Namludan çıkan kurşun Ceyda'nın diz kapağına isabet ederek bacağını diz altından itibaren param parça eder Ceyda müthiş bir acı içerisinde avazı çıktığı kadar bağırır
ses telleri yırtılırcasına dur durak bilmeden bağırır . peşindeki kişide Ceyda'nın yanına vardığında ,silahı ateşleyen de onların yanına gelir .
bu iki kişi mason kıyafetleri gibi bir şey giymiştir tek parça ve ayaklarına kadar uzanan bir kıyafet rengi simsiyah , yüzleri ise bereyle komple örtülü ve onunda rengi siyahtır .
birisinin vücut yapısı ortalama bir erkeğin vücut yapısına aittir di yeri ise biraz daha kalıplı iri yapılıdır.
bu esrarengiz kişiler hiç bir şey konuşmuyor sadece Ceyda'nın çığlıklarını bir melodi dinler gibi dinliyorlardır. evet bu işten haz aldıkları gayet açıktır .
bu esrarengiz ikiliden silahı ateşleyen avucunda sakladığı bezi Ceyda'nın burnuna tutarak onu bayıltır .
Arda ise Hala kayıptır nerede ne durumda hiç kimse bilmiyor, Mert ve kızlar yaşadıkları olayı idrak etmeye çalışıyor ama bir türlü anlam yükle-yemiyorlar .
Mert yere çökmüş sırtını da pencerenin altındaki duvara yaslamış bitkin bir durumda , Arda ve Ceydayı nasıl bulacağını düşünmekte .
Eylül de Buse ve Mert gibi bitap düşmüş kafasında deli sorular dönüp durur . konuşmakta güçlük çekerek
Eylül: Az önceki silah sesi miydi ?
Mert : Bilmiyorum
Buse : Belkide Arda ateş etti olamaz mı ? evi ateşe verenleri gördü ve ateş etti
Mert : hiç bilmiyorum bildiğim tek şey var bu lanet olası şeyimden yere hiç gelmeyecektik kahretsin .
Buse : Mert sakin ol sana ihtiyacımız var üçümüz-ünde birbirimize ihtiyacı var (göz yaşları süzülü verir )
Eylül : Mert Buse çok doğru söylüyor şimdi sakin olma vakti buradan nasıl gide bilir ? bir yolu illaki vardır.
Mert Eylül'ün sözlerine sert cevap verir
Mert : neden bas ediyorsun ne gitmesi lan Arda ile Ceydayı bulmadan bir yeri gitmeyeceğiz
Buse Mert'i sakinleştirmek için çabalar
Buse : Mert sakinleş ne olur Eylül öyle demek istemedi tabii onları arayacağız
Eylül : sen ne diyorsun Mert onlar benimde arkadaşım en az senin kadar bende onları bulmak istiyorum
Buse : aaa yeter ama sakinleşin lütfen bu şekilde ne Arda'ya nede Ceyda^ya yardım ede biliriz şu halimize bakın daha kendi aramızda doğru düzgün diyalog kuramıyoruz
Mert : tamam haklısın biraz daha bekleyelim ortalık sakinleşsin sonrasına bakacağız .
Ceyda gözlerini ufaktan açmaya başlar , iyice kendine gelince tepesindeki parlak beyaz ışıkları , uzun bir masaya bağlı olduğunu, hareket edemediğini ve o esrarengiz ikilin
başında durduklarını fark eder . hemen bağırmaya başlar ama bir gariplik var ağzından oluk oluk kan akmakta ve konuşamıyordur.
Meğer bu ikili Ceyda imdat istemesin diye onun dilini kesmiştir, bunu fark eden Ceyda tekrar acı içinde debelenir ama nafile
esrarengiz ikili den biri Ceyda ile konuşmaya başlar
e.kişi - sana yapacaklarımı şeytan bile izlese kanı donar güzelim ( çirkin bir kahkaha atarak devam eder ) bu gece çok uzun olacak ama boşuna ölmemiş olacaksın
bunu yapmam gerekiyor , çünkü bize dokunmayacağına söz verdi aksi takdirde halkımız telef olacak .
diğer kişi sessizliğini korur.
kısa bir süre sonra konuşmayı yapan kişi diğer odadan tekerlekli masayı getirerek üstündeki aletlerin arasından neşteri seçer ve Ceyda'ya yaklaşır Ceyda tüm gücüyle çırpınmaya
başlar. adam neşter ile Ceyda'nın ayağından koltuk altına kadar keser, aynı işlemi diğer ayağından da koltuk altına kadar keser.
Bu işlem sırasında Ceyda'nın azından kan ile karışık kusmuk çıkar artık bilinci yarı açık bir şekilde hala kurtulmaya çabalasa da bu artık pek mümkün gibi gözükmüyordu .
Bu adama diğer arkadaşı da yardım etmeye başlar ve kesilen yerleri ıspatula yardımıyla bir sağdan bir de soldan aynı anda kaldırmaya başlarlar .
yaklaşık yarım saat süren vahşetten sonra Ceyda'nın derisi baş bölgesi harici tamamen yüzülmüştür. manzara korkunçtur her yer kan gölü ve Ceyda son çırpınışlarını veriyordur.
adamların işi henüz bitmemiştir . adamlardan diğeri Eline satırı alarak Ceyda'nın silah ile yaralanma sonucu parçalanan bacağını tamamen keser .
satırı her vuruşunda Ceyda'nın Canın dan can gider .
bacağında kestikten sonra kızgın demir ile dağlayarak kan kaybını durdururlar . artık son işlemlere gelinmiştir .
bu cani psikopatlar Ceyda'nın gözlerine erimiş alüminyum dökmeye başlarlar , gözleri eriyip yok olmaya ve göz çukurları da alüminyum ile dolana kadar devam ederler .
daha sonrasında Ceyda'nın tüm vücuduna dökmeye başlarlar .
^^^^
Buse lavabo ihtiyacını gidermek ister ama korktuğu için Eylül' onla birlikte gider .
Mert ise oturduğu yerden kal-kararak sağ solu kolaçan etmeye başlar az ileride kitaplar ile dolu bir vitrin görür yanına giderek kitaplara bakar içlerinde birini alacağı sırada
kitaplardan biri yere düşer ve sayfaları açılır .
açılan sayfaların arasında gazete kupürleri Mert'in gözüne çarpar ve hemen yere eğilip göz atar
gazete kupürlerinde aynen şunlar yazmaktadır .
(20 Aralık 1999 ) T ilinin m. kasabasına bağlı s. yaylarında esrarengiz vahşet
bir diğer kupürde
(21 Aralık 1999 ) s. yaylalarında beş gence ait ceset bulundu savcılık ve jandarma kapsamlı bir soruşturma başlattı
bir diğer küpürde
(23 Aralık 1999 ) gençlerin katili hala bulunamadı isimleri M.E.,B.S., E.t.,A.B VE C.G. Tatil için geldikleri yaylada vahşice katledilmiş şekilde bulunalı 3 gün oluyor
ama henüz bu vahşi cinayetleri işleyenlerin kim olduğu bulunamadı
Jandarma Kasaba ve Yaylayı karantinaya almış durum da.
(27 Aralık 1999 ) esrarengiz katil tekrar ortaya çıktı 25 Aralık Sabah'ı Kasaba da bir erkek cesetti bulundu jandarma ilk başta olayı medya dan saklasa da
sonrasında bir açıklama yapmaya karar verdi .
Jandarma uzman çavuş Mert aydemir :
25 aralık Sabah'ı cesetti ilk bulduğumuzda bunun bir yırtıcı ,hayvan tarafın dan yapıldığını düşündük ama adli tıp kurumun dan gelen sonuçlar . yırtıcı bir hayvan saldırısı
olamayacağını , bunun bir cinayet olaca bileceğini söylüyor Yayla da ki cinayetler ile Kasabada ki cinayetin arasında bağlantı olup olmadığını araştırıyoruz .
şimdilik bu kadar bilgi vere bilirim ..
6. Part sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAKONCOLOS VAKASI
Horroryurdumuzun genelde karadeniz bölgesine ait bir inanıştır kış cini kışın zemheri ayı da kuzeyli soğuk rüzgarlar ile denizden karaya geldiği veyahta kuzeyli rüzgarlar ile ormandan geldiğine inanılır . bende bu miteolejiden yola çıkarak...