Bölüm -1

716 83 9
                                        

Omzumun hafifçe ama ısrarla sarsıldığını hissedebiliyordum.Tanrım hala rüyada olmalıydım. Eğer hala rüyadaysam , omzuma dokunan eli yok edebilirdim. Pekala deneyelim , 'Yok ol! ' Hadi ama sadece 10 dk? 5?

Evet, tamam. Aptal biri gibi davranıp bu saçmalığı sürdürebilirdim, fakat IQ seviyem gereğinden yüksek olduğu için , göz kapaklarıma gerekli komutu verebildim.

Karşımdaki Carmen'den başkası değildi. '' Tanrım, Carmen! emin ol omzum isteyebileceğin en saçma yerim. ''

Hafifçe göz kırptım.Lafı tam da anlaması gereken yerden anlayıp , istemsizce kızardı.

'' Ah, afedersiniz efendim ama anneniz telefonda, acil olduğunu söyledi. '' dedikten sonra telefonu bana doğru uzattı. Sabahın köründe en son konuşmak isteyeceğim kişi annemdi heralde. Sahi onlar hala yurtdışındaydı değil mi?

Telefonu Carmen'den alıp '' Lanet olası sabahımın içine neden ettin anne! '' demek istesemde kuru bir '' ne! '' ile yetindim.

'' ...ta-tamam tatlım , ona şimdi haber veriyorum.Hadi ama biraz bekle. ''

'' Anne istiyosan benimle konuş, hani hazır uyanm- "

''Tatlım, günaydın! Neler yaptığını hiç sormuyorum , sonra biliyorsun öğrenince baban daha çok kızıyor... '' dedi annem nereden geldiği belli olmayan neşesiyle.

'' Tamam öyleyse söylüyorum , biz tatilimizi iki gün daha uzatma kararı aldık. Eğer her şey yolunda giderse , anlayacağın bir aksilik çıkmazsa bugün dönmüyoruz -ortalığı karıştırmasın söyl- '' Arkadan gelen babamın sesi resmen, haylazlığa teşvik ediciydi.

''Erken dönmeniz ya da dönmemeniz kimin umrunda?'' dediysemde yanıt gelmedi. Bu kadar mıydı gerçekten.. Konuşmamı beklemeden kapayan anneme sonsuz teşekkürler.

Telefonu Carmen'e uzattım.

''Çıkabilirsin, kahvaltıyı aşağıda yaparım."

''Peki, efendim.'' dedi ve odadan ayrıldı.

Son derece çevik bir hareketle yataktan kalkmayı başardım. Sıcak bir duş , verilebilecek en iyi karardı. Duştan sonra üzerime bol bir tisört ve koyu renk bir kot geçirdim. Bana en yakışanı buydu. Hani yakışmayanı yoktu da , neyse işte.

Aynaya ufak bir bakis attim , sakallarim normalden uzun gorunuyordu ,çenemi sıvazladım. Değişiklik guzel olabilirdi tabi. Telefonumu ve ceketimi de kaptığım gibi ıslık çalarak merdivenleri inmeye başladım. Masaya hala bir şeyler getiren Sofia'nın yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Sofia, Carmen kadar utangaç değildi (daha yaşlı olmasından heralde) ,kocaman gülümsedi elma yanak.

Ayaküstü bir şeyler atıştırdım , yetti de bana. Motorumun anahtarlarını kaptım ,ve emin adimlarla kapiya dogru ilerledim. Aklimda babamin sesi esliginde kotu planlar dolasiyordu. Sanki zamanim daraliyormusta hemen birini secmem gerekiyormus gibi.

Kapiyi acmamla birlikte temiz hava dalgasi suratima carpti. Bu durum, hazir bu kadar hevesliyken yapmam gereken asil seyi bana hatirlatan son darbeydi.

Kendi kendime guldum , sanırım peder ortalığı karıştırma derken böyle bir şeyi kastediyordu.

Neyse ne iste. Bu kadar dusunmem bile sacmaydi.

''...kızlaar akşama bizdeyiz.'' Aksam icin soylemem gereken en onemli seyi onlarin anlayacagi sekilde soyledikten sonra evden çıktım.

Hızlı adımlarla ilerleyip motoruma atladım ve hizla surmeye basladim. Su an hissettigim sadece iki şey vardi.

1) Sofia'nın telaşı.

2) Unutulmaz bir gece yaşanacağı.

Dedim ya ,sadece hissediyorum.

CESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin