2.Bölüm ~ Aldatmaca

133 22 0
                                    

Gördüklerimin etkisinden hala çıkamamıştım. Bakışlarım hala onun üzerindeydi. Demir bunu farketmiş olacak ki

" İyi misin ?" diye sordu ardından benim baktığım yere çevirdi bakışlarını. Sesli bir küfür savurdu. Bakışlarımı ondan ayırdığımda tek söylediğim

" Acaba gitmesek mi ?" oldu.

Nil"Neler oluyor ?"dedi anlamamış bir şekilde. Şaşkınlıklarını gidermek için Demir araya girdi

"O da geliyor ve onun gelmesi demek Melih ve Melis'in de gelmesi demek."

"Bu da demek oluyor ki bu kamp bize zehir olur." diye devam etti Sarp.

Bahar " Saçmalamayın şu üç salak için kampa gitmekten vazgeçmeyeceğiz ,gideceğiz."dedi kesin bir ses tonuyla.

"Doğru söylüyor"dedim

Demir'e dönüp" Yalnız tek bir şey istiyorum Demir kavga,tartışma yok ona göre"dedim. Her ne kadar işe yaramayacağını bilsem de. Demir ve Akın birbirlerine düşmanlardı. Bunun sebebi ise sanırım bendim. Akın sürekli benimle konuşmaya çalışıyordu ve ben hayatımı mahveden biriyle asla arkadaş olamazdım. Demir bu durumu farkedince Akın'la kavga ettiler. Ama aralarında benim bilmediğim başka şeyler de var sanki. O yüzden Akın ve Demir okulda herkesin bildiği iki düşmandı.

Nil'le birlikte çadırımızı kurmaya çalışırken Akın yanımıza geldi. Üzerinde asker yeşili bir tişört altında koyu bir kot vardı.

" selam yardım etmemi ister misiniz ?" dedi.

"Seni de yardımını da istemiyoruz. Şimdi git Demir seni görürse kötü olur."dememe kalmadan Demir'in

"Akın" diye kükrediğini duydum. Ardından Akın'ın önüne dikilen Demir belirdi.

"Bana bak Akın seni bir daha Derin'in etrafında görmeyeceğim."dedi sesi o kadar korkutucuydu ki ben bile tırsmıştım.

"Bu söylediklerini dikkate alıcağımı mı sanıyorsun ?" dedi. Akın daha fazla üstelememesi için dua ediyordum. Demir çırından çıkarsa onu kimse durduramaz hele ki onu çırından çıkaran Akın'sa. Demir'in sinirlendiği çenesinin kasılmasından anlaşılıyordu. Akın Demir'e göre oldukça sakin ve rahattı.

Onları ayırmak için ikisinin arasına geçtim. Demir'e bakıp

"Lütfen Demir benim için sakin ol lütfen"dedim. Öfkeyle bakışlarını benimkilerden ayırıp Akın'a çevirdi. Daha sonra bakışları tekrar beni buldu ve gözlerindeki yumuşak ifadeyi gördüm. Küçük bir tebessümle ona teşekkür ettim. Akın'a dönüp ona gitmesini söyledim. Zorluk çıkarmadan yavaş adımlarla yanımızdan uzaklaştı.

 Demir sakinleşmeye çalışıyordu. Aralarında her ne varsa çok büyük bir şey olmalıydı. Akın'a ilk zamanlar haksızlık yaptığımı düşünüyordum. Okula sonradan gelmişti ve kimseyi tanımıyordu. Demir bana onunla asla konuşmamı söylemişti bende hiç tanımadığım birine güvenemezdim. Onunla hiç konuşmadım. Zaten bir kaç hafta sonra Demir'in anlattıklarıyla düşmanım oldu.

Alt sınıflardan birkaç öğrencinin duyurusuyla göl kenarına gittik. Hoca kamp hakkında bilgi verecekti. "Evet arkadaşlar, kamp boyunca toplu etkinliklerin dışında istediğinizi yapabilirsiniz. Yemekler kurulucak olan çadır da yenicek. Tuvaletler kamp alanın biraz uzağında bunlar için zaten  sizi yönlendirecek tabelalar  var. İlk etkinliğimizi yarın sabah kahvaltıdan sonra yapacağız. Şimdi kampın keyfini çıkarın."

Herkes dağılırken ben iskeleye doğru yürüdüm ayaklarımı iskeleden sarkıtarak oturdum. Az sonra yanıma Demir oturdu.

" Merak etme Akın'ın kampı mahvetmesine izin vermeyeceğim." Gözlerimi ona çevirdim.

" Biliyorum."dedim. Başımı onun omzuna yasladım o da kolunu omzuma atıp beni biraz daha kendine çekti. Birlikte gün batımını izledik.Yemekten sonra herkes yorgun olduğu için çadırına çekildi.

Fotoğraf makinamı alıp çadırdan çıktım.

"Beklettim sizide." Sarp

" Fotoğraf çekiceksin sanırım." dedi boynumda asılı olan makinamı gösterip.

"Evet o kadar kursa gittim."dedim. Fotoğraf çekmek benim için hobiden daha fazlasıydı.

"Size yetişemeyebilirim " dedim ve yanlarından ayrılıp etraftaki çiçekleri çekmeye başladım.

Kendimi o kadar kaptırmışım ki. Gruptan ayrıldığımı fark etmemiştim. Biraz ileride Melih ,Melis ve Akın'ı gördüm.

Yanlarından geçerken Melih"O taraftan gitmediler canım" dedi diğer yolu göstererek. Hiç cevap vermeden öbür yolda ilerlemeye başladım. Patika bir yoldu ve ben hala grubu bulamamıştım.Çünkü Melih'in oyununa geldim. Nasıl böyle bir salaklık etmiştim. Geri dönmeye çalısam bir çok yol ayrımından geçtim. Üstelik tüm ağaçlar birbirine benziyordu. Yürümeye devam ettim. Bir an ayağım boşluğa geldi ve sonuç popomun üstüne düştüm. Başımı kaldırıp baktığımda derin bir çukura düştüğümü anladım. Ayağı kalktım popom hala sızlıyordu. Zıplayıp çıkmaya çalıştım ama nafile boyum yetişmiyordu. Bir şurdan çıkayım Melih'i kendi ellerimle geberticem.Belki etrafta orman görevlisi vardır düşüncesiyle

"Yardım edin !"diye bağırdım bir kaç kez ama beni kimse duymadı. Az sonra birinin adımı seslendiğini duydum."Burdayım çukura düştüm"dedim. Çukurun girişinde beliren yüzle şaşkına döndüm. "Akın"

ALTÜSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin