Multimedya;Teoman; 1 kadın ve 1 erkek
Kadın gider erkek içer..
"Sana acilen spor ayakkabı almalıyız."dedi alayla.
"İstemiyorum Gökdeniz."
"Aaa sana terlik almayı da unuttuk değil mi?" Dedi çok eğlendiği her halinden belliydi.
"Ya senin burcun Başak mı?"
"Ben Mart'ın 18 inde doğdum ama burcumu bilmiyorum. Sanırım balık." Dedi umursamazca.
"Sanırım bence de."
"O nasıl bir cümle lan?" Ve yine alaylı haline bürünmüştü.
"Artık basketbol oynayabilir miyiz?"
"Harleylerle mi?" Dedi o lanet ifadesini sürdürerek.
"Sanane oğlum benim ayakkabımdan botumdan!?"
"Off yürü ya ne çok konuştun." Dedi. Bunu derken de çoktan koridordan çıkmıştı vestiyere doğru yürüyordu.
"Salak" diye mırıldanıp arkasından gittim. Sağ taraftaki basketbol sahasına gittiğimizda Gökdeniz'in elinde vestiyerden aldığını düşündüğüm bir basketbol tobu vardı. Sonra bana dönüp konuşmaya başladı."Şimdi bence maç yapmaya gerek yok. İlk sen başla potanın hemen karşısından at topu eğer atabilirsen aynı yerden devam et atamadığında da ben topu tutmaya çalışayım ve tam tuttuğum yerden atmaya çalışayım eğer atabilirsem potanın karşısından başlarım yine atamadığımda da sen tuttuğun yerden atarsın okay mı?"
"Tamam." demekle yetindim. Ne çok komuşmuştu.
Gökdeniz topu bana attı tam potanın karşısına geçip atacaktım ki ona baktım ve şöyle dedim:
"Ya şöyle bir Metallica falan açta havaya gireyim."
"The unforgiven?" Dedi sorarca.
" Two olsun. O daha güzel."
"Tamam" deyip şarkıyı başlattı. Şöyle ilk sadece unforgiven de birinciyi dinledikten sonra ikinciyi keşfettiğinde baştaki müzikten sonra yine aynı girişi bekliyorsun ama daha metalik bir şey çıkıyor karşına. Sonra diyorsun ki 'İşte Rock'ın şeytanları' Metallica grubunu kendime benzetiyordum. İlk bir üyesi çıkıyor gruptan sonra bas gitarcısı ölüyor ama hâlâ oligarşi ile yönetilen Rock camiasında baştalar. Gönlümde bir Teoman ya da bir Haluk Levent değiller belki ama onları da çok seviyorum.(H.Y.O.Y.N,* bu biraz kendi düşüncelerim gibi oldu ama neyse.)O uzun solodan sonra söze başlandığı anda topu fırlattım ve top potadan girdi. Sonra da tekrar bana geldi. Gökdeniz kaçırma ihtimalime karşın bir metre ilerimde duruyordu. Sadece "Helal" demekle yetinmişti ama sırtıma da helalinden bir kez burmuştu bayağı acısa da ben belli etmemiştim.😝
___________
Bir saat kadar oynadıktan sonra eve geçmeyi teklif etmiştim Gökdeniz'e. O da memnuniyetle kabul etmişti. Resmen vücudumdan 3 kilo ter çıkmıştı. Ben bir anda dondum. Ve bağırmaya başladım.
"LAN NASIL DUŞ ALACAĞIM BEN!?!? YA DAHA TADİLATTAYDI ORASI!"
Gökdeniz bana bıkkın bir ifadeyle bakıp beni uzun zamandır ilk kez utandıran bir şey söyledi;
" Ebeveyn banyosu diye bir icat var. Hem orada küvette yok."
Kafamı öne eğip eve doğru yürümeye başladım. Hani kendimi gerçekten salak gibi hissediyordum. Bir de o kadar bağırmıştım. Zaten hemen arkamdan da o geliyordu. Salona geçtikten sonra siyah, tekli koltuğa oturup
"İlk sen." Dedim.
O da beni umursamadan "Peki" dedi.
Telefonum yandaki sehbadaydı. Elime alıp Karışık çal' a bastım. Ve 'Teoman-1 kadın 1 erkek şarkısı çıktı.Sözlerini unutmuş en sevdiği şarkının
Bakmış ne geçmiş geçmiş
Ne gelecek gelecekmiş
Uçmayan kuş kesmez bıçak hiç atmayan bir kalp
İki yalnız bir gemide anısı var sadeceKadın ağlar erkek bakar
Kadın duyar erkek duymaz
Kadın sorar erkek susar
Kadın gider erkek içerKadın ağlar erkek bakar
Kadın duyar erkek duymaz
Kadın sorar erkek susar
Kadın gider erkek içerO şarkıydı aşk anlatan sözcüklerin kölesi olmadan
Çekti çiğerine dumanını son sigarasından
Dayanmıştı daha da dayanırdı ama ne gerek vardı
Hiç birini seçemedi sonunda kelimeleri önüne yayınca
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULUM
Teen FictionOkulum...insanları hiç ses etmeden, bir hayaletmişcesine izlediğim yer. Okulum... yapmacık zoraki gülüşleri, belki bir ay sonra yüzlerini bile görmek istemeyecek olan insanların gereğinden fazla yakınlaşmalarını gördükçe yüzümü iğrenircesine buruşt...