BİR KARADENİZ MESELESİ 《NefTah》

MUTLULUK KAPILARI🚪💝

Gözlerini ilk açan Nefes olmuştu. Sarmaş dolaş uyuduğu adama bir kez daha hayranlıkla bakakaldı. Sol tarafında bulunan komidine uzanarak telefonunu eline aldı. Saat akşam sekizi bulmak üzereydi. Nefes öncelikle bu kadar uyuduğuna biraz şaşırdı. Ardından sabah ki anları gözünün önünde canlanması ile suratına minik bir tebessüm yerleştirdi. Ardından vakit kaybetmeden Asiye ablasını aradı oğlu ve Yağmurun sesini duyabilmek amacıyla.

"Asiye ablammm."

"Uyy nenem. Bunun sesine bi canlılık bir canlılık gelmiş. Kııız yoksa başladınız mi heee çalışmalara?"

"Yuh abla ya. Öyle pat diye denir mi? Tövbe tövbe. Utanıyorum ben burada. Kıpkırmızı geçiyorum. Haberin var mı he senin."

"Bilmem mi kıız. Bizde Mustafa'yla az..."

"Gerçekten özelinizi dinlemek istemiyorum ablam. Sen nerdesin?"

"Sizdeyum sizde. Veriyorum şimdi Yiğide. Sonra ayrıntılı ayrıntılı anlatırsın."

Nefes bir yandan tövbe çekiyor bir yandan da kocasını uyandırmamak için kısık sesle gülüyordu. Oğlunun sesini duyması ile derince bir oh çekti.

"Oğlumm. Nasılsın iyi misin? Kardeşin nasıl? Asiye yengenle yangaz abilerini üzmüyorsun değil mi? "

"Uyy nenem uyy. Sende iyi alıştın he rivriv etmeye anne. Bi dur da bi dur."

"Bilmiy misun koçum? Anacığının lakabı zaten rivriv kadın."

Nefes yanında bulunan yakışıklı eşinin uyanması ile gülüşünü bahşetmiş ardından susturmak amacı ile ellerini Tahirin ağzına götürmüştü.

"Anne Asiye yengem sürekli diyor ki bana size söyleyecekmişim bir Kaleli daha yapmadan gelmeyecekmişsiniz."

"Söyle oğlum o Asiye yengeciğine sizin yanınızda böyle şeyler konuşmasın. Kardeşini de benim için öp. Anneanneye de iyi davran. Tamam mı meleğim. Biz yarın gece orada oluruz. Seni öpüyorum bol bol."

"Bende mavi tüylü geyik."

Nefes telefonu geri komidine koyması ile suratını tamami ile kocasına döndü. Tahirde aynı hareketle karısına dönüp yorgan altından şakasına başlandığında Nefes hemen bir cimcik attı kocasının çıplak vücuduna. Tahir biraz daha sokuluyor Nefesi hareketleri ile çıldırtmaya çalışıyordu. Kafasını çıplak göğüse gömmesi ile Nefesin ağzından inilti çıkmıştı bile. Zorlada olsa saçları avuçlayarak uzaklaştırdı kendinden Nefes.

"Ama karucum..."

"Hiççç öyle bakmayın efendim üzgün üzgün ben sizi sabah yeterince doyurdum."

Bunu derken de bir yandan burnuna öpücük kondurmuştu.

"Bak Asiye reis yeğen istiyi haberin olsun. O da öyle bir kereyle falan olacak iş değil."

Tahirin göz kırpması ile Nefes gözlerini kısarak güldü. En çok özlediği gülme şekli ile.

"Hem bak artık Neriman annemde var. Torun sahibi olmasın mi? "

"Sen varyaaa..."

Nefes işaret parmağını sallayarak Tahir'in göğüsünün üstüne koyunca parmağının altındaki adamın nasıl kasıldığını hissedebildi. Ama ileri gitmek istemiyordu. Gezmek istiyordu buraları. Evlenme teklifi ettiğindeki muz kavramının başkentine gelmişlerdi. Anamura...

□□□

Nefes belki de ilk defa bu kadar süsleniyordu. Kocasını çoktan aşağı göndermişti rahat giyinebilmek ve kıyafet kararsızlığı ile boğmamak için.

Aşağı indiğinde Tahir'in bir kızla konuştuğunu gören Nefes şirin olmaya çalışma çabaları ile geri odaya dönüp sırf biraz fazla açık diye giymeyi tercih etmediği dizinin en az on beş santim yukarısında olan elbiseyi üzerine geçirdi. Aşağı indiğinde kızla Tahir halâ sohbet ediyordu. Tahirin gözleri Nefesin bacağına çarptığı an kocca bir yutkunma hissetti. Adem elması sürekli bir aşağı bir yukarı çıkıyordu.
Nefes yine tehlikeli hareketlerle kıstırgaçlı toka ile yukarıdan tutturulu saçı sallayarak açıp ellerini kocasının beline yerleştirdi.

"Merhaba canım. Size de merhaba. "

"Merhaba. Sevgiliniz gerçekten çok kafa dengi biri var ya. Şanslısınız."

Karşındaki kadının dedikleri ile zaten çileden çıkan Nefes çakma sarışının şanslısınız derkenkiği üzüntülü modduyla Tahirin belindeki eli adamın etini adeta mengene gibi sıkmıştı.

"Bakıyorum da pek bir üzüldün sarı yelloz. "

Kadının lafa girmesine izin vermeden devam etti.

"Ya buradan adam akıllı siktir olur gidersin ya da senin o çakma sarılarını kökünden asıla asıla dışarı sürüklerim."

Tahir korkmaya başlıyordu. Oysaki kadın sadece buralı olmadığını söylemiş yer tarif etmesini istemişti. Sonra kadının Rizeli çıkması ile konu konuyu açmıştı.

"Hee. Bu arada sarı gülüm. O benim sevgilim değil kocam. Bebeğimizin babası. "

Kadının bir hışımla uzaklaşması ile Tahir şaşkın şaşkın kafasını karısına çevirdi.

"Naptın karucum da. "

"Sus bakayım sen. Gördüm vallah billah gördüm kadın ağzına düşecekti be. Bizim beyimizde hiç ses çıkarmıyor. "

"Kıskandın seeen."

"He gülüm kıskandım var mı he itirazın."

Tahir kahkaha atarak iki elinin arasına kadınını alarak sımsıkı sarıldı.

"Hayır ama yani bebeğimizin babası falan dedin ya. Bak sırf sen dedin diye heee. Diyorum ki böööyle minik bir şişkinlik olsa karnında. Benim gibi bir yakuşukliye yaklaşma cesaretini bulamazlar. "

Nefes gözlerini kaçırarak tebessüm etmiş ardından adamın elini tutup otelden dışarı çıkmışlardı.

"Döndüğümüzde ama bak yorgun olmazsam bakarız bir şiylere."

Tahir kafasını kadının açık omzuna gömüp derin bir nefes çekti. Bu sefer nergis değil gül kokusu vardı boynunda. Kesinlikle bu daha çok yakışmıştı. Ama elbette ilk tercihi kendine has olan doğal kokusu idi. Ilk olarak kumsala inen ikili ayakkabılarını çıkarıp denizi hissettiler. Karadenizin suyu gibi soğuk olmasada idare edecekti Tahir.

"Biraz konuşalım mı? "

"Neyden mesela?"

"Bana aşık olduğunu ne zaman anladın?"

"Nergis için arabayı durduğunda. Ilk o zaman. Ama itiraf edemedim kendime. Seni evli sanıyordum."

Nefes o gün aklına gelince birazda olsa gözlerinin buğulandığını hissetti. Oğluyla çok zor şartlar altında kurtulmuşlar ve Tahirle karşılaşmışlardı.
Nefes gözünün buğusunu temizleyip adamı geri otele çekti. O anın aklına gelmesi pek iyi gelmemişti bünyesine.  Şefkate ihtiyacı vardı şu an. Onu hissetmeye yaşadıkları zamana şükretmeye ihtiyaçları vardı.