Geçmişin Tozları | 30 |

369 26 16
                                    

Hazan yavaşça gözlerini açtı, yüzüne vuran o loş ışıkla geri kapadı ve elini acıya acıya kalbine götürdü, Ece on fark etti, hemen yanına koştu, Hazan gözlerini Eceye kaldırınca konuşmayı denedi ama boğazı kupkuruydu, susamıştı bu nedenle konuşamıyordu. Bir şeyler söylemeye çalışıyordu lakin anlaşılmıyordu, Ece hiçbir şey anlamadan onun konuşmasını bekliyordu, içeri Çağlar girdi, Hazan ona bir şeyler demeye çalışınca Çağlar durumun farkına vardı ve Ece'nin çantasını açıp su şişesini çıkardı, Ece şaşkınlıkla onu izliyordu, Hazan gülümsedi, Çağlar Hazan'ı doğrulttu ve suyu ağzına dayadı, Hazan özlemle resmen içiyordu suyunu. Çağlar şişeyi çekip koltuğa attı, Hazan derin bir nefes alıp verdi.

Hazan : Bana ne oldu?

Çağlar : Her zamanki gibi bayıldın, çok korktum ve hastaneye getirdim.

Ece : İlik bulundu!

Her iki şeye de sevinmiştim, acılarımdan dolayı mutluluğumu belli edemiyordu ama içimde coşkular vardı, bugün kalbim lunaparktı.

Hazan : Ya..Yağız?

Çağlar alnını ovuşturdu, Hazan sessizliğin kötü bir haberci olduğunu bilirdi, tam bir şey diyecekti, Sinan içeri lap diye girdi, Hazan'ın gözleri Sinan'ı bulunca yutkundu, onun da hali pek iyi değildi, yüzü gözü moruk çizik içindeydi.

Sinan : Şey.. ben.. merak ettim, seni.. abla..

Ece göz devirdi onun bu davranışına, Çağlar koltuğa oturdu, Sinan Hazan'ın yanına geçti ve elini tuttu, Hazan'ın yüzünde tepki yoktu, aslında içinden ona sarılmak geliyordu ama onu çok kızgındı.

Sinan : İlik.. şey.. onu ben verdim.. senin hayatını kurtardım..

Ece : Ne büyük bir fedakarlık !

Sinan göz ucuyla Eceye bakınca Ece oflayıp Çağlar ile odadan çıktı, Hazan kafasını duvara çevirdi, kardeşine bakmıyordu. Sinan yutkundu ve dudaklarını yaladı.

Sinan : Sen ister benim yüzüme bakma, ister istediğini söyle, söv ama ben senin kardeşinim, hatta kahramanınım..

Hazan acıyla güldü, Sinan elini saçlarına daldırdı.

Hazan : Benim tek bir kahramanım var ; o da Yağız..

Sinan'a dönerek söylemişti bunu, Sinan'ın gözleri hemen öfkeyle bürünmüştü.

Sinan : O adamın neyini seviyorsun abla, Allah aşkına?

Hazan güldü.

Hazan : Her şeyini..

Sinan : Ergen gibi konuşmaya başladın..

Hazan : Senin bir zamanlar davrandığın gibi mi?

Sinan : Uff abla!

---

Yağız kendine geldiğinde polisler gözüne ışık tutuyordu. Sersem gibiydi, başında bir ağrı vardı, etrafındaki polisler bir şeyler diyorlardı ama hepsi boğuk geliyordu, bir tin sesiyle Yağız doğruldu ve elini kulağına götürdü.

Polis : Beni duyabiliyor musun?

Yağız duymaya başlamıştı, polisin sorusuna kafasını sallayarak yetindi.

Polis : İyi.. Şimdi seni geri göndereceğim, yerine ve şunu bil bir hafta sonra mahkemen var.

Yağız : Karım.. karım iyi mi?

Polisler birbirine baktılar, içlerinden biri pislik olanı sinsice güldü.

Polis Sinsi : Değil!

Yağız duyduğu sözle sinir küpüne büründü, şuan burada olduğu onun yanında olamadı için kendine kızıyordu. Polisler onu kaldırdı ve yerine geri götürdü.

---

Çağlar, Ece'nin elinden tutup gözlerinin içine baktı.

Çağlar : Sence her şey.. ama her şey, düzelecek mi?

Ece : Benim içimde düzelmesi yönünde bir his var.. Bence düzelecek..

O sırada Hazan'ın koridoruna Melisa giriş yaptı Sinan ise odadan çıktı, ikisi de ikiliye bakıyordu. Çağlar Melisaya Ece Sinan'a döndü, elleri halen daha birleşikti.

Sinan : Neler oluyor?

Çağlar Sinan'a döndü, Melisa ise üçlünün yanına gitti.

Çağlar : Ne olabilir ki?

Soğuk bir tavırla söylemişti bunu Çağlar.

Sinan : Neden bu kadar yakınsınız?

Ece : Acaba ben onun halası olduğum için olabilir mi? Ya da dur kötü günler geçiriyoruz, birbirimize dayanak olmamız lazım hem bizim size verecek hesabımız yok.

Melisa : Ben bunun dayanak olduğuna pek inanamadım!

Ece : Kızım sen ne ayak isin? Dünkü boktan başka bir şey değilsin.

Çağlar : Yeter! Hepinizin neler saçmaladığınızı görmüyor musunuz?

Hepsi birbirine baktı, şüpheliler idi birbirlerine karşın.

---

/ 1 hafta sonra /

Hazan hazırlanıyordu, ilik nakli gerçekleşecekti, Ece, Çağlar, Sinan hepsi yanındaydı.

---

Yağız hücresinden çıkarılmış jandarma arabasına götürülmüştü, bugün onun mahkeme günüydü.

---

Hazan hazırlanmış, sedyeye yatırılmış son kez ailesi ile sohbet ediyordu.

---

Yağız mahkeme yerine getirilmiş, indirilmiş ve içeri sokulmuştu.

---

Hazan artık ameliyat haneye alınıyordu.

---

Yağız çağrıldı, avukatı Hilal ile içeri girdiler ve yerlerine geçtiler.

---

Hazana ilik nakli uygulanmaya başlamıştı.

---

Hilal : Dedikleriniz müvekkilim için ağır suçlamalar efendim.. Ben kefilim ki müvekkilim böyle suçlarla suçlanmamalıdır.

Hakim : Yani savcı bey yalan mı söylüyor?

Hilal : Yalan demek olmasın ama yanlış konuşuyor.

Savcı : Şüphe yaratıyorsunuz, benim üstümde sırf müvekkilinizin suçunu düşürmek için.

Hilal güler ve gözlüklerini düzeltir.

Hilal : O zaman şunu dinleyin.

---

Hazan'ın süren naklinden sonra odaya alındı ve gözlerinin açılması bekleniyordu, Çağlar ve Ece başında bekliyordu, Sinan ise ayrı bir odada dinleniyordu.

---

Hakim : Karar verildi! Yağız Egemen'in cezası, ev hapsine karar verilmiştir!.

Yağız avukat Hilale bakar ve gülümser. Ağzını oynatarak 'teşekkür' eder. 

---

Hazan gözlerini açar ve bir anda gülümsemeye başlar. 

Hazan : Oldu.. Dualarım kabul oldu..

-Kankalar kısa bölüm oldu ama bu kadar ancak elimden gelen, sizleri seviyorum, yorumları eksik tutmayın!-

1. Bölüm nasıldı?

Geçmişin Tozları | YağHazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin