Geçmişin Tozları | 23 |

560 32 126
                                    

Kankalar şuan ne oluyor bilmiyorum, içime bir anda yazma isteği geldi ve kendimi burada buldum sanırım, sürpriz yapıyorum sadasjdaskdjkashdjkas :)

Yekta ile Yağız son kez karşı karşıya gelmişlerdir, Yağız yutkunup ağabeysine sarılır. 

Yağız : Amerika'ya gitmek zorunda mısın?

Yekta : Babam istiyor, Yağız.. Biliyorsun dediğini yapmaz isem cezalandırır.

Yağız : Ama ben seni çok özleyeceğim..

Yekta : Özleme.. Çünkü ben özlemeyeceğim..

Yekta Yağız'dan ayrılır ve gözlerini kaçırır, Yağız ise anlamamış donuk bir ifadeyle ona bakıyordur.

Yağız : Bu ne demek oluyor ağabey? 

Yekta : Sen artık Yüce Yağız Egemensin. En üstün altın çocuk.. Ben hep senin gölgende idim Yağız.. Bu nedenle burada bana ait olan bir şey yok, pek de özleyeceğim bir yer değil..

Yağız : Dert sadece bir lakap ise al senin olsun, sen yeter ki gitme..

Yekta : Bari şimdi yalan söyleme, gitmemi istiyorsun!

Yağız : Ağabey ne diyorsun? Ben senin kalmanı istiyorum..

Yekta : Babamın oğlu, güzel rol yapıyorsun! Eceye sahip çık! Kötü yola düşmesin sizin gibi, ben gidiyorum, Yağız.

Yekta bavulunu alır ve malikaneden ayrılır, arkasında bıraktığı Yağız yıkılmıştır aslında duydukları ona öfke katmıştır, ağabeysine öfkeli olmuştur.

---

Hazan Yağız'a, Ece Yağız'a, Çağlar Yağız'a bakıyordu, Yağız'ın ise aklından çok farklı şeyler geçiyordu ve kimseye bakmıyordu. Yağız bir hışımla kalkıp telefonunu çıkardı, birkaç numara tuşladıktan sonra telefonu kulağına götürdü. Birkaç saniye sonra telefon açıldı.

Yekta : Biraz geç kalmadın mı?

Yağız : Ağabey!!

Ece hızla Yağız'ın yanına gidip koluna girdi ve telefona yaklaştı.

Yekta : Beni özledin mi?

Yağız : Hayır..

Yekta : Üzüldüm.

Yağız : Sen demiştin, özleme diye.

Yekta : Ah! Doğru ya, unutmuşum, yaşlılık.

Yağız : Bana numara yapma, ağabey. Senin benden ne kadar zeki olduğunu ve hiçbir şeyi unutmayacağını biliyorum.

Yekta : Ne hoş! Bazı şeyler aklında kalmış. Ece yanında mı?

Yağız Eceye bakar ve telefonu ona verir, kendisi Hazan'ın yanına geçer.

Ece : Yekta?

Yekta : Ama... üzüldüm bak şimdi, Yekta nedir Ece?

Ece : Sana ağabey dediğim günü hatırlıyorsun değil mi?

Ece Yekta'nın malikaneden çıkışını görür görmez, hızla çıktı ve peşinden koştu.

Ece : Ağabey ağabey!!

Yekta Ece'nin seslerini duyuyordu ama dönmüyordu ardına. Ece koştu koştu koştu ama yetişemedi, daha doğrusu Yağız onu durdurmuştu, Ece Yağız'a sarıldı ve ağlamaya başladı.

Ece : Gitti.. Hem de bana veda bile etmeden, duydu ama dönmeden, ağladı hissettim ama söz söylemeden, öylece gitti. Beni yok saydı, ağabey.. 

Geçmişin Tozları | YağHazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin