film izliyorduk. Sonra aniden telefonumdan bir bildirim sesi yükseldi. Ben o mesaj olayını tamamen unutmuştum. Luhan'a göstermememi söylemişti öyle mi yapmalıydım? Sanırım ilk önce içeriğine bakıp karar vermeliydim. Birazdan geleceğimi söyleyerek telefonumu yanıma alıp yatak odasına çıktım. Mesaj bilinmeyen bir numaradandı. Korkuyordum açıkçası... Kilidi açıp mesaja tıkladım. Ve gördüklerim ten rengimin bembeyaz kesilmesine ve koca bir siktir çekmeme neden olmuştu.
Umarım beğenirsiniz. Hatalarım varsa affedin kontrol etmeden yayınlayacağım. Diğer bölümde görüşmek üzeree. ♥️
![](https://img.wattpad.com/cover/117205852-288-k575268.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Choreographer ¦osh×xlhn¦
No FicciónSehun ve hayat Luhan'ı yakıp küle çevirdiler. Peki ya Luhan o küllerden geri doğarsa?