Yaklaşan ayak sesleri duyduğunda hala kaçmak için bir şansı olabileceğini düşünüp bağlanmış ellerini kurtarmaya çabaladı. Eğer bu sesler başka birilerine aitse buradan kurtulması için belki de son şansıydı Sehun’un. O elleriyle uğraşırken ağır ağır açıldı arkasındaki demir kapı. Yıllardır bakım yüzü görmediğinden mi yoksa Sehun’un korkusunu katlamak için mi bu kadar ses çıkarıyordu şu lanet kapı?
Arkasındaki kapıya bakmak için dönmeye çalışsa da başaramadı ve boynunu büküp adamların gelmesini bekledi. Yanan ışıkla birlikte gözleri kamaştı. Canının acısı bir kere daha kendini hatırlattığında ayaklarının hizasındaki bastonu fark edebildi.
Evet, karşısında yaşlı bir adam kendisine bakıyordu hem de oldukça tehditkâr halde. Adama bakıp çekti gözlerini hemen. Getirilen sandalyeyi tam karşısına koydular Sehun’un ve yaşlı adam karşısına oturup çenesini bastonunun üst kısmına dayadı. Birbirlerine baktıkları zaman geçmiyordu sanki. Adam tek bir el işaretiyle sarışının ağzını açtırdı. Bu sessizlik deli etmeye yeterdi bir insanı hele de neden burada olduğunu ve bu şekilde muamele gördüğünü bilmeyen Sehun’u.
- Ne istiyorsunuz benden? Neden bu izbe yere getirdiniz beni, ha ne yaptım size?
Yaşlı adam cevap vermek yerine çocuğu baştan aşağı süzdü ve gözlerini onun arkasına dikti. Gelen giden olmadığını görünce konuşmaya devam eden adam çocuğa baktı ve eliyle susmasını işaret etti. Bu el hareketi öyle hükmediciydi ki Sehun anında susuverdi. Az sonra yeniden duyuldu ayak sesleri.
İçeri elinde dosyalarla 'o adam' girdi. Dün gece odasında gördüğü ve onu bu hale getirip buraya kapatan şu pislik.
- Sorunun ne senin ha! Bunu bana neden yapıyorsun?
Kris önce saygıyla eğildi yaşlı adamın önünde ardından yerde yatan çocuğa pis bir bakış atıp eliyle sus işareti yaptı. Sehun bütün kızgınlığına rağmen susması gerektiğini biliyordu. Bu tür sahneleri sadece izlediği mafya filmlerinde görmüştü çünkü ve susmayan insanların başına neler geldiğini iyi biliyordu.
Yaşlı adam dosyayı kurcaladıktan sonra Sehun’a yaklaşıp elindeki fotoğrafı gösterdi. "Bu adamı tanıyor musun? Yüz yüze hiç görüştün mü onunla?" Sehun adamın gösterdiği fotoğrafa baktığında ne olduğunu anlayamadı. Yıllar önce ölmüş birinin peşinden geldikleri için mi bu haldeydi yani şimdi?
- Şey, o benim arkadaşımın babasıydı. Yıllar önce öldü ama ne için arıyorsanız size bir yardımı olamaz.
Yaşlı adam çocuğun pat diye konuya atlamasından hoşnuttu. Ağzından istediği her şeyi alabilecek hem de bunun için fazla bir şey yapmasına gerek olmayacaktı.
- Uzun zaman önce bir trafik kazasında öldüğünü biliyorum. O zamanlar çok yakındık Profesör ile. Hatta şu anda onun çalışmasını sürdürdüğünü de biliyorum. Yıllar önce kaynak olarak ona dünyanın parasını aktardığımı bilgisini de görmüşsündür belki küçük bey.
Sehun ilk gördüğünde anlam veremediği bu para akışını hatırladı hemen. Ülkelerinde arkeoloji için yapılan araştırmalara ayrılan para ufak bir boyband'in çıkışı için bile ayrılan paradan çok daha aşağıdayken bir iş adamının bu projeye bu kadar para aktarması çok ilginç bir durum olduğundan aklında kalmıştı. Demek bu yaşlı adam o parayı yöneten kişiydi. Açıklamanın devamını sabırsızlıkla beklemeye başladı.
~~~
Açabilseydi gözlerini parmaklarının temas ettiği buz gibi şeyin fiyakalı bir kelebek olduğunu görecekti Tao ama şimdi paçasını kurtarabilmek için gözlerine ihtiyacı yoktu ya da öyle olmasını diliyordu. Devasa adamın elindeki metali fırlatmak için omuzlarından güç alıp savurdu elindeki aleti. Adamın üstüne çöreklenen bedenini üzerinden kaldıramayınca sağlam bir tekme attı hayalarına. Koca goril bacaklarının arasındaki değerli hazinesinin acısıyla ortalıkta zıplarken diğer adamlar saldırdılar bu kez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ak Kedi Kara Kedi (Sekai ✓ )
FanfictionBiri gece gibi gizemliydi diğeri güneş gibi sıcak ve yakıcı... Kapak tasarım: @VampirePhotoshop