Sen on dört yaşından beri Jin'e sevgi besliyordun. 17 yaşında artık dayanamayıp Güney Kore'ye gittin. Tabii o yıl aralığında az çok Korece öğrenmiştin. Kore'ye geldiğinde ilk iş olarak fanmeetinge gitmeye karar verdin. Yanında getirdiğin yeterli para ile üç gün sonra olacak fanmeetinge bilet aldın.
3 GÜN SONRA
Heyecanın bitmek bilmiyordu. İki saat sonra her daim düşlediğin adamı canlı olarak görecektin. Özenle hazırlanıp fanmeetinge yarım saat erkenden gittin. O kadar kalabalıktı ki oturacağın yeri zor ayırt ettin. En sonunda oturdun ve yarım saat sonra o yedi harika adamın gelişini fark ettin. Sıra albüm imzalamaya geldiğinde oradaki tek Türk olan sen ilgilerini çekmiştin. Özellikle de Jin... Herkesle birer birer konuştuktan ve imzalarını aldıktan sonra sıra Jin'e gelmişti. Onunla konuşmak bile seni heyecana sokmuştu. Tabii sen ondan hoşlanıyordun. O da senden etkilenmiş olacak ki "Şey yanlış anlamazsan seninle başka zamanlarda da konuşmak isterim." dedi. Sen ise memnuniyetle kabul ettin. Aranızdaki yaş farkı senin için bir hiçten ibaretti. Numaral karşılıklı alınınca senin gitme vaktin geldi. Veda edip kaldığın otele gittin.
ERTESİ GÜN
Sabah uyandığında telefonuna bir mesaj geldiğini fark ettin.
Jin:Merhaba -adın- yanlış numara değil umarım.
Sen: Hayır değil. Sanada merhaba bu arada.
Baya bir konuştuktan sonra ona aklına bir anda gelen soruyu sordun.
Sen:Merakımdan soruyorum beni telefonuna ne diye kaydettin?
Jin:Türk fan diye neden ki?
Bu cevap tüm umutlarının yıkılmasına sebep olmuştu. "Sorun bende" diye düşündün. "Her güldüğü kişiden hoşlanacak diye bir zorunluluk yok ya" dedin kendi kendine. Zaten ertesi gün Türkiye'ye dönecektin. Onu unutmak en iyi çözüm gibi geldi sana.
8 YIL SONRA
Bu geçen yıllarda onu zorda olsa unutmayı başarmıştın. Unutmalıydın da sen artık -hayalindeki meslek- olmuştun. O gece telefonun çaldı. Bilinmeyen ama yabancı bir numaraydı. Kararsız kaldın ama açtın.
Sen:Alo buyrun?
X:Selam -adın- umarım beni hatırlıyorsundur. Ben Jin.
Şok olmuştun ama bozuntuya vermeden:
Sen:Evet hatırlıyorum. Ne oldu peki?
Jin:Buluşalım mı diyecektim.
"Ne saçmalıyor bu?!" dedin içinden. Sonuçta o Kore'de sen Türkiye'deydin.
Sen:Biliyor olmalısın ben Turkiye'de yaşıyorum Jin.
Jin:Bende Türkiye'de -yaşadığın il-deyim zaten.
Uzatmayarak kabul ettin ve Jin arabayla gelip seni aldı. Şık bir restoranda yemeğe gelmiştiniz. O yemeğini yerken sen içinden "Bunu nasıl sevmişim ki ben " diye ďüşünüyordun. Neyse yemekler yendikten sonra Jin
-Seni görmeyeli çok güzelleşmişsin.
Utanmıştın. Doğrusu bunu beklemiyordun. Sonra Jin bir anda:
-Sevgilin var mı?
Sen ise ciddileşip:
-Hayır yok.
Bu geceden sonra Jin sana sırılsıklam aşık olmuştu. Sende ondan hoşlanmaya başlamıştın.
1 AY SONRA
Bir ayda ikiniz de birbirinizi çok sevmiştiniz ama hala sevgili değildiniz. Bir gün Jin bir anda:
-Adın bilmiyorum benimle aynı duyguları mı taşıyorsun ama erken de olsa sormak istiyorum. Benimle evlenir misin?
Sen ani teklif karşısında ne yapacağını bilemedim ama sonra Jin'e sarıldın.
5 YIL SONRA
Evleneli 4 yıl olmuştu ve 2 çocuğunuz vardı. Hala çok mutluydunuz...
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
Umarım beğenirsiniz. Votelemeyi ve yorum atmayı unutmayın!
