3-İlgilenmem gereken biri var

6.6K 601 697
                                    

Halsey: Bat At Love

"Keşke altına şortunu giyseydin. Hey! Kalk artık! Okkula gitmemiz gerek."

Şu çocuğun sabahları sesinin kısılması için tüm olmayan servetimi verebilirdim. Aniden üstüme bir yük binince gözlerim güzel popom kadar açıldı.

"Ne diye boxerla yatarsın ki?"

Jeongin'i üstümden ittirsemde gitmedi. Ben ona tripliydim, gözlerimi kısıp kafamı  diğer yana çevirdim.

"Git sen belki Minsung şortla yatıyordur?"

  Bir süre  gözlerini kısıp bana baktı.  Tam kalkacakken kolarını hızla etrafıma doladı.

"Jisung on sekizine gireceksin ama hala daha beni kıskanıyorsun."

Onu  üstümden attıp içimdeki çirkef Jisung'un ortaya çıkmasına izin verdim. Bu cümleden sonra onu içeride tutmak çok zor olacaktı.

"Ne kıskanması be?! Niye kıskanıyım be ben seni?! Sen kimsinde kıskanayım?"

Kaşlarını alayla kaldırıp bana baktı.

"Şhhh! Minsung içeride duymasın!"

Şaşkınlıkla ona bakarken o bana susmamı işaret ediyordu.

"Siktir git! Sikmiyim belanı! Bir de o çocuğu buraya getirmiş! Seni varya.. siktir git sikeceğim şimdi!"

Üstüne atlayacağım sırada gülerek dışarı çıktı. Kapıda karnını tutarak anırırken yastığı ona attım.

"Kesinlikle.. kesinlikle kıskanmıyormuşsun"

Tam ağzımı açacağım sırada Seungmin kapıdan göründü.

"Ne diye sabah sabah bağır- Jisung!  Git üstüne bir şey giy!"

Üstüme baktığımda sadece boxerım vardı. Bence pembe kalpli, siyah boxerım kimseyi rahatsız etmiyordu. Hem o güzeldi!! Benim sıkı kalçalarımda da oldukça hoş duruyordu. İkisine tekrar baktığımda Seungmin'in Jeongin'in gözlerini kapatıp odadan çıkarttığını gördüm. Üstüme bir şort geçirip banyoda yüzümü yıkadım. Mutfaktan içeri girdiğim gibi bağırmam bir oldu.

"Senin burada ne işin var?!"

Yakışıklı polisim, bizim her perşembe birlikte yaptığımız kahvaltı masasında oturup Felix ile sohbet ediyordu. Bakışlarını üstümde gezdirdiğinde bende şüpheyle baktım. Gözlerim korkakça aşağıya doğru kayarken tek düşündüğüm. Sünger bob'lu şortumu giymemiş olmamdı. Diğer herkes gülerken tanrı bir kere daha bana beni sevmediğini belli etti.

Giymiştim.

Minho gülmemek için kendini tutma nezaketini bana göstermedi. Küfür edip üstümü değiştirdim. İçeri bu sefer siyah şortla girdiğimde kimseyi umursamadan Chan hyung'un yanındaki yerimi aldım. Minho'ya baktığımda herkesin dahil olup da benim olmadığım bir sohbette baş rolü oynuyordu. Gözlerimi kısıp ona bakarken Chan hyung enseme bir tane geçirip konuştu.

"Ne diye ters ters bakıyorsun çocuğa?! Seninle işim daha bitmedi merak etme."

Ensemi ovup ona döndüğümde bu sefer o  sohbetin başrolü bendim.

"Yhaa! Ne vuruyorsun be?! Ne bakacağım ya? Şaşırdım sadece."

Minho bana dönüp konuştu.

"Dediğim gibi her zaman yanında olacağım için okuldada beraberiz. Evinide biliyordum, sabah Felix aldı beni eve arkadaşızda."

İkisine şaşkınlıkla bakarken benim sormam gereken soruyu Chan hyung sordu.

"Nereden arkadaşsınız Felixle?"

Hellewator Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin