Ders aralarına sıkıştırılmış, vakitsiz anlarda yazılan bir bölüm oldu.
Okunma sayılarının artmasını temenni ederek sunuyorum bu bölümü de nazarlarınıza.
Medyamız el emeği 🌹
Keyifli, hayırlı, musmutlu okumalar 🌹
🌙
Yazın ortasına gelmiştik bile. Yazın bitecek olması düşüncesi bile mutsuz olmama sevep oluyordu. Kışları sevmiyordum. Bunun tek sebebiyse havanın neredeyse hep kapalı olmasıydı. Gün ışığı alamayınca mutsuzlaşıyordum.Hala yazda olduğumuzun farkına varınca mutsuz olmayı kışa ertelemeye karar verdim. Hava mis gibiydi.
Hem,
mutlu olmak için bugünlerde çok daha fazla sebebim vardı.
Dünkü aşırı heyecanımdan sonra bugün aşırı normal geçiyordu. Bu hem sorgusuz geçen bir güne şükretmeme sebep olurken hem de heyecanımın sanki tamamını yaşayamamışım gibi bir his oluşturuyordu içimde. Cümle aleme duyurasım vardı, ama daha Selim bile bilmiyordu. Söylemem gerektiğinin farkına vardım.
Selim düğünden geldiğimizden beri sinirleri alınmış gibiydi. Zaten çok hareketli, gezen tozan birisi değildi ama iyice odasına kapatmıştı kendini.
Hem ziyaret hem ticaret deyip besmele çekip odasının kapısını çaldım.
"Gel abla" sesinden sonra içeri girdim. Yüzüne gülerek baktığımda "Annem çaldıktan sonra beklemiyor, oradan anladım." dediğinde odama gelişini hatırlayınca minicik bir kahkaha attım.
Her zamanki düzenine nazaran bugün masası olabildiğine dağınıktı. Bir sürü kitap açık şekilde masasında duruyordu.
Toplayamadığını düşünerek sordum,
"Masanı toplamamı ister misin ? "Uzandığı yataktan doğrulup elindeki kitabı kaldığı yere ayracını koyarak yanına bıraktı.
"Bana sakat muamelesi yapma abla."
Çok sakin çıkmıştı sesi, kızar gibi değildi. Ama gene de benim öyle bir niyetim yoktu ki. Biraz alınmış olabilirim.
"İyi, tamam." deyip sandalyeye geçtiğimde, tepkisinin fazla olduğunu fark edip gönlümü almayı başarmıştı.
Gerçekten havadan sudan muhabbet ettikten sonra karın ağrılarıma sebep olan konuyu açmak için konuyu değiştirme çabalarına giriştim.
Tüm ablalığıma rağmen, belki biraz da şirin görünmeye çalışarak, ismini ağzımda yaya yaya, "Seliiiim" dediğimde, o da tüm küçük kardeşliğini bir kenara bırakıp, "Efendim bitanecim" dedi. Aramızdaki miniminnoş kardeş ilişkisine aşığım aşık.
Onun sadece benim yanımda böyle olduğunu bilmek mükemmel bir histi.
"Sana bir şey söylemem lazım."
Haydi bakalım Nevin. Haydi kızım yaparsın sen.
"Bir gelişme var ve bundan senin de haberin olması gerekiyor."
İyi gidiyorum bence şu an.
Uzun bir süre ııı uuu gibi anlamsız sesler çıkardığımda söyle artık diyen gözleriyle üstünde baskı kuruyordu şu an.
Tam söze başlayacaktım ki çalan zille tüm şevkim kırıldı. Annem teyzeme gitmişti, o gelmiştir diye seke seke kapıya gittim, arkamda meraklı bir kardeş bırakarak.