Rapazof&No.1-güzel bir gün
Uzun bir süre daha duşta kaldım. Ruh gibi girdiğim duştan hiç bir fark olmadan çıktım. Kısa saçlarımı banyodaki aynada taradıktan sonra portmantodaki çantamdan sigaramı alıp apartmanın hemen karşısındaki çardağa oturdum. Ben de Olasılıksızdaki Nava gibi günde bir tabe sigara içiyordum ama bugün bu sayı her 12 Kasımda olduğu gibi 5'e çıkacak gibi.
Sigaramı dudaklarımın arasına alıp çakmağı yaklaştırdım. Diğer elimle de olan rüzgara karşı sigaramı siper ettim. Nefesimi içime çektiğimde sigaram yanmıştı.
İlk kez işsiz güçsüz durduğum bir zamanda şarkı açmıyordum. Zaten beynimin kaldırabileceğinden emin değilim.
Bugün hiç bir şey yememiştim ama aç değildim. Eskiden çok fazla oburdum. Çok fazla olmasa da göbeğim vardı. Okulumdaki duvar gibi bende göçmüştüm.
Sigaramdan bir nefes çektim. Baş parmağım ve işart parmağımla sigaramı tutup yanışını izledim. Burnumdan dumanin geçmesine izin verdim. Sonra sigaranin yanışını sadece izledim. Arabanın yanışını sadece izlediğim,gibi.
Sigaramdan bir kaç nefes daha aldıktan sonra biraz bekledim. Sonra sigaranin kulu yere düştü. Sonra aklıma dinlediğim sayılı rap şarkılardan birisinin sözü aklıma geldi.
'Bak yine yere döktüm külü intihar eden bir rüzgar gülü'------
Eve çıktığımda direkt kendimi yatağıma attım. Bu gün çok yorulmuştum. Ama ruhen. Bedenim hiç bir yorgunluk hissetmiyordu. Acaba o Cihandan intikam alabilirmiyim diye düşünür oldum. Sonra bu fikri hemen aklımdan kovdum. Ben kimdim ki birisinden intikam alacaktım. Ben bunu yapabilecek birisi değildim. Ben çok acizim. Yıkılmaz, dim dik duruşumun ardında küçük, savunmasız, oyuncağını kaybetmiş bir çocuk vardı.
Uyuyamayacağımı anladığımda odama baktım. Sonra eski odamı gözümün önüne getirdim. Eski odamda 3 duvarım da krem rengiydi. Diğer duvarım,yatağımın başlığının yaşlandığı duvarım kremden kırmızıya doğru akıyordu. Yatağımın başlığı koyu griydi. Ama ben renkli keçeli kalemle beğendiğim şarkıların sözünü yazmıştım. Yatağımin hemen yanında iki çekmeceli bir şey vardı. İsmini annem her zaman söyler ben hep unuturdum hâlâda bilmiyorum. O da gri renkti. Krem rengi iki tane gardırobum vardı. İki gardrobumun arasında kırmızı bir çalışma masası vardı. Yatağımın sağındaki duvar tavandan yere olmasada boy olarak 3/1'ini en olarak ta tamamını kaplayan bir pencerem vardı. Annem stor perde severdi. Ben ise onlardan nefret ederdim o yüzden lacivert üzerinde karikatürler olan kalın bir güneşliğim, ve krem düz tül perdem vardi. Gri zemin ve lacivert bir halım vardı. O çekmeceli şeyden bir tane daha vardı soldaki duvarda bir yere koymuştum onu üzerinde sık kullandığım kitaplarım vardı. Çekmeceli şeyin hemen yanında boydan aynam vardı. Ve soldaki duvarımin büyük bir kısmını kaplayan Artict Monkey Metallica, Teoman gibi sevdiğim santcilarin ve grupların posterlei vardı.
Şimdi ise koyu gri duvarlarım demir başlıklı tek kişilik yatağım vardı. Yatağımın yanında o çekmeceli seyin demiri vardı. Gardırobum ise askeriyelerde falan olan metal dolaplardandı. Onları çok aramıştım. Gardrobumun sağında uzaylı etiketleri vardı. Bir duvarım full pencereydi. Ve sadece lacivert tül perdem vardı. Yine gri zeminim vardı ama bu kez halı kullanmayi tercih etmemiştim. Sağımdaki duvarda ise gri bir masa vardı. Üzerinde ise ders kitaplarim ve defterlerim.
Evim 2 odaylıydı. Bir odam boştu. Bir tane yatak ve gardriotan başka hiç bir sey yoktu. Eski evim de eşyalar yaşıyordu. Kimsenin taşınmasina izin vermemiş kendimde oturmaya cesaret edememiştim. Her ne kadar acılarımla ic ice olsamda orada çok fazla anılarımız vardı. Bir süre boş boş düşünmek iyi gelmiş olacak ki gözlerim kapanmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULUM
Genç KurguOkulum...insanları hiç ses etmeden, bir hayaletmişcesine izlediğim yer. Okulum... yapmacık zoraki gülüşleri, belki bir ay sonra yüzlerini bile görmek istemeyecek olan insanların gereğinden fazla yakınlaşmalarını gördükçe yüzümü iğrenircesine buruşt...