Geçmişin Tozları | 7 |

829 41 24
                                    

Yağız : Sen?

Fazilet : Hoş geldin Yağız!

Şuan karşımda Fazilet Hanım duruyordu, babama döndüğümde kaşlarını havaya kaldırıp rahat olmamı söyledi, hiçbir şeyden anlamamıştım. Fazilet Hanım çok değişmiş.. Eski halinden eser yok resmen.. Birkaç adımla yanına ulaştım, elini uzattığını önce babama baktım, 'sık' dedi dudaklarını oynatarak, elim titrer gibi ilerledi, Fazilet Hanım elimi çabuklukla kavradı ve sahte bir gülüş sergiledi. Babam Fazilet Hanım'ın koluna girdiğinde babama döndüm ve elimi çektim. 

Yağız : Neler oluyor? 

Fazilet : Yağız.. Nasıl da anlamazsın.. Her şey benim planım idi. Baban ile biz sevgiliyiz..

Duyduklarımla sarsılmıştım, sertçe yutkunup duyduklarımı işlemeye çalışıyordum, elim alnıma gitti. Alnımı ovuşturdum, terlerim hızlı hızlı akmaya başlamıştı bile.

Hazım : Yağız, iyi misin?

Babam dokunmaya çalıştı, ittim. Onun gözlerinin içine baktım. İkisi de gayet ciddiydi.

Yağız : Ben inanamıyorum.. Siz nasıl evlatlarınıza böyle bir acı yaşatırsınız?

Fazilet : Ben onları hiçbir zaman sevmedim..

Yağız : Neden doğurdun o zaman?!

Hazım : Yağız sakin ol!

Elini atmaya çalıştı yine ittim. Fazilet Hanım bir adım yaklaştı.

Fazilet : Güç, para Yağız.. Bunlar benim için duygusal bir bağdan önce gelir.. 

Yağız : Yazıklar olsun senin gibi bir anneye sahip oldukları için, yazıklar olsun!

Yüzüne doğru tükürüp odayı terk ettim. Başım dönüyor, midem bulanıyordu, resmen her şeyi ikili ikili bulanık görüyordum. Elimi duvara yasladım, annem geldi o an aklıma.. Gülüşü, dokunuşu, sevgisi. Elimi sıktım ve kısa bir zıplama gerçekleştirdikten sonra odaya geri döndüm. Babam ve Fazilet Hanım beni görünce gülümsediler.

Yağız : Anlatın! Her şeyi!!

---

İlk defa birine gerçekten duygularımı ifade etmiştim. Birine bağlanmıştım belki de öyle hissettim. Ya da öyle sandım. Barış, yani Yağız gerçekten Barış olarak kalsaydı, bunları öğrenmeseydim diyordum kendi kendime. Sonra düşündüm ki belki yine bir açığı çıkardı,öğrenirim sonra çok bağlanmış iken kaybedersem çok kötü olur. Ellerimi ovuşturdum ve dudaklarımı yaladım. Odanın soğukluğu Yağız'ın gözlerinin buzluğu kadar olmazdı, yatağa uzandım, saçlarımın yatağa dağılmasına izin verdim. Onu ve hiç başlamayan aşkımızı düşündüm. Belki bir şans vardı, belki yoktu; aklıma gelivermişti.. O benim annem ve babamı öldürmüştü. Ona tekrar dönmek aileme ihanet olurdu. Yastığı elime aldım ve yüzüme bastırıp çığlığı bastım.

---

Meğer onların hayatı yalan üzerine kuruluymuş, boş bir yalan, duygu bağı olmayan bir aile. Fazilet Hanım, bugün de kendisinin ne kadar ruhsuz olduğunu kanıtlamıştı, kötü kalpli kadın. Hazan gibi bir kıza ve kardeşine yapılır mı ki... Nefes alıp verirken Hazan ile konuşmamız geldi aklıma.. Kimse masum değildir, demiştim. Aslında çok doğru bir şey demişim.. Oradan uzaklaşıp arabama bindim, babam arkamdan geldi. Camı açıp ona baktım.

Hazım : Oğlum, baba-oğul konuşalım mı?

Yağız : Konuşulacak her şey konuşuldu ve bitti. Sen ve o kadın artık benim üstüm değilsiniz.. Bundan sonra her zamanki gibi yalnız olacağım baba.. Yüce Yağız Egemen olacağım, tekrardan!

Arabayı çalıştırdım ve kısa bir bakış attıktan sonra gaza basıp orayı terk ettim. Yolda giderken tek aklıma gelen Hazan bunları öğrense ne olur? Bir yanımda onu üzmek istemiyordu fakat gerçeği bilmesi gerekiyordu, o kadın için üzülmemeli.. Rotamı Hazan'ın evine doğru çevirdim ve arabayı da aynı şekilde 'U' şeklinde döndürüp oraya yol aldım. Yarım saatte ulaşmıştım, arabayı kenara çekip derin bir nefes aldım ve arabadan inerken yavaşça verdim. Gözlüklerimi takıp ceketimi düzelttim. Kapılarının oraya geldiğimde kalbimde oluşan bazı değişikliklerden dolayı heyecanlanmıştım, belki şuan tarihe geçmeliydi. Kendi kendime sırıtırken kapı açıldı, kalakaldım, Hazan elinde çöp torbası ile çıkmıştı.

Hazan : Ya..Yağız.

Yağız : Konuşmamız gerek!

---

Ablamı evde yalnız bırakıp bir bara gelmiştim, öğlen öğlen.. Yağız'ın dedikleri canımı sıkmıştı. İçkim'den bir yudum bardağı sertçe masaya bıraktım, telefonu çıkarıp Eceyi aradım, kısa bir sürede açtı.

Ece : Sinan.. 

Sinan : Ece, sana sürprizim var..

Ece : Anlamadım?..

Sinan : Özür niyetinde bir şey..

Ece : Peki, ne?

Sinan : Gel beni şu lanet bardan al.. Götüreceğim..!

---

Ece gelir ve Sinan'ı arabaya kadar taşır. Sinan Eceye yol tarifi yapar ve uzun bir yolculuktan sonra havada kararmıştır. İkili Ağvaya gelmiştir. Sinan onu babasından kalan dağ evine getirmiştir. Ece bu yeri görünce şaşırsa da meraktan pek konuşamaz. Sinan onu içeri sokar ve ellerini tutup bir anda onu duvara yapıştırır, Ece şaşırsa da tutkuyla karşılık verir, Sinan onu koltuğa doğru yönlendirir, dudaklar hiç ayrılmaz. Şöminenin oraya geldiklerinde ikisi de sıcaklar ve üstlerini soyup öpüşmelerine devam ederler.. Ece durumdan çok memnundur. Sinan ise oyununu oynuyordur..

---

Yağız : Bir şey demeyecek misin?

Hazan gözleri dolmuş bir şekilde Yağız'a bakıyordur.. Elini masaya vurur ve gözyaşlarını silip konuşur.

Hazan : O kadına götür beni!

*Kankalar , gece bölümü geldi nasıl? Sizleri seviyorum, yorumları eksik tutmayın!*

1. ECE VE SİNAN DESEM?

2. FAZİLET HANIM DESEM?



Geçmişin Tozları | YağHazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin