Multimedyadaki parçayı, 🌙 olan yerde dinlemenizi tüm kalbimle tavsiye ediyorum, kırmayın emi :)
***Sabah güneşini doğrudan alan odamıza gün doğmuştu. Selim, belki de aldığı ilaçların etkisinden olsa gerek, yaptığım onca sese rağmen inatla uyuyordu. Kendimi zorlamama rağmen uyuyamıyordum. Yarım saat belki uyuyor, ürpererek uyanıyordum. Yarım saatlik periyotlardan birinde gördüğüm rüyayı unutmamak için şimdilik telefonumun notlar bölümüne kaydetmiştim. Eve gidince mutlaka defterime geçirecektim.
Birkaç kez Selim'e seslendiğimde uyanmayacağına kanaat getirdikten sonra ablamı aramaya karar verdim.
Ablam bir an önce eve dönmemizi, anneme değil, önce babama haber vermem gerektiğini uzun uzun tembihledi. Aslında onlar buraya çok yakın bir şehirde oturuyorlardı. Ama Mehmet abinin, eniştem olur kendileri, hafta sonu şehir dışında olması münasebetiyle bizi almaya gelemiyorlardı. Ne de güzel olurdu böyle bir şey olsaydı.
Kapı üç kez çalındığında örtümü düzelterek 'buyrun' dedim. Esma'ydı.
Yatağın ayak ucuna oturarak ellerimi avuç içlerine aldı.
"İyisin değil mi ?"
"Gerçekten iyiyim. Emin olabilirsin."
Gülümsedi.
"Abim doktorla konuştu az önce. Bugün burada kalsak daha iyi olurmuş."
Ama ben bir an önce gitmek istiyordum.
"Sadece kontrol amaçlıymış, abim de, ben burada olurum nasıl olsa, düğüne gitmek isterseniz gidebilirsiniz diyor."
Şu an en son gitmek isteyeceğim bir yerdi düğün. Her şeyden evvel o kadar enerjim yoktu. Ama evlenen Sevcan'dı. Esma gitmek istiyordu, bunu anlayabiliyordum. Ama onun tek gitmesi, benim hastanede tek kalmam anlamına geliyordu. Ama ben gidersem de Selim tek kalırdı.
Aslında Bahadır da pekâlâ iyi bir refakatçi olabilirdi. Her şeyden evvel onun da bir doktor olduğunu düşünürsek, bu güvenimi artırıyordu. Ama gene de kararsızdım.
"Selim uyansın, ona da bir sorayım olur mu ?
"Olur tabi kuzucum, sen karar ver bugünkü programa, bir saate kadar doktor kontrole gelirmiş birde, haberin olsun."
Esma odadan çıktığında Selim beylerde gözlerini kırpıştırmak suretiyle uyanmaya çalışıyorlardı.
"Abla"
"Efendim bebeğim."
Odada başka biri yoktu, bebeğim diyebilirdim bence.
"Günaydın da, neden hazırlanmadın düğüne gitmeyecek misin yoksa ?"
Her halde ben böyle bir durumda bin bir türlü naz yapar herkesi başıma toplardım.
"Sen iyi misin önce onu söyle. Düğün de kimmiş ?"
"Gayet iyiyim, haydi siz gidin, ben Bahadır abiyle kalırım, o kadar yol geldik düğüne gitmeden geri mi döneceksiniz ? Annemlere de yolda haber verelim abla nolur, şimdi öğrenmesinler."
Maşallah çenesi tüm bedeninden önce uyanıyor bu çocuğun. On saat burada kalmam gerektiğini savunsam da Selim'e yenilip gitmeyi kabul etmiştim.
O sırada kapı çalınmış, doktor içeri girmişti. Arkasından da Bahadır ve Esma geldi.
Ameliyatın iyi geçtiğini, bir ay içinde normal yürümesine geçebileceğini söylediğinde, olumlu cümleleri beyaz önlüklü birinden duymak iyi gelmişti. Ama bu bir ayın önemli olduğunu, mümkün mertebe yatarak geçirmesini de söylemişti.