Bir Hayel Tomurcuğu

909 31 6
                                    

İlk hayalimi kurduktan sonra beni başka boyutlara sürükleyen denize bakmaya devam ettim. Sanki her bir dalgası başka bir anımı gösteriyordu. Ağladığım değil güldüğüm anılarımı. Deli coşan dalgalar ise Tahir'in simgesiydi. Dertlerime derman olan adamın. Karlı günde sığnağım olan adamın. "Anne deniz çok güzel. Sen denizi daha önce hiç bu kadar yakından görmüş müydün?" Dedi. Hızlıca Tahir'e baktım. Gözlerine hüzün yayılmıştı. Tahir'i böyle görmek istemiyordum. Ben onun gözyaşlarını değil deliliğini seviyordum. Tahir'in bana bakmasını sağladım ve burukça gülümsedim. Oda bana burukça gülümsedi. Yiğit'e cevap verdim. "Evet birtanem. Necip abi beni babana satmadan önce deniz kenarından ayrılmazdım. Hergün denize bakardım."Bunu dedikten sonra Tahir "Yiğidum hadi sen dümene geç. Ben ananla bişey konuşacağum. Tamam mı?" Dedi. Yiğit "Çok uzun konuşmayın seni özlüyorum sonra Tahir abi." Dedi.Üzülsem mi? Gülsem mi? Bilememiştim. Yiğit gittiğinde Tahir'e 'Ne oldu?' bakışımı attım. "Necip abi kim? Ve seni nasul ona sattı?!" Dedi. Bunu soracağını biliyordum. Babamdı. Ama beni o adamın evine kendi elleriyle attıktan sonra onu babalıktan silmiştim. Hangi baba böyle birşey yapardı ki? Gözlerim dolmuştu. Cevap verdim. "Babamdı. Ama o günden sonra ona baba diyemedim. Hangi baba böyle birşey yapardı ki?" Söylerken denize bakmıştım. Sonra Tahir'e baktım. Gözleri doluydu.

Dinleyenlen gözleri doluyor yaşayanların acısı bir an bile geçmiyor. Ama ikisininde yanında Allah olduğu biliniyor. Gözyaşlarım sesizce akıyordu. Çözemediğim bir düğüm boğazımı acıtıyordu. Tahir beni öyle görünce bana sarıldı. Onun omuzunda ağlıyordum. Kokusu burnuma dolmuştu. Bana huzur veriyordu. "Teşekkür ederim." dedim. Gözyaşlarım kesilince ne kadar istemesemde kendimi geriye çektim. "Sonra o adama seni verdi sonra ne oldu?" dedi. Bedenim ağırlaşıyordu. Bacaklarım tutmayınca Tahir'e sarıldım. Belki izin vermez diye sordum.  "Ankatacağım ama senin omzunda ağlayabilir miyim? Acılarımı anlayan ve hafifleten sadece bir omuz var da hayatımda." Gözleri buğulu bir şekilde yanıtladı. "Anlat bu omuz geçmişini silene kadar senindir. İstediğin zaman ağla." Ne kadar hatırlamak istemesemde anlatmaya başladım. "15 yaşımdaydım. Babam evde silahını unutmuştu. Götürmem gerekti. Ev benim ürpermeme neden oldu. O yüzden babama hızlıca verdim ve çıkarken arkamdan biri bana seslenmişti. Döndüm ve Vedat sende kimsin? dedi. Benden önce babam yanıtladı. Benim küçük kızım Vedat Beyim. Dedi. O an kurtulmak için okulumu bahane ettim ve olanca hızımla oradan uzaklaştım." Dedim. Tahir'e baktım anlatmamı bekliyordu. Oysa ben şuan hıçkırarak ağlamamak için susuyordum. Tahir'e iyice sarıldım. Gözyaşlarımı dindiriyordu. Anlattığımdan beri sadece bir damla gözyaşı düşmüştü. Onuda Tahir silmişti. İstemesem de devam ettim. "Bir hafta sonra babam tekrar beni çağırdı. Telefında yeni bir test kitabı aldığını söyledi. Gittiğimde beni bahçede karşıladı ve saçıma yapıştı. Vedat'ın evine attı. O zaman ona yalvardım. Beni çıkarmadı. İlk kez o zaman korku bütün bedenime yayılmıştı. O zaman daha Vedat gelmemişti. Kendimi bir odaya kilitledim. Vedat'ın bana neler yapabileceğini düşündükçe gözyaşlarıma hakim olamıyordum." Bir anlığına olsa anılarımda kurtulup gerçeğe döndüm ister istemez gülümsedim. Tahir'in omuzuna sarılmış bir halde ağlıyordum. Hemde bir gemide. Tahir devam etmemi istedi. "Kapı açılma sesi duydum. Saate baktım beş buçuktu. Necip Abi ile Vedat birşeyler konuşuyordu. Sonra kapı kapandı ve üç kez kilitlendi. Vedat benim adımı azında kirletiyordu.  Ses çıkamayınca bütün odalara baktı. Benim olduğum odayı buldu.
Ve yedek anahtarıyla açtı. İlk başta sakince yaklaştı. Ve Nefes değil mi? Dedi. Aklımdaki sırulardan kurtulmak istercesine sordum. Bana zarar verir misin? Beni yanıtladı. Beni seversen ve istediğim şeykeri yaparsan hayır dedi. Ne istiyorsun dedim. Hınzırca gülümsedi. Ve 'Yatağıma girmeni istiyorum!' dedi. Reddettim. Sonra dedi ki 'Ben isteklerimin reddelimesine izin vermem.' işte o zaman yüzüme bir tokat yapıştırdı. Babamın bana vurduğu tokatlardan alışkındım."
Tahir'e baktım gözlerinden sicim gibi gözyaşları düşüyordu. Yüreğimde bir acı hissettim. Gözyaşlarını parmağımla sildim. "İstiyorsan daha anlatmayabilirsin." Dedi. Derin bir nefes aldım. Tahir'in parfümü burnuma doldu. "Saat kaç?" Dedim."1:43" dedi. "Yiğit çok konuşmaın demişti. Gidip bir bakalım mı?" dedim. "İyi olur aslunda hayde da" Dedi. Gülümsedim. Ve elini tuttum. Yiğit yanına yürümeye başladık.

Sen anlat karadeniz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin