SANİYE BU AŞKI ÖĞRENİRSE😈💁

1.9K 109 3
                                    

Telgraf Naciyenin kulağına giden sarhoş dedikodularıyla kendini Saniyenin evinde bulmuştu kadın. Bir bin katıyor Saniyeyi dolduruyordu. Saniyenin gözü dönmüştü birden. Kimdi o kadın? Hemde iki çocuklu! Tahiri asla onunla birlikte olmamalıydı. Örf ve adetlerinde hiç evlenmemiş bir adam asla çocuklu bir kadınla evlenemezdi. Evlenmeyi bırak yan gözle bile bakamazdı. Sinirle kapıyı çekip çıktı Saniye. Naciyenin dediği adrese doğru ilerledi.

■■■

Kızlar mutfakta kahvaltılıkları hazırlarken Ömerle Tahir içerde tavla oynuyordu. Tahir İstanbul sosyetesi olarak gördüğü Ömerin böyle tavla oynaması karşısında pek bir şaşkındı. Yenileceğe benziyordu. Ki demesine kalmadan Ömer oyunu son hamlesiyle sonlandırmıştı.

"Vayy Ömer kardeş vayy. Ne bileyim ben senin böyle zar çevirdiğini."

"E bizde de var bir şeyler. Tavlayı bana Sadri Ustam öğretmişti mekanı cennet olsun. "

"Amin."

"Birşey daha öğretti yalnız. Hadi al bakalım koltuğunun altına."

Tahir yoğlama gibi sesler çıkartırken Ömer çoktan sıkıştırmıştı koltuk altına.

"Haydin Beyler bırakın şamatayı da masaya geçin."

Nihanın sofraya çağırmasıyla Tahir tavlayı masaya koyduğu gibi kaçtı. Kapının şiddetle çalınmasıyla korkan Nefes vakit kaybetmeden kapıya yöneldi. Açtığında şok olmuş olabilirdi.Olabilirdi değil kesin şok olmuştu. Saniyeyi karşısında görmeyi hiç beklemezdi.

"Nefesim kimmiş gelen?"

Tahir içerden bağırarak gelirken anneannesini görmesiyle ağzından kimsenin duyamayacağı şekilde bir küfür kaçırıverdi. İki sevgili kapının berisinde kadın dışarısında bekliyordu.

"Eyyvahh! İşte şimdi yandılar!"

Yaseminin patavaktızca söylediği şeye karşı Nihan bir tane koluna çaktı.

"Sus kız duyulmuyor zaten pek. Hayır yani niye böyle kalın yaparlarki duvarı?"

Nefes içeri buyur etmeye kalktığında Saniye suratsız bir biçimde elini havaya kaldırıp istemediğini buraya konuşmaya gelmediğini belli etmiş oldu.

"Doğru yani sevgilisunuz?"

"Evet anneanne."

"Ben sağa sormadım? Bu kaduna sordum. Pardon kadun mu dedum ben? Ağzumdan kaçti."

"Ağzınızdan kaçan şey tam olarak ney Saniye teyzecim? Benim kadın olmam mı? "

"He ya. Sakın kendine kadun deme sen. Iki çocuğunu almuş gelmiş Karadeniz'e. Torunuma kendini kapakliy."

Tahir sinirle araya gireceğinde Nefes hızlı bir hareketle durdurdu. Eliyle sus işareti yapıyor gözüyle herhangi bir şey söylememesi için yalvarıyordu. Kadın halâ hakaretleri dinlerken kendine 'yosma' denmesiyle artık susmaması gerektiğini anladı.

"Bakın ne ben sizi tanıyorum ne de siz beni. Bana ettiğiniz hakaretlere sonuna kadar dayanabilirim. Bu benim için sıkıntı değil ve zaten sırf siz bana hakaret ettiniz diye sevdiğim adamdan ayrılacakta değilim. Lütfen bize saygı duyun. Ben ne yosmalık yapacak bir harekette bulundum ne de bana Tahir en ufak bir istismarda. Torununuzu seviyorum ve o beni bırakmadığı sürece arkasında da değil sürekli yanında olacağım."

Tahir gidip Nefesin parmaklarına parmaklarını dolamasıyla Saniye idrak problemi yaşadı.

"Tahirr! Bırak diyeyrum şu yosmanın elini da. Zaten baksağa kadun geldiği an seni gözüne kestirmuş. Sağa ağ atmaya calışiy oğlum. Aç gozuni aç!"

"Anneanne sana olan saygım var. Ondan ses etmiyim. Ama yeter çizgiyi açma da. Seviyorum ben. İster saygı duy ister duyma. Ben bu elleri bı-rak-ma-ya-ca-ğum."

Saniye ikisinin de suratına tükürüp geldiği kapıyı sert bir şekilde suratlarına çarpmasıyla ordan uzaklaştı.
Nefes akan yaşları silip içeri geçiyordu ki Tahir Nefesin belini tutup kavradı. Vücutları resmen yapışmış gibi duruyordu. Öpmeyecekti ama adam bu sefer.

"Sakın pes etmeyesun tağam mi? Ben seni tüm akbabalardan korurim."

"O bir akbaba değil Tahir anneannen. Seni bu yaşa kadar getiren kadın."

"Bu yaşıma kadar elbette ki getirdi. Ama seni uzeni üzerim Nefes. Her konuda ne yaparsa saygım var. Yalnız sana olan duygum aşk belki temiz bir zaaf. Bilmeyrum. Bildiğim şey bu güzel duyguyi kimse elimden alamaz. İzin ver-mem. Yiğitin denizden gelen kaplanı mavi senin altın hödüğün seni sen istemediğin sürece bırakmaz ve korir."

Tahir sıcacık bir öpücük kondurdu kahverengi saçlara.

"Bir Sinanımı böyle romantik yapamadım be. Günaydın mesajına 'günaydın💕' yazıp göndermiş düşünebiliyor musun? Birde burdakilere bak."

"Hayır yani ne yazmasını bekliyorsun acaba. İyi geceler falan mı? Yoksa passionisin mali işlerini mi?"

"Espri seviyesi düşük bu ortamda daha fazla bulunamiycim efendim. Ben çaya bakmaya gidiyorum."

Nefes ile Tahir icerdeki muhabbeti duyunca gülüşmüşlerdi. Yaşadıkları bir nevi aşk darbesi bu olay sonrasında kahkaha atamasalarda gülebildiler.

BİR KARADENİZ MESELESİ 《NefTah》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin