Ben mutfakta pişirme becerilerimi sergilerken Tahir'de Yiğit'e ellerini yıkatıyordu. Sucuklu yumurta yapmaya karar vermiştim ama evde ne sucuk nede yumurta bulabilmiştim. En sonunda Tahir'e sormaya karar vermiştim. ''Tahir,sucuk ve yumurtaları bulamadım.''dedim. ''Aradun mi da bulamadun?'' dedi.
Elbette aramıştım! ''Aradım tabi ki!'' dedim. ''Nerede aradun terzi de mi?''dedi. Bunu söylerken gülüyordu şuan olduğu gibi. Bende kahkaha atmaya başladım. ''He terzide aradım! Tezgahta aradım ya?'' dedim. Benimle alay mı ediyordu yoksa gerçek mi diyordu anlamamıştım. ''Essekten mi? E tabi gülerek ararsan ne kadari bulursun bilemem yani.'' dedi. Hala tebessüm ettiğimin farkında değildim. Tahir sonra ekledi. ''Dolaba baktun mi?'' Dolaba bakmamıştım!
Yinede kendimi haklı çıkarmaya kararlıydım. ''Baktım.'' Dedim. Tahir en sonunda pes etti. Ve dolabın kapanı açtı. İlk gözüme çarpan şey yumurtaydı. '' A Yumurta?!'' Dedim. ''He yumurta yağ olacak hali yoktu ya?'' Dedi. Sonra ekledi. "Sen dolaba nasul baktun acaba?"dedi. Bende biraz mahçup bir şekilde konuştum."Şuan gözümle baktığım gibi baktım."Dedim. E haklıydım. 'Dolabın içine baktın mı?' Dememişti ki! Bu konuyu kapatmak istediğimden Tahir'i susturdum. Ha bide ben riv riv ediyormuşum! Yumurtaları kırdım onlar pişerken sucukları bulmaya koyuldum. "Ula da ne araysun hırsız gibi?" Dedi. Bir kere de bana takılmasa ne olurdu ya?! Hızlıca cevap verdim. "Bu hırsız sucuk aramakta, Sucuklu yumarta hazırlamak için!" Dedim.
"Ona hırsız denmez da aşçı denur." Cevap vermekten sıkıldım. Ve oyalanmadan sordum. "Sucuklar nerede?" Dolabı açtı ve sucukları bana verdi. Hızlıca kesip tavanın içine koydum. Artık yenmeye bir adım daha yaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen anlat karadeniz
Fiksi PenggemarYıllardır acı ve göz yaşları arasında boğulmuştum. Keşke boğulmakla kalabilseydim. O eve hayallerimi ve çocukluğumu gömmüş,başkalarının günahları bedenime yüklenmişti. Hayatta kaldım,oğlum için.Benim dünya tatlım, sanki cehennemdeki tek cennet köşem...
