Umutların Külleri

3.3K 76 3
                                    

Yukarıya çıktığımızda Vedat çok sinirliydi. "Nefes, gel! "Dedi. Korkuyordum. "Ama Yiğit? "Dedim mırıldanarak. Duymuştu. "Sana gel dedim! "Daha fazla üzerine gitsem o anlık siniri ile beni öldüreceğinden korktum o yüzden Yiğit'e açıklama yaptım. "Anneciğim, ben şimdi geliyorum. Sen üstünü değiştir ve bekle. "Ağlamaya başladı. Yiğit, balım ne olursun yapma demek istiyordum. Bir anne yüreği dayanmıyordu işte. Onunla oturum ağlamak isterdim. Kimse şahit olmasa bile yada şahit olup söylemese bile bizim neler çektiğimizi polise, duvarlar,  halılar, masalar şahitti. Dilleri olsa söylerdiler! İnsanlara güvenmiyordum. Ailemdekiler bile beni korumamıştı. Belki bu nedendendi. Vedat'a baktım. Bakışları adeta ateş saçıyordu. Korkumu topladım ve oğluma cesaretliymişim gibi görünmeye çalışarak "Anneciğim, hadi ağlama. Üstünü değiştir geldiğimde konuşuruz. Hadi." Yiğit odasına girdikten sonra beni kolundan tuttuğu gibi arkasından sürükledi. Ama yine işkence şimdi başlıyordu. Yine. Tıpkı buraya kapatıldığım ilk günkü gibi yine. Ve böyle devam eden sekiz yıl gibi yine...

Sen anlat karadeniz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin