Büşra ile sohbet etmeye dalmışız,Damla Hasan salağının omuzunda uyuya kalmış Hasan da uyuyan Damla'nın burnuna yerden bulduğu çubuğu sokmaya çalışıyordu. Gerizekalı bu çocuk yemin ederim.
Oturduğum yerden kalkıp Hasan'ın yaptığı şeyi izliyordum. Cidden çubuk burnuna girse sokacaktı o kadar odaklanmıştı ki yaptığı işe beni bile fark etmedi. Açık ensesine sağlamından bir tane vurdum irkildi " Ne yapıyorsun fındığını kırdığım" diye bağırdı,benim yerimde kendi olsa dediği laftan sonra günlerce kendine gülerdi. Gülerek " O nasıl bir cümle şeklidir hay senin türkçe öğretmenini" dedim ve takıldım, çünkü arkamda öğretmenler odasının penceresi vardı ve edebiyat ögretmenimiz pencereden bize bakıyordu. Umarım Dediklerimi duymamıştır. Vay halime...
Dediğim laftan sonra utanmıştım arkama dönüp " Bir şey mi oldu hocam?" dedim. Öğretmen sinirli bir yüz ifadesiyle bana bakıp " bir şey olması mı gerekiyordu?" dedi. Böyle diyince daha da tedirgin olmuştum duydu diye sonra güldü " birşey olmadı öyle size baktım zile az kaldı toparlanın hadi" dedi ve pencereyi kapatıp gitti.Fazla korkmuştum galiba Hasan gülme krizine girmiş bana bakıyordu " ulan nasıl bir korkaksın saniye de kızarmış tavuğa döndün oğlum. " dedi, hala gülüyordü ama haklıydı ben olsam onun yerinde şuan bende kendime gülerdim.
Bizim seslerimizi duymuş olacak ki Hasan'ın omuzunda uyuya kalan Uykucu arkadaşımız Damla uyandı "Ne bu ses ya ses tellerini çektiklerim." dedi. Hasan ayağa kalktı "Ya kızım omuzumu felç ettin birşey demedim 2 ses çıkardık diye laf etme bize hadi kalk zil çalacakmış çantaları alalım sınıftan." dedi Saçma işler müdürü Hasan bey, İlk defa doğru birşey demişti. Büşra da bankta hala oturuyor olan biteni anlamaya çalışıyordu. Yanına gidip "Kalk hadi sınıfa çıkıp çantaları alalım zile az kalmış"dedim. Onay verircesine kafasını salladı. Biz onunla önden yürüdük Hasan ve Damla da arkamızdan geldiler. Damla uykulu olduğu için sersem sersem yürüyordu,Hasan onu dik tutmaya çalışıyor bi yandan da küfür ediyordu.
Sınıfa gelip çantamı aldım zilin çalmasına kısa bir süre vardı Büşra eve çocukluk arkadaşı Leyla ile gidiyordu ama Leyla otobüs Durağına sevgilisiyle gittiği için Büşra durağa kadar Bahar ve Merve ile gidiyordu.Çıkış kapısının önüne kadar Büşra ile beraber gittim yanımızda da Merve vardı. Birşey ima eder gibi Büşra'ya kaş göz işareti yapıyordu. Dayanamayıp " Bir şey mi var? Neden kaşın gözün oynuyor?"dedim. Merve böyle bir soru beklemiyordu şaşkınlıkla " Hiç öyle" dedi. Büşra bana dönüp " Şey görüşürüz bugün için herşey için teşekkür ederim" gülümsedi. Senin Gülünce yanağında oluşan çukuru severim.
Güldüm " Rıca ederim ne demek her zaman" Zil çaldı bırakmak istemiyordum kavga olmasına rağmen bugün çok güzeldi benim için bunu Büşra da söylemişti zaten, Büşra giderken kolundan tutup " Şey dikkat et eve gidince yaz bana olur mu? Merakta bırakma beni" dedim. Gülümsedi,kafa salladı.
O giderken arkasından onu izliyordum ama kısa bir süre sonra boyu kısa olduğu için kalabalık içinde gözden kayboldu...Otobüs durağına kadar fikret ile beraber yürüyorduk Okulda Hasan dan sonra ki en iyi arkadaşımdı,dert ortağımdı. Herşeyi ona anlatır,onun fikrini alır ona göre adım atardım. O günde öyle oldu.
Yürürken mutlaka elimizde abur cubur birşeyler olurdu onları yerken bir yandan da sohbet ederdik.Aldığım cipsi yerken bi yandan da ona bugün olanları anlatıyordum.
-Bugün bunlar oldu işte detayına kadar herşeyi anlattım, sende birşeyler yok mu?
- Bende birşeyler yok bekarlığa devam sen ne yapacaksın şimdi eve gidince kız mesaj atmazsa yazacakmısın?
- Valla bilmiyorum yazsam mı? ama bence yazar ya o kadar dedim yani.
- Bilmiyorum biz her ihtimali düşünelim bence, o yazmazsa sen yaz seviyorsan at ilk adımı kız daha sana ne yapsın? bugün boynuna atlayıp sarılmış işte.
- Haklısın kardeşim.
Yine sohbeti bana çok iyi gelmişti. Eve yaklaşmıştım aklımda Büşra vardı acaba yazacakmıydı?
Eve gelir gelmez Wi-Fi ye bağlandım o da olmasa halimiz yaman...
Büşra eve benden önce geliyordu ama hala mesaj atmamıştı Fikret'in dedikleri olmuştu. Bu çocuk geleceği falan mı görüyor?Elimde telefon istediğim mesajın gelmesini bekliyorum ama hala gelmemişti mecburen ben mesaj atacaktım ama ne yazacaktım? Onu geçtim nasıl yazacaktım?
1 saat sonra
Aradan uzun zaman geçmiş hava kararmıştı ama hala Büşra dan beklediğim mesaj gelmemişti. En sonunda dayanamayıp ben mesaj attım.
20:00|Eve gitmedin mi hala? Yazaktın.
Mesajı bile görmemişti, acaba başına kötü bir şey mi geldi? Kendi kendime odanın içinde dolanmaya başladım sonra beklediğim mesaj sesi geldi.
20:27| Şey özür dilerim eve geldiğim gibi uyuya kalmışım yeni uyandım kusura bakma.
Başına kötü birsey gelmediğini duyunca rahatlamıştım,ama şuan başka problemim vardı onunla ne konuşacaktım? Konuşmak çok istiyordum.
20:30| Tamam güzelim önemli değil uykun varsa uyu simdi uykun açılmasın.
20:32| Hayır uykum yok napıyosun?
20:33| ne yapayım uzanıyorum öyle sen?
20:33|bende aynı uzanıyorum.
Soğuk davranıyordu önceden böyle konuşmazdı yorgun da olsa konu açmak için saçmalardı ama şimdi böyle bir çaba göremiyordum acaba birşey mi olmuştu?
20:35| Ben bilmeden bir şey mi yaptım sana neden soğuk davranıyorsun?
20:36| yok soğuk değilim sana öyle gelmiştir.
20:36| Büşra söyler misin lütfen?
20:37| Tamam söyliyim sen istedin.
20:37| Evet ben istedim söyle hadi.
20:38| Yüksel sen bana karşı birşeyler mi hissediyorsun?
Hiç beklemediğim bir soru aniden oturmuştu yine sol yanıma, yine başarmıştı beni tek sorusuyla tam on ikimden sol yanımdan vurmayı. Ne diyecektim şimdi? Ne demem gerekiyordu?
Ne diyecek Acaba tahminleri istiyorum. Bu bölüm hakkında düşüncelerinizi de istiyorum iyi kötü okuyanlara teşekkür ederim sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dört Yapraklı Yonca 🍀
Teen FictionDört yapraklı yoncaya rastlamak gibiydi sana ulaşmak. Ne imkansız ne de ulaşılabilir. Yemyeşil diyarlarda avare dolanıp bulamamaktı, hayatın acı gerçeğiyle yüz yüze geldiğinde şaşıramayacak kadar tuhaftı...🍀 Hep beraber takılan kardeşten öte 3 lis...