18-Eve Atmak

4K 377 220
                                    

3RACHA: Start Line

Ertesi sabah erken kalkacağımı düşünerek uyuma kararı almıştım ama uyuyamıyordum. Yatakta yuvarlansam bile uyuyamıyordum. Bugün yemekten sonra uyuya kalmışım. İki saat sonra uyandığımda herkes salonun farklı köşelerinde  uyuyordu. Ben sadece Jeongin'i kaldırmıştım beli ağrır diye. Diğerleri bokumu yesin. Şimdi de bir saattir uyumaya çalışıyordum. Salona gidip televizyon izleyecek olsam  herkes uyuyordu. Uyandırırsam yanlışlıkla grup yapmak zorunda kalırdık. Bu da isteyeceğim bir şey değildi. Telefonumu alıp Minho'yu aradım.

"Alo?"

"Jisung? Bir şey mi oldu?"

"Hayır, ne zaman geleceksin diye soracaktım."

"Çıktım arabadayım şimdi.  Sen niye uyumadın?"

"Akşam uyuya kalmışım. Uykum kaçtı."

"Tamam, ben geliyorum yarım saate istediğin bir şey var mı?"

Kafamı iki yana salladım.

"Jisung.. seni göremem kafanı sallamak yerine cevap vermen gerek.."

Elimde olmadan güldüm. Telefondan gelen kıkırtısı çok tatlıydı.

"Hayır, çabuk gel."

"Pekala,"

Telefonu kapatıp baş ucuma koyduğumda yaptığım salaklığı düşünüyordum. Cidden uykusuzluk bana yaramıyordu. Gelene kadar telefondan oyun oynadım. Geldiğinde eve kendi anahtarıyla girdi. Ona bir tane vermiştim.  Anahtar  yani (:d). Sırtımı yatağa yaslayıp içeri girmesini bekledim. İçeri girdiğinde önce banyodaki tuvalette girdi. Bir beş dakika sonra da üstüne değiştirip yanıma geldi. Üstündeki kıyafetlere bakıp mırıldandım.

"Rahat edemiyorsan yarın evinden kıyafet getirelim."

"Olur, okul çıkışı alırım seni. Beraber gidip alırız?"

"Tamam,"

Yatağın başlığına yan dönerek birbirimizi izledik. Ben yavaşça yatağı dizleyerek ona doğru ilerlerken o da sırtını iyice yaslamış kucağına oturmam için hazırlanmıştı bile. İkimizin de aynı şeyi düşünüyor olmamız yada ne yapacak olduğumu bilmesine takılmadım. Bunlar basit şeylerdi. Kucağına oturduğumda kolları belimi sardı.

"Bugün işiniz neden erken bitti?"

Kucağına oturmayı seviyordum.

"Artık çok yapmam gereken bir şey kalmadı. Artık iş senle ben de yarın son bir kaç işim var. Sonra yine yanında olacağım."

Yanımda olması beni rahatlatıyordu fakat artık işler ciddiye binmişti. Eskisi kadar zamanımız yoktu. Artık korkmamam ve yapmam gerekeni yapmam gerekiyordu ama ben korkuyordum. Hatta artık çok dâha fazla korkuyordum. Çenemden tutup eğdiğim başımı kaldırdı.

"Her şey olması gerektiği gibi olacak. Korkma tamam mı? Korkma dediğimde korkunun geçmediğini biliyorum ama inan bana her şey iyi olacak ve biz o şerefsizleri tutuklayacağız. Senin yardımınla."

Hayatının yüzde doksanında tek eğlencesi bar ve arkadaşlarıyla uğraşmak olan birisinin birilerinin hayatlarının ona bağlı olduğu düşüncesi omzunda fil varmış gibi bir yük oluyordu.

Bir şey söylemeden kafamı göğsüne dayadım. Kısa bir süre kalp atışlarını dinledim. Kalbi hızlı atmıyordu, normal atıyordu. Sonuçta boğazına bıçak falan dayamamıştım ki kalbi hızlı atsın. 

"Burada uyuyabilir miyim?"

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda gülümseyip kafasını onaylar bir biçimde salladı.

Hellewator Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin