ALTÜST

1.Bölüm ~ Hazırlık

Heyecanla kampa gitmeye hak kazanan öğrencilerin açıklanmasını bekliyorduk. Tüm dönem boyunca bir haftalık yapılıcak olan kampın hayalini kurmuştum. Adımın okunmasıyla bir çığlık atıp Nil'e sarıldım. Arkasından Sarp , Bahar , Nil ve Demir'in adı okundu. Sonrasında kimin adının okunduğuna dikkat etmedim. Bizimkilerle hemen planlara başlamıştık.

" Kesinlikle harika zaman geçiricez bundan eminim" dedim.

"Bu akşam hemen eşyalarımızı hazırlamalıyız Cumartesi yola çıkıcaz " dedi Nil ellerini neşeyle çırparak. Demir ve Sarp bizim bu çocuksu hallerimize gözlerini devirmekle ve oflamakla karşılık verdiler.

Eve geldiğimde babam işten gelmemişti. Annem yemek yapmakla meşguldü.

Odama çıkıp kamp için bavulumu hazırladım. Hafta sonu gidicektik ama ben erkenden bavulumu hazırladım.

" Derin kızım baban geldi hadi aşağı in." annemin seslenmesiyle odamdan çıkıp mutfağa geldim. Babamın oturduğu sandalyenin yanına oturdum. yanaklarına sulu bir öpücük kondurdum.

"Hoşgeldin babacım"

"Hoşbulduk kızım." Yemeğe dönüp karnımı doyurmaya başladım. Yemek sırasında kampa gideceğimi seçildiğimi söyledim. Haliyle izin verdiler. Yarın okulun son günüydü iki aylık bir ara tatile giricektik. Yemekten sonra doğruca odama çıktım. Annem odama çekilmemden pek hoşlanmazdı. Yok efendim tüm gün iştelermiş görüşemiyormuşuz. Ne yani sürekli onlarla mı takılacağım olucak şey değil. Neyse ki kampa hazırlık yapacağım diyip tartışmamızı açılmadan kapatmış oldum.

Olamaz Nil bana mesaj atıcaktı ve ben tamamen unutmuşum. Yatağımdan kalkıp masamın üstünden çantamı aldım. Karman çorman olmuş çantamın içinde uzun uğraşlar sonucu telefonumu buldum. Şarjım bitmiş ve Nil beni mahvedicekti en sinir olduğu şeyi yapmıştım. Aceleyle komidinin çekmecesinden şarj aletimi çıkardım. Telefonumu taktıktan  bir kaç dakika sonra telefonum açıldı. Tahmin ettiğim gibi bir sürü cevapsız arama ve mesaj vardı. Ararsam iki saat söyleniceğini bildiğim için mesaj attım.

" Yaşıyorum merak etme ne oldu anlat uykum var yatacağım." İki dakika olmadan cevap verdi.

" Ben burda dokuz doğurayım sen hala uyku de. Yarın okula 11'de gidicekmişiz. Haberi  olsun telefonunu şarj et iyi geceler." Bende iyi geceler mesajımı gönderdikten sonra rahatlamak için duş aldım. Yorgun bedenimi uykunun kollarına teslim ettim.

Nil dünün acısını beni yarım  saattir bekletmekle alıyor. Sonunda sokağın başında görüldü. "Günaydın" dedi. Hiç bir  şey olmamış gibi. Konuşarak okula geldik.

◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Yataktan istemeyerek kalktım. Banyoya gidip duş aldım. Bir hafta boyunca duş alamayacağım zaten. Duştan sonra odama döndüm. Turuncu kaprimi ve üstüne beyaz tişörtümü giydim. Saçlarımı düzleştirirken annemin seslenmesiyle yerimden sıçradım işe gittiler sanıyordum. Bavulumu alıp aşağıya indim. Kahvaltımızı yaparken annem ve babamın nasihatlarını dinlemek zorunda kaldım.

"Size doyum olmaz ama geç kalıcam yoksa ben gidiyorum."dedim masadan kalkarken.

Annem" Baban seni okula bırakır."dedi. Sırt çantamı takıp aynada kendime baktım. Babam çoktan arabayı garajdan çıkarmış beni bekliyordu.

Bahçeye girip okulun arkasına dolandım baya erken gelmiştim.Otobüsün oraya gidip bavulumu bagaja koydum. Bahçenin ön tarafına geçip beklemeye başladım. Arkadan birinin sırtıma atlamasıyla irkildim. Tabi kim olduğunu anlamam uzun sürmedi.

"Günaydın!!!" dedi Nil çığırarak.

" Size de." dedim gözlerimi devirerek. Bahçe kapısına baktığımda gözlerim onun kahverengi gözleriyle buluştu. İşte o an bu kampın bana zehir olucağını anlamıştım.