Jungkook, Taehyung'u dolapların önünde bulduğu için rahat bir nefes aldı, iki gündür süregelen olaylar ona karşı daha korumacı yapmıştı kendini. Adımları hızlanırken Taehyung dolabını kapatınca gülümsemesi silinmişti.
Taehyung havluyu omzuna alıp Jungkook'a döndü.
"Bu..." Jungkook onu parmağıyla işaret ederek süzdü. "Tam olarak nedir? Birisi 'soyunun' komutu verdi de ben mi duymadım?"
Taehyung askılı tişörtü ve şortuna göz atıp başını bıkkınlıkla iki yana salladı.
"Ahahaha! Bir saniye." Yalandan gülüşünü öyle keskin şekilde sonlandırmıştı ki koridorda yürüyen birkaç kişi geriye adımlamıştı. "O tuhaf heriften ders mi alacaksın bu halde? Dövüş dersi olduğuna emin misin? Seviş dersi olmasın o?"
"Az abarttın, devam etsene"
Taehyung spor salonuna yürürken Jungkook onun omzundaki havluyu alıp aniden beline geçirdi ve Vita'yı havluyla kendine çekti. Taehyung temas yüzünden afallamış, onun omuzlarına tutunmuştu.
Jungkook dudaklarını onun boynuna sürterek kulağına çıkardı. "Ben öğreteyim, ona gitme"
"Omegalarla konuşuyorum, sen de anlaşmanın üstüne düşen tarafını yap"
"Bu haksız rekabet, o senin önceden hoşlandığın çocuk ve boşta. Ah avuçlarım kaşınıyor sanırım pataklayacağım onu"
Taehyung havluyu çekip çantasına tıktı ve gözlerini devirip yoluna devam etti.
"Taehyung-ah" Jungkook son bir çabayla beline yapışmıştı bu sefer. "Başka bir şey istemez misin? İki istediğini yerine getiririm? Üç? Üç olur?"
"Akşam görüşürüz Delta" Taehyung seke seke merdivenleri inip spor salonunun yolunu tuttu. Jungkook sıktığı yumruklarla başbaşa kalmıştı.
"Bir saat... Sadece bir saat veriyorum"
❁❁❁❁❁
"Jimin-ah" Yoongi tahta masaya uzattığı kollarına başını dayayıp Jimin'in ilgisini çekmeye çalıştı. Küçüğü başını kitabından kaldırmıyordu ve ektikleri ikinci dersteydiler.
"Ben çocukları severim Jimin-ah, ona bakabiliriz. Aldırmanı istemiyorum"
Küçüğünden ses seda çıkmıyordu.
"Ben de korkuyorum, ama olan bir şeyi ortadan kaldırmak daha korkutucu olmaz mı? Yalvarırım Jimin, alternatif çözümler bulabiliriz"
Jimin kitabı kapatıp sertçe masaya bıraktı. "Mesela?"
"Annemlerle yaşarız, evde ders alırsın? Geri kalmazsın da okuldan"
"Neden ben bir şeylerden feragat etmek zorundayım? Bunların her biri kötü seçenekler" Jimin'in gözleri dolmuştu.
"Dur, dur ağlama üzgünüm" Yoongi etrafa bakıp onun yanına zıpladı ve sarıldı. "Evlenelim, senin annenle yaşarım, üçünüze de bakarım olur mu?"
Jimin onun kollarının arasına sindi. "O kadar kolay değil ki"
"Doğum gününe az kaldı, hemen sonra evlenelim"
"Annemle sen konuş" Jimin'in sesi tişörte bastırdığı yüzü yüzünden boğuk çıkmıştı. Buna rağmen içindeki heyecana engel olamamıştı Yoongi.
"Tamam, ben söyleyeceğim"
❁❁❁❁❁
Jungkook salonun üst kapısından girip tribünün bir kenarına oturmuş, çantasını yanına atmıştı. Dirseklerini bacaklarına dayayıp başını ellerine yasladı. Hoseok denen herifin Taehyung'a dokunmasına tahammülü yoktu.
"Taehyung, eve geçiyorum" Jungkook sadece mırıldanmış olmasına rağmen Taehyung oraya dönmüştü. Delta yorgun görünüyordu.
"Görüşürüz Hoseok" Taehyung elindeki bandajı çıkarıp ona verdi ve tribüne yürüdü. Jungkook dağınık haldeki eşyalarını toparlarken Vita, bir sıradan diğerine zıplayarak yanına varmış, küçük bir sendelemeyle kucağına düşmüştü.
"Birkaç saat önce bana çemkirirken şimdi cilve yapıyorsun, nasıl davranacağım sana şimdi?"
Taehyung omuz silkip onun yanağını sıktı. "Özgüvenim gelmiş gibi hissediyorum"
"Horseok seni yere seriyordu, böyle mi geldi özgüvenin? Ah ben de yapabilirdim bunu"
"Hoseok. Adı Hoseok"
"Her ne haltsa" Taehyung ayağa kalkınca eşyalarını sırtına alıp onunla beraber yürümeye başladı. "Şu tere bak, hangi cüretle oturdun kucağıma"
Taehyung elini saçlarına atıp karıştırdı. "Bak böyle saygısız konuşmasaydın beraber yıkanmayı teklif edecektim"
Jungkook'un kelimeleri sindirmesi birkaç dakikasını aldı. "Pardon?"
"Ama ben terli pis bir insanım"
"Ben öyle bir şey demedim? Sen duydun mu? Demedim ben?" Jungkook kelimeleri hızlı hızlı sıraladığı sırada Taehyung telefonuna bakındı.
"Okulda az omega var, ikna ettim çoğunu, iki ya da üç kişi kaldı. Bundan sonrası sende"
"Konuyu ciddiyete bu kadar hızlı bağlaman gerekmiyordu müstakbel eşim" Taehyung son söylediğinin üzerine Delta'ya dönünce Jungkook gülümsedi. "Öyle değil misin? Neden şaşırdın ki?"
"Ah, şaşırmadım. Eve gidip yıkanmak istiyorum sadece" adımlarını hızlandırdı. Yanakları artık ter yüzünden kırmızı kırmızı değildi.
"Doğru, ailen beni istemiyordu..." Jungkook düşünceli bir şekilde takip etti onu.
"Ailemin seninle alıp veremediği yok Jungkook, sadece endişe ediyorlar." Taehyung arabaya binip Jungkook'un oturacağı yere yaklaştı. O yerine geçince de Jungkook'un omzuna başını dayadı.
Jungkook elini hiç vakit kaybetmeden onun saçına atmış ve nazik nazik karıştırmıştı. "Geçen gün baban gelmedi"
"Evime gelmez o genelde, özel hayatıma haddinden fazla önem veriyor sanırım, terli saçlarım kurcalama çok"
Jungkook umursamayıp saçlarıyla oynamaya devam etti. "O zaman şu olaylar bitince, babanı görmeye gidelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&Namjin
FanficOmegaverse (Delta, Alfa, Beta, Omega, Vita) "Bazen alıştığın yer, ait olduğun yer değildir Taehyung. Yolunu değiştirecek olman, kaybolduğun anlamına gelmez." 3.5.18, Hayran Kurgu, #18 27.2.19, BTS #5 17.5.18, Vkook #1 19.5.18, Alfa #1 23.9.18, Jungk...