Taehyung derin bir nefes alıp sıktığı elini gevşetti ve yumuşak bir vuruşla kapıyı çaldı. İçeride hocanın sesi duraksayınca kolu indirip içeri adımladı.
Tahmin ettiği gibi tüm gözler aynı anda kendine dönmüştü. Yıllarca kendisiyle alay eden öğrenciler bile sahte bir dostlukla bakıyordu kendine.
"Girebilir miyim?" Taehyung elinden geldiğince öz güvenli bir tonla sorusunu yöneltti hocasına. Kadın eliyle içeri geçmesini söyleyip tahtaya dönmüştü. Hocasının bile bakışının değiştiğini fark etti Taehyung.
Bu süre boyunca Jungkook'a bakmamak için çok büyük bir uğraş sergilemişti, ancak yanında oturan birisine hiç bakmamak gibi bir şansı yoktu ne yazık ki.
Jungkook, Taehyung sıraya yaklaşınca ayağa kalkıp geçmesi için yer verdi. Taehyung yerine oturunca da kendi yerine geçip konuşmak üzere ona dönmüştü.
"Lütfen benimle konuşma" Taehyung, onunla ilk gününde sarf ettiği sözlerini tekrardan dile getirip kitabını çantasından çıkarırken Jungkook kaşlarını çatıp önüne dönmüştü.
Eh, sakin gününe denk gelmiş olmalıyım diye düşündü Taehyung.
Yine de içindeki gerginlik, derse odaklanmasına devasa bir engel olmuştu. Yanında o varken, uyumak da pek mantıklı bir tercih olmuyordu.
Öğle arasında Taehyung herkesle beraber kaçmayı hedeflemişti ancak Jungkook yerinden kalkmayarak ona engel çıktı.
"Otur yerinde, konuşacağız"
"Gerçekten konuşmak istediğimi sanmıyorum pek"
"Bu sefer senin isteklerine bırakacağımı sanmıyorum pek" Taehyung'un sesini taklit etti Jungkook.
İkisi de tek kelime etmeden oturdu. Ya ki son öğrenci çıkıp kapıyı kapatana kadar. Kapının kapanmasıyla Jungkook Taehyung'a dönüp onu korkutmuştu.
"Beni küçük düşürmeyi aklından nasıl geçirirsin sen? Yemekteki saçmalık da nesiydi? Benim imajım seni de etkilecek farkındasındır umarım"
"Bunu istediğimi söylemedim hiç"
"Bu istemenle değil kaidelerle alakalı ama. Benim eşim olacaksın. Çünkü eğer ki olmazsan, sana dokunan herkesi öldürürüm. Arkadaş, akraba, tanıdık dinlemeden."
Taehyung oturduğu yerde biraz uzağa kaydı. "Beni huzursuz ediyorsun şu an..."
"Sen de beni ediyorsun. Sana dil döküyorum bir de, sanki benden iyi bir seçeneğin var da"
Hoseok... Diye düşündü Taehyung. Hoseok da o akşam oradaydı.
"Üzgünüm gitmeliyim" Taehyung çıkmaya çalışırken Jungkook onu durdurdu.
"Gitme. Bugün şu anda anlaşacağız"
Taehyung bir süre duraksayıp onun yanından sıyrıldı ve kapıya yürüdü.
"Arkadaşlarını tehlikeye atıyorsun. Jimin'i, Yoongi'yi, şu kırmızı kafayı"
"Neden bana bunu yapıyorsun?" Taehyung yalvarır gibi sormuştu bu sefer.
"Başka Vita olsaydı sana yalvarmazdım" elindeki kalemi çevirdi. "Akşam... Çıkışta oturmaya gidelim. Gereksiz yere abarttığını düşünüyorum"
❁❁❁❁❁
"Taehyung-ahh!" Jimin koridorda arkadaşına koşup aniden durdu. "Bir saniye, ben sana küsmüştüm"
Taehyung küçük bir kıkırtı bıraktı. "Sana da merhaba Jimin"
"Gözüme çok farklı gözüktün..." Jimin anlamak için uzun süre arkadaşını süzmüş, Taehyung buna karşılık iç çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&Namjin
FanfictionOmegaverse (Delta, Alfa, Beta, Omega, Vita) "Bazen alıştığın yer, ait olduğun yer değildir Taehyung. Yolunu değiştirecek olman, kaybolduğun anlamına gelmez." 3.5.18, Hayran Kurgu, #18 27.2.19, BTS #5 17.5.18, Vkook #1 19.5.18, Alfa #1 23.9.18, Jungk...