Balayımız var uşaklarum
Nefes oğluna nasıl açıklama yapacağına arabanın arkasında annesinin kolları arasında karar vermeye çalışıyordu. Evlerinin önüne geldiklerinde ayağı titreyerek bahçe yeşili ile buluştu.
"Anneeem!"
Nefes üzerine doğru gelen aslan parçasını öpüp etrafında döndürmeye başladı. Bu esnada da gözünden yaşlar firar ediverdi tekrardan.
"Hey mavi tüylü geyik neden ağlıyorsun?"
"Ay ışığında uluyan kurt seninle çok mühim bir konu konuşmalıyım, konuşmalıyız."
Yiğit gözüyle Tahir abisi başta olmak üzere ortamda bulunan herkesi tarayıp dudağını büzerek içeri geçti. Konunun aralarında gördüğü tanımadığı kişi olabileceğini düşündü.
"Ben nasıl diyeceğim Allah'm baban öldü diye? Lütfen şu kuluna yardım güç kuvvet ver."
"Ben senin hep yanında olacağım."
"Biliyorum ve tek dayanağım sensin. Ve tabi artık annemde var."
Nefes sağ eliyle annesinin parmaklarını sol eliyle de Tahir'in parmaklarını kavradıktan sonra sakin kalmaya çalışarak içeri girdi. Gözü yanda yangaz abileriyle oyun oynayan Yağmura takılınca yine firar etti yaşlar gözünden. Koltukta oturmuş kendini bekleyen Yiğitle aynı hizada olmak için dizlerini çöktü.
"Bak Yiğitcim insanlar doğar büyür ve ölürler. Offf Allah'm ben yapamayacağım galiba."
Nefes ağlayarak pencerenin yanına varmış ellerini şakaklarına götürerek ovalıyordu. Tahir arkasından gelip belini kavradı.
"Sakin ol öncelikle. Yapabilirsin. İstersen bende söyleyebilirim."
"Bunu gerçekten yapar mısın? "
Eşinin masum sorusuna karşılık Tahir minik bir tebessümle cevap verdi.
"Ne oluyor orda ikizum. Bizim yok diye gözümüze gözumize sokiyler."
"Ben şimdi size göstercem heee sokmayı. Siktir gidin lan."
Nefes Tahirin yanağına öpücük kondurup Yiğitin yanına gidişini izledi slow çekimde.
"Ay ışığında uluyan kurt!"
"Sen bari bir fişke bir şey de Tahir abim. Bezdum da bezdum."
"Baban. Senin için neyi ifade ediyor koçum. Bir şey olsa babana ne yaparsın?"
Yiğit bir kaşını kaldırıp karşısında ezilip duran adama bir bakış attı. Kendini toparlayıp söze girdi.
"Karşında yedi yaşındaki Yiğit yok denizden gelen kaplanım. Anladım bir şey olmuş söyleyin hadi. Anne lütfen yanıma gelebilir misin?"
Nefes gözlerini sımsıkı yumup yavaş adımlarla oğlunun yanına geldi. Boğazında oluşan yanma iyice rahatsız etmeye başladı.
"Baban öldü Yiğit. Ben ben çok özür dilerim senden."
"Niye sana tecavüz ettiği için mi yoksa sekiz yıl boyunca evde tuttuğundan mı? "
Nefes zorlada olsa yutmaya çalıştı ve becerdi boğazındaki öküz gibi oturan yumruyu.
"Bunun seninle bir alakası yok Yiğit. Babanın bana yaptıkları benimle onun arasında geçen bir şeydi."
"Ben biliyordum ki. Yani öldüreceğinizi duymuştum. Ama siz değilde başkası öldürmüş gibi. Fazla sakinsiniz."
"Na-Nasıl biliyordun koçum?"
"Dün siz konuşurken duydum. "
Nefes oğlunu kollarının arasına alıp sarmaladı. Her bir noktasına öpücük konduruyordu çocuğun. Yinede gözünden akan yaşlara engel olamıyordu işte.
"Anneee. Lütfen ağlamayı keser misin rica ediyorum. Balayına gidecek olan insanlar benim bildiğim ağlamaz ki."
"Balayı!!"
Nefes ile Tahir aynı anda şaşırmış ve sorgulayıcı gözlerle Yiğitin diyeceklerini bekliyorlardı.
"Ne yani tamam kötü bir olay geçmiş olabilir başınızdan ama bırakın onun duygusal yoğunluğunu ben kendi içimde yaşayayım. Söz depresyona falan girmem. Bu konuda üzüldüğüm şey babamın ölümü değil bana yapmadığı babalığı artık hiç bir zaman yapamayacak olmasıdır. Onu da napayım yani. Benim Tahir abim yangazlarım kardeşim annem Yağmurum ve Asiye yengoşumla Mustafa amcam var. Daha ne isteyebilirim. Sanki herkesin babası var. "
Nefes oğlunun bu güzel konuşma tarzı ve kendini anlatış biçimine hayran kaldı. Ama işte yüreği el vermiyordu ne de olsa. Henüz on iki yaşındaydı.
"O zaman ne diyoruz. Balayı taymmm. Mıhhıhhı."
"Aaa o nasıl konuşma tarzı evladım. Ne oldu benim biraz önceki koçuma?"
"Nihan abla Koray SARGIN :) diye biriyle konuşturdu. Ondan bulaştı galiba. E halâ ne bekliyorsunuz de hayde hazırlanın da. Gidin eğlenin. Dönerken de bana bir tane daha kardeş getirin."
Nefes oğlunun kullandığı son cümleyle gözünü bölertip Yiğit'e sus hareketi de yapsa çocuk ısrarla Nefesi öksürük krizine sokuyordu.
"Bir kız bir erkek olsun. İkizler yangazlarım gibi."
"Uşak haklı. Yapın yapın severuz!"
Herkesin kahkaha atması ile Nefes ve Tahir kızarmaktan morluğa geçiş yaptı. Asiye'de tuzu biberi oluvermişti olayın.
■■■
"Hayır yani ben siz kadınları anlamayrum arkadaş. Hayır yani biraz daha soğuk yerlere gitsek ne olacaktı. Yandum da yandum."
"Aaaa. Yeni gelin gibisin he sende. Hep bir mızmız. Ne güzel işte bol bol iyot alırız denizden. Hadi kalk ama."
Tahir inatla yataktan kalkmamak için direniyor Nefeste kolundan tutarak kendinin on katı adamı kaldırmaya çalışıyordu. Tahir artık dayanamadı ve bir hamle ile yatağa çekti Nefesi.
"Na-Napıyorsun Ta-Tahir? "
"Biraz Nefes'imi sevmek isteyrum. Bir itirazınız mu vardır?"
"Yok."
Nefesin cilveli çıkan sesine karşı Tahir elini kadının önce pamuk gibi olan saçlarına ardından da kıvrımlı kalçasına getirdi. Nefesin nefesindeki kısılma ve titremesi ile heyecanlandığını anlayarak biraz daha ileri gitti Tahir. Elini bu sefer tam iç çamaşırına sokacağı sıra kapı çaldı. Tahir açmamak ve işine kaldığı yerden devam etmek için ısrarcı da olsa kapıdaki ısrarla çalıyordu. Tahir sinirle kalkıp kapıyı açtı.
"Oda servisi efendim. Kahvaltı siparişi vermişsiniz."
"Bir dakka sonra getirsen ölürsün sanki arkadaş. Karımuzu seviyoz burada değil mi?"
Tahir kahvaltı arabasını içeri çekip sinirle kapıyı çarptı.
"Bu biraz önceki benim kocam olan Tahir miydi cidden? Hahahhah!"
"Gülma!"
"Gülmüyorum ki. Gülüyor muyum? Hahhahah."
Tahirin üzerine tehlikeli bakışlarla geldiğini gören Nefes dudağının bir kenarını ısırıp kaçacak yer arasa da bulamamıştı. Tahirin ensesine doğru gelip nefesini sıcakca üflemesi ile Nefesin tüyleri bir anda ürperdi.
"Hesabınızı kahvaltıdan sonra aluruk Nefes Hanım."
□■□■□■
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KARADENİZ MESELESİ 《NefTah》
FanfictionAşk çay karşılığı şeker Tiryakiler çayı şekersiz içer Ve Deli Tahir karşılıksız sever. 8 yıl boyunca şiddet görmüş bir kadın. Annesi şerefsiz bir kişi tarafından gözleri önünde öldürülen bir adam. Yolda o kadını arabasına alması ile başlamıştı her...