18. Bölüm

472 35 11
                                    

 Not:Medya'ya bölümle ilgili video eklenmiştir. 

Sehun ilk kez belki de düşünmemeye çalışıyordu. Düşünüp, düşüncelerini farkında olmadan kelimelere dökeceğinden korkuyordu. "Neden?"  fısıltıları Jongin’e ulaşsa da genç adamın söyleyecek tek sözü yoktu. Zaten Sehun’un duymak istediği nedenler ona ait değillerdi, bunu biliyordu. Evin önüne geldiklerinde Sehun’un kendini arabadan dışarı atıp kapıya ulaşması 30 saniye sürmemişti, her zaman saklambaç oynayan anahtarlar bu kez durumu anlamış, hemen teslim olmuştu.

Sehun olan her şeyin sorumlusu olarak Tao'yu görse de kendini sorgulamaktan, hatta suçlu bulmaktan vazgeçmiyordu. ‘Neden?’. O tek kelimeyi günlerce tekrarlayarak kendine işkence edebilir hatta işkenceden ölümüne neden olabilirdi. Evin kapısını açtığında, gözleri dolmuş, ancak gözyaşları gidecekleri yolu bilmiyormuşçasına süzülmemek için direniyordu. Ardına bakmadan girdiği evin kapısını tüm gücüyle kapatmış; ancak yürümeye dermanı kalmamış gibi olduğu yere yığılmıştı.  

Üzerine sinen Jongin’in kokusuna ve yaşananlara inat aklından çıkmayan koku, ten, dokunuş  Jongin ’ye ait değildi. Olmuyordu işte. Herkesin isteyeceği sevgili  Jongin Sehun’un istediği değildi. O Tao değildi! Karnına çektiği dizlerine sıkı sıkıya sarılıp olanların hesaplaşmasını yaşıyordu.

"Her şey onun suçu! Onu ben çağırmadım ki. O hayatıma girmeye uğraştı. O beni istedi. O aradı. O geldi. O beni öptü… O beni öptü…” Bu hızlı tespitler sonrası oluşan sessizlikte hatırlamaya korktuğu her anı akmaya direnen gözyaşları için ağır tahrik oluşturuyordu.

Sehun:"Hayallerimde ki aşkı yolla bana"

Sehun:"Sapık! Buna nasıl cesaret edersin sen?”

Tao:"Beni cidden hatırlamadınız mı? Oysa benim sizi düşünmediğim bir gün bile olmadı."

Tao:"Kendine yalan söylemene gerek yok Sindrella. Saat kaç olursa olsun prensin seni bekliyor olacak, yeter ki sen buna izin ver, en azından bir şans ver bana."

Tao:"Senin için bile feda edemeyecek olduktan sonra ne anlamı var yaşamanın. Seni seviyorum ufaklık, seni seviyorum Sindrella, benim kibirli prensesim Seni Seviyorum"

Tao:"Sehun-ah aşkımın karşılıksız olduğunu söylemeyeceksin bana değil mi?”

Tao:" Se-ni-Se-vi-yo-rum. Benimle birlikte tekrar et Se-ni-Se-vi-yo-rum"

Sehun:"En iyisi senin yolun Tao"

Tao:"Ne yani beni öpmek istediğin için mi aradın beni sadece. Bense neler düşünmüştüm. Beni hayal kırıklığına uğrattınız prenses."

Sehun:"Seni sevdiğini söyleyen birine bunu yapmak, sen... Sen cidden adinin tekisin Tao"

Gözlerinden süzülen yaşlar, yüzünde oluşan gülümsemeyle durmuş Tao’yu ilk gördüğü ana takılı kalmış, o anı yaşıyordu. “Yürüyüşünden bile asalet akan, avukat, varis, oyuncu, katil olması muhtemel adam, bir anlığına benimdi. Her gün papatyalar yollamasa da kırmızı gül almıştı, o beni sevmemiş miydi?” Yaşlar yeniden süzülmeye başladığında, Tao’nun yazdığı not geldi gözünün önüne. Onu neden hala sakladığını düşündü. Neden onu hayatından çıkarması için yapması gerekenleri yapmamıştı.

Hızla kalktı, üzerine çöken mutluluğunun altından, yıkıntılara dönüp bakmadı bile. Dolaba kaldırdığı kırmızı ayakkabılarını çıkardı. Ayakkabılarının altına koyduğu notu eline aldığında içindeki aşık Sehun notu açmasını söylerken, “güçlü ol!” diyen Sehun kararını vermişti. Yazdıklarını okumak için notu açmasına gerek yoktu ki…

Ak Kedi Kara Kedi (Sekai ✓ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin