Multi medya; Fray-You fond me
Gökdeniz şaskınca bana baktı. " Küvetli, ne alâka?" Dedi
"Kendi evime gidip duş alırım o zaman" dedim.
" Neden?" Diye sordu.
"Sudan korkuyorum" dedim biraz utanarak.
"Ne alâka kızım. Denizi anlarımda hadi havuzuda anladım. Ama küvet ne alaka?" Dedi. Bana değişik bir şekilde bakarak.Gözlerimi bir kez kırpıp işaret parmağımı kaldırdım. "Çok alâka, ben kovaya bile ayağımı sokamam." Dedim.
Gökdeniz küçük bir kahkaha atıp konuşmaya başladı " Bu korkun trajikomik bir olay yüzünden mi oldu?"
Gözlerimi devirip"Hayır, doğuştan. " dedim.
Gökdeniz "Kıymam lan sana" deyip, iki parmağı ile yanağımı sıktı. Ben şoktayken Elini ensesine koyup "Şey kusura bakma.. Daria'dan alışkanlık olmuş." Gülerek gözlerimi devirdim.Gökdeniz bir anda konusmaya başladı. "Sende ne kadar fazla dövme varmış yeni fark ediyorum"
"Olabilir."
"Anlamları var mı?" Dedi.
Elimi geçiştirircesine salladım. "Başka zaman anlatırım mutfak yok mu?"
Gökdeniz gülerek "Beyaz kapının ardında da artık gidelim mi?" Dedi. Kafami sallayıp elime koridor kapısına doğru uzattım.Ben eve girerken botlarımı çıkarmamıştım ama Gökdeniz'in ayağinda terlik vardı. Ne düşündüğümü duymuşcasına konuştu."Gelirken sana da terlik ya da panduf alalım." Dedi. Kafamı sallayıp onu onayladım ve diğer botlarımı ayağıma geçirdim.
Gökdeniz de spor ayakkabısını eğilerek giydikten sonra bana baktı "Bir şey soracağım; Hava, bot giymek için çok sıcak değil mi?"dedi. Ona bakıp nefesimi içime çektim. "Babam öldüğünde ayağında Harley Davidson marka bot vardı ben de yazları bile Harlet davidson marka bot ya da çizme giyiyorum." Dedim.
Gödeniz kafasını sallayıp diş kapıya doğru ilerledi. Ben de hemen arkasından çıktım. Gökdeniz konuşmaya başladı. "Benim arbayla gidelim." Dedi.
"Olur" deyip arabasına doğru yürüdüm o arabasını yine garajın önüne koymuştu. Nedenini merak edip sordum.
"Gökdeniz garajın varken neden arabanı garajinın önüne koyuyorsun?" Dedim.
"Garajda motorum var." Dedi.
O sırada arabasının önüne gelmiştik. Gökdeniz uzaktan kumanda ile arabayı açıp arabaya bindi. Ben de hemen onun yanına bindim.Kafamı Gökdeniz'e çevirip izlemeye başladım. Yüzünde, kulağının yakınlarında iki tane üstüste ben vardı. Ve çok muhteşem duruyordu.
Benim ise burnumun hemen üzerinde eskiden beni sevimli gösteren çiller vardı. Çillerim hoşuma gidiyordu. Gökdeniz yine ansızın konuşmaya başladı.
"Tamam anladım sen en ufak şeye anlam verecek birisi değilsin ama bana böyle dik dik bakman beni şüphelendiriyor." Dedi.
"Anladıysan şüphelenmen saçma değil mi?" Dedim.Gökdeniz umursamayıp başka bir soru sordu "Dövmelerin diyorduk" dedi.
"Aslında anlamlı olan çok bir şey yok. Dövmeciye gidip katalogda beğendiğim dövmeleri yaptırdım ama kalbimin orada Uzay'ın yani kardeşimin, babamın ve annemin isimlerinin baş harfleri yazıyor. Ve sağ omzumun arkasında bir kaç gezegen var. En son olarak yanağımın hemen orada çok küçük bir şekilde Erdal Eren yazıyor."Dedim."Hepsini anladımda Erdal Eren kim?"dedi.
Ona kinayeli bir bakış atıp "Senin uyuşturucu alırken devamlı dinlediğin ve duvarında sözü yazan şarkı ona yazıldı." Dedim."17'nin bir hikayesi olduğunu biliyordum ama bir erkeğe yazıldığını düşünmemiştim. Bu arada onun adı Kelebekti. Ve en sevdiği şarkı oydu. Yani onu dinlememin sebebi o." Dedi.
Hemen konuyu değiştirip "Senin dövmen var mı hiç anlamlı" dedim.
Bir elini direksiyondan çekerek bileğini bana gösterdi."Gördüğün gibi burada kelebek var ve ilerde de mezar. Ondan ziyade bütün dövmelerim anlamsız."dedi. Neden konu hep o kıza geliyor? Evleneceği kıza bu hikayeleri anlattığında acaba nasıl bir tepki görecek?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULUM
Ficção AdolescenteOkulum...insanları hiç ses etmeden, bir hayaletmişcesine izlediğim yer. Okulum... yapmacık zoraki gülüşleri, belki bir ay sonra yüzlerini bile görmek istemeyecek olan insanların gereğinden fazla yakınlaşmalarını gördükçe yüzümü iğrenircesine buruşt...