"Sen kimsin dedim?""Yarın kocan olacak adamım!"
Yüzüne baktığı adam resimde gördüğü genç değildi.
Beyni her ne kadar darmaduman olmuş olsa da anlayabiliyordu aradaki farkı. Nasıl anlamazdı ki...
Kehribar renkli insanın içini ısıtan gözlerin yerini koyu yeşil renkli soğuk bakışlar almıştı. Resimde görüpte tutulduğu güneşten yanarak hafif bronzlaşmış olan yüzü ise, solgun yüz çehresi ile değişmişti. Kestane renk saçlar da dedesinin ak sakalı kadar bembeyazdı.
Bütün bunlar bir yana insanın içini soğutan kötü bir enerji akını akıyordu yan yana oturduğu adamdan. Burada bir saniye bile duramazdı. Kaçmalıydı ama nasıl?İğrenmiştik ifadesiyle adamın yüzünü son bir kez daha tarayarak yüzünü başka yöne çevirdi.
Görünürde dans edenleri izliyordu ama gerçek görünürden çok daha başkaydı.Etrafta ne kadar çıkış varsa hepsine baktı. Çıkış kapıları siyah takım elbiseli genç, orta yaşlı adamlar tarafından korunuyordu.
Buradan çıkamazdı bunu anlamıştı. En azından şimdilik yerinde oturup sessiz sessiz bu saçma törenin bitmesini beklemeliydi. Ondan sonra sorulacak çok hesap vardı."Hepinize çok teşekkür ederiz, bizi çok onurlandırdınız."
Yanlarına yaklaşan son misafir de salondan ayrıldıktan sonra onunla aynı havayı bile solumağa tahammül edemediği o adama döndü.
Buz gibi sert bakışlarla izliyordu bu sefer yüzünü. Adamdan da aynı tepkiyi almıştı.
Artık gösterisi bittiğine göre şarlatanlık yapmasına da gerek kalmıyordu.Kızı bileğinden tuttuğu gibi kendisine çekti. Miray adamın göğsüne yapışır yapışmaz ellerini bedenini korumak için siper ederek adamın göğsüne bastırdı. Bir nezle de olsa kendisinden uzaklaştırmayı başarabilmişti.
"Senden iğreniyorum! Bırak beni."
"Dert değil alışığım. Sende diğerleri gibi öğreneceksin benimle nasıl konuşman gerektiğini. Alışacaksın şuan tırnaklarınla çizmeye çalıştığın teni okşamayı."
"Diğerleri mi? Kaç kişi daha var?
Asla! Bu asla olmayacak! Sana dokunmayacağım. En azından kendi rızamla.""Dert değil. Ben zevk almanın bir yolunu bulurum. İşimi görebilmem için bana dokunmana gerek yok. Ben sana dokunabileyim yeterli. Tıpkı şuan yaptığım gibi."
Kalçalarından beline doğru çıkan eller aklını başına getirdiğinde gözlerini ve mantığını körelten öfkesini bir kenara bırakarak tüm gücüyle adamı itti.
Öyle bir güçle itti ki yaşlı adam mermer zemine sırt ustu bir şekilde düşerek boğuk bir şekilde inledi."Lanet yaratık."
"İyi bildin. Ben lanetim ve sonun olacağım pis düzenbaz. Ne sana dokunurum, ne de kendime dokundurturum. Senin gibisiyle asla. Anladın mı asla."
Başındaki kırmızı duvağı sıyırıp yerde yatan adamın üzerine fırlattığı gibi kapıya doğru koştu. Korumalar yoktu.
Herhalde konuşacaklarını bildiği için düzenbazlığına kimse tanık olmasın diye korumaları kapıdan çekmişti."Miray kaçamazsın. Artık bana aitsin, anla bunu!"
Sesi umursamadı ve koşmaya devam etti. Kısacık mesafe adamın sesi kulaklarında çınladığı için upuzun bir yol gibi görünüyordu gözüne. Ama nihayet bitmişti.
Dışarı çıktığı an bakışları zifiri karanlıkla buluştu.
Ürkütücü baykuş sesleri kulakları sağır eden sessizlik arasında ara sıra duyulan ölüm sireni gibiydi.
Burası normal bir yer değildi, tıpkı sahibi gibi ruhsuz ve ürkütücüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTARICI wattys2018
FanfictionResmini gördüğü ve hoşlandığı adamla evlenmek üzere evine götürülen genç kız çok geçmeden evleneceği adamın resimdeki genç olmadığını anlar. Evleneceği adam kendi yaşının iki katında zengin bir tüccar, resmini görüp hoşlandığı adam ise onun seyisidi...