"Ya buraya ne dersin?" Jimin parmağını haritaya koyup Yoongi'ye baktı. Yoongi hızla iki yana sallamıştı başını.
"Avustralya'da dev örümcekler var, reddedildi."
Jimin homurdanırken Japonya'yı gösterdi.
"Olmaz, hep deprem oluyor"
"Japonya'ya gitmeyi istiyorum ama ben!"
Taehyung elinde kahvesiyle yanlarına oturduğunda ikisi de susup kollarını birleştirmişti. Taehyung kahvesinden bir yudum alırken gerginliği fark edip bardağı geri bıraktı.
"Sorduğuma pişman olacağımı biliyorum, ama ne oluyor?"
"Dünya turu yapacağız" Yoongi göz ucuyla haritaya baktı.
"Sadece Kore'yi gezmek dünya turu değildir Min Yoongi! Hiçbir yeri kabul etmiyorsun!" Jimin kedi misali haritayı parçalayıp şaşkınlıkla onu izleyen Yoongi'nin önüne attı.
"Jimin..."
Ardından hiç tereddüt etmeden yerinden kalkmış ve sınıfına doğru hızla adımlamıştı.
"Ben..."
"Evet, peşinden git" diye tamamladı onu Taehyung. Masada yalnız kaldıktan sonra da sırtını sandalyeye verip iç çekti.
Kavgaları bile güzel gözüküyordu gözünde. Kendi hayatı buna kıyasla, daha komplikeydi.
"Dersi mi ekiyorsun sen?" Jungkook başında dikilince pencereden vuran ışığın yerini gölge almıştı.
"İnekler de ders ekemez mi?"
"Bilmem, daha önce hiç bir inekle tanışmamıştım" Jungkook, Taehyung'un karşısındaki sandalyeyi gürültüyle çekince Taehyung ses yüzünden kaşlarını çattı. "Bir şey keyfini mi kaçırdı?"
"Keyfimi kaçırıyorsun, acını içinde yaşaman keyfimi kaçırıyor"
Jungkook elini kaldırınca Taehyung refleks olarak çekilse de Jungkook, parmaklarını nazikçe onun saçlarına dolayıp karıştırdı. "Ne kadar da düşünceli... Pekala, madem dersi ekiyoruz..." Taehyung çoğul ekiyle tek kaşını kaldırdı. "... hakkını vererek ekelim" masadan kalkarken elini reverans yaparcasına Taehyung'a uzatıp tutması için vakit tanımıştı.
Taehyung çöktüğü masada doğrulup onun elini tuttu ve kalktı. Çantasını sırtına doğru düzgün atamadan Jungkook onu çekiştirmeye başlamıştı bile.
Güvenliğin delici bakışları eşliğinde başını eğerek okuldan çıkmıştı Taehyung. Adamın Jungkook yüzünden kendisine laf etmediğine adı gibi emindi.
Okuldan adım adım uzaklaştıklarında Jungkook başını eğip hafifçe gülümsedi. "Dün... Gerçekten güzel uyudum"
Taehyung beraber yattıkları geceyi düşününce tükürüğünü yutamadı.
"Ve... Nedensizce evli olduğumuz düşüncesi geldi aklıma..."
"Sanırım bu konuşmanın devamını duymak istemiyorum" Taehyung az önceki sakinliğiyle cevap vermek için fazlasıyla zorlamıştı kendini.
"Neden, evli olmakla dün olanlar arasında pek bir fark yok... Belki biraz var?" Jungkook alayla ona baktı.
Çimenlerle kaplı tepeye tırmanmaya başlarken kaşlarını çattı Taehyung. "Belki de Yoongi'de kalmalıydın" birkaç gün öncesinden incinmiş bacağı bıçak saplanması gibi vücuduna acı veriyordu. Sızlanma mırıltıları çıkardı.
"Ne kadar hoşuna gittiğini biliyorum, savunmaya çalışma kendini" Jungkook önüne geçip çökünce Taehyung onun elini ittirdi.
"Yürürüm ben" önden yürümeye başlayınca Jungkook kalkıp tekrar önüne eğildi. Taehyung bu sefer çabuk davranamayıp ona takılmış ve üstüne düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&Namjin
أدب الهواةOmegaverse (Delta, Alfa, Beta, Omega, Vita) "Bazen alıştığın yer, ait olduğun yer değildir Taehyung. Yolunu değiştirecek olman, kaybolduğun anlamına gelmez." 3.5.18, Hayran Kurgu, #18 27.2.19, BTS #5 17.5.18, Vkook #1 19.5.18, Alfa #1 23.9.18, Jungk...