twenty six

240 24 17
                                    

"Bundan emin misin o..." Percy'nin bininci defa soruşuyla Thalia nefesini dışarı verdi. "Percy sorun değil, Luke ile başaçıkabilirim." 

Percy baştan aşağı Thalia'yı süzdükten sonra elindeki anahtarı verdi. Thalia anahtarı Hephaistos kulübesinin yaptığı hücreye sokup içeri giriyordu ki durup peşinden gelen Percy'e baktı. "Sen ne yapıyorsun?"

"Seninle geliyorum."

"Neden?"

Percy gergince yerinde sallandı. "Seni korumak için?"

"Percy kendi başımın çaresine bakabilirim ayrıca," özel büyüyle korunan hücrenin içinde bile yinede bağlı olan Luke'a baktı. "O bana zarar veremez."

"Luke her türlü kilidi açabilir ve sana pekala zarar verebilir."

"Luke bana zarar veremez. Bu sefer buna izin vermem."

Percy yere bakmaya başladı. "Bak Thalia yenilmek utanılacak bir şey değil, o seni neredeyse öldürüyordu..."

"Buna ben izin verdim! Kaç kere söylemem gerek?"

"Thalia ben sadece..."

"Kendini suçlu hissettiğini biliyorum ama lütfen git başka birini korurken vicdanını rahatlat." dedikten sonra kapıyı kapatıp Luke'un karşısına oturdu. Luke Thalia'yı görünce başını kaldırdı ama hiç tepki vermedi.

"Luke sen..."

"Kendimdeyim. Fazlasıyla..." Yanına çömelip elini kelepçeli bileklerine götürdü. Luke'u duvar dibine oturtup bileklerini duvara kelepçelemişlerdi ve hiç rahat durmuyordu. "Luke nasıl hissediyorsun?"

"Hiçbir şey hissetmiyorum."

"Luke onlar senin hatan... Bekle, ne?"

"Onun kontrolü altındayken ruhumun eksik olduğunu bilmeyeyim diye beni de kandırmıştı ama şimdi... Şimdi her şeyi biliyorum ve hiçbir şey hissetmiyorum. O kadar boş hissediyorum ki Thalia... Odaklanmaya çalışıyorum, ruhum olsaydı nasıl davranırdım ve derdim diye ama her saniye geçmişteki halim benden uzaklaşıyor."

Thalia birkaç saniye düşünüp Luke'a iyice yaklaştı ve onu öptü. Elini Luke'un ensesine götürüp kendini ona iyice yaklaştırdı ancak Luke karşılık vermedi. Sonunda Thalia hayal kırıklığıyla ondan ayrıldı. Luke'un yüzünde boş bir ifade vardı. "Hala hiçbir şey hissetmiyorum. Hiçbir şey."

Thalia elini Luke'un yanağında dolaştırdı. "Sana ne yaptı böyle?"

Luke gözleriyle Thalia'yı süzdü ve gülümsedi "Luke onu öpmenden çok hoşlanırdı."  

Kendinden üçüncü şahıs olarak bahsetmesi ürkütücüydü ancak gülümsemesi yine de Thalia'nın iyi hissetmesini sağladı. Birkaç dakika boyunca sadece birbirlerine baktılar. Tam Thalia onu tekrar öpmeyi düşünüyordu ki kapı açıldı. 

Kapıdaki Jake ikisinin bu kadar yakın olduğunu görünce yapmacık bir şekilde boğazını temizledi. "Şey, ziyaret saati sona erdi."

Thalia başını sallayıp son defa bir şey söyleyecek mi diye Luke'a baktı ancak Luke'un umurunda değilmiş gibiydi.

-

Percy kamp ateşinden sonra kulübesine girdiğinde çeşmenin kenrarında parıldayan Iris mesajını gördü. Cebinden bir drahmi atıp "Mesajı göster" dedi. Annabeth'ten geldiğini düşünüyordu. Kampa önceki gün gelmesi gerektiği halde bir gün gecikmişti ve telefonlar hala çalışmadığı için haber gelmemişti.

Ancak mesaj Annabeth'ten gelmemişti. Sis görüntülere dönüştüğünde Percy'nin boğazı düğümlendi. Manhattan'daki evini görüyordu. Her yer dağılmıştı, yerde kan izleri ve cam kırıkları vardı. Annesi ve Paul hafif yaralı biçimde bir koltuğa oturtulmuştu. Annesinin kucağında Estelle duruyordu, Sally onun olanları fark etmemesi için elinden geleni yapıyordu. Percy odaya biraz daha göz atınca kapıda dikilen iki devi ve onu gördü. 

elysium | thalukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin