ALTÜST

4.Bölüm ~ Dönüş

Kuş sesleri eşliğinde bilincim yerine geldi. Uyanmıştım fakat gözlerim hala kapalıydı. Kolumu bir bedene sardığımı farkedince gözlerimi açtım. Akın'a kuala gibi yapışmıştım. Benim suçum yok o da kolunu belime sarmış ne yani. Kollarımı hemen çektim ve yanından kalktım. Benim ani hareketimle o da uyanmıştı.

" Günaydın kualam." dedi sırıtarak.

" Ben kuala falan değilim." Ne kadar da yalancıyım ama.

" Kollarını bana saran da sen değildin zaten." Susmaz mısın sen hiç.

" Kalk hadi bir an önce yola çıkalım da senden kurtulayım" dedim sitem ederek. Çantamı alıp taktım. O da ayağa kalktığında yürümeye başladık. Yarım saat kadar sonra yola çıktık.

" Umarım bir araba geçer burası ıssız bir yere benziyor." dedi. ona cevap vermeyip yol kenarına oturdum çantamdan su şişemi çıkarıp su içtim. Akın susamış mıdır acaba ? Ne diye düşünüyorum ama ben cani değilim dimi.

"Al " dememle bana döndü şişeyi ona attım. Tek eliyle profosyenelce şişeyi aldı ve su içti.

"Hocam gerçekten özür dileriz."dedi Akın yüzüncü kez.

Hoca bize kötü bir bakış attı ve " Siz ikinizi kampta istemiyorum hazırlanın sizi götürsünler." dedi. Bunu yapacağını beklemiyordum. Hocanın yanından ayrılıp sonunda bizimkilerin yanına gidebildim.

" Ben hazırlanıcam geri dönüyorum."dedim somurtarak.

" Aa neden kayboldunuz diye mi ?" Nil'e başımı sallayarak karşılık verdim.

"Derin benimle gel" Demir'in sesi oldukça ciddi çıkmıştı. Lafını ikiletmeden peşinden gittim. Göle kadar yürüdük iskeleye çıktık.

" Bana ne olduğunu doğru düzgün anlatmanı istiyorum." dedi sinirli bir şekilde. Olanları en başından anlattım.

" Melih'e bunun hesabını sorucam." diye kükredi.

" Demir ben kavga etmeni falan istemiyorum lütfen. Şimdi benim eşyalarımı toplamam lazım."dedim. Birlikte geri döndük. Kızlar eşyalarımı toplamama yardım ettiler. Otobüsün yanına gidip bavulumu bagaja koydum. Demir elinde bavuluyla yanımıza geldi.

"Hayırdır sen nereye kardeşim ?" dedi Sarp merakla.

" Derin'i o çocukla tek göndericek değilim."dedi bir şey söylemek için ağzımı açmamla kapamam bir oldu.

"Hiç itiraz etme küçük hanım."dedi. Akın da gelince tam olmuştuk bizimkilerle vedalaştıktan sonra otobüse bindik. Biz Demir'le arkaya oturduk Akın da biraz uzağımıza. Yarım saat boyunca dışarıyı izlemekle zaman geçirdim.

Sonra Demir'e dönüp"Gelmeseydin senin de kampın mahvoldu." dedim üzülerek.

"Sen olmayınca bir anlamı yok ki."dedi. Demir'e gülümsemekle yetindim. Akın bizi duymuş olucakki başını çevirip bize baktı ve homurdanarak önüne döndü. Demir kolunu omzuma atıp beni kendine çekip sarıldı. Sabah Akın'la o halimi görse ne yapardı acaba.

"Uyu şimdi dün rahat edememişsindir." cevap vermek yerine ben de kollarımı ona doladım. Kendimi uykunun kollarına teslim ettim.